Çal translate Spanish
482,053 parallel translation
İkisi de bu kadın için çalışmış.
Los dos trabajaban para esta mujer.
25 senedir Chicago'da, yol kenarına park ederim, ama arabam Monte Carlo'da çalınıyor.
Veinticinco años en Chicago aparcando en la calle y se llevan mi coche en Montecarlo.
Sperry Tıp Kuruluşu'nda gönüllü çalışan hekimlerden biri Nijeryalı gümrük memurları tarafından, Bay Reddington'ın gemi şirketlerinden birine ait 22 milyon dolarlık senedi içeri sokmaya çalışırken tutuklanmış.
Uno de los médicos voluntarios para la Fundación Médica Sperry acaba de ser arrestado en la aduana nigeriana por tratar de pasar de contrabando 22 millones en bonos a nombre de una de las compañías fantasma del Sr. Reddington.
Diğerlerini öldürdü çünkü Reddington'a çalışıyorlardı.
Ha matado a otros porque trabajaban para Reddington.
Eğer Sperry de çalışıyorsa, tek planı onu itibarsızlaştırmak değildir.
Si Sperry también lo hace, desacreditarle puede que no sea todo lo que tiene planeado.
Bir kaç kez ulaşmaya çalıştım, ama hiç kimse açmadı.
He intentado llamar muchas veces, pero nadie contesta. Sigue intentándolo. ¿ Cómo se llama?
Reddington'la çalışan insanları öldürmen için seni kim tuttu?
¿ Quién la ha contratado para que vaya a por la gente que trabaja para Reddington?
Çalışıyordun.
Estabas trabajando.
Sanrım karşı koymaya çalışıyordu.
Supongo que estaba intentando defenderse.
Uyumaya çalıştım.
Intenté dormir.
Ölmeye çalıştım ama hep bir sesle uyandım.
Intenté morir. Pero me despertó... el sonido.
- Çal bakalım Alfonso.
- Comienza, Alfonso.
Aslında şu Katheryn Perry konserlerinde yaptıkları gibi kostüm değiştirmeye çalışıyorum ama sıkıştım.
Intentábamos hacer un cambio rápido como en un concierto de Katheryn Perry, pero me atoré.
Bilin bakalım, ne oldu. Buradan çıkmaya çalışırken kendi doğumum aklıma geldi sanki.
Pero estando aquí dentro, estoy recordando mi nacimiento.
Çalınan mallardan sorumlu değiliz
No somos responsables de robo
Çalınan mallardan...
No somos...
Biliyorum. Çalışıyorum.
Lo sé, y lo estoy intentando.
A anahtarı. Değişimler için beni takip edin ve ayak uydurmaya çalışın.
Clave de la, mírame por los cambios e intenta seguir el ritmo.
Şimdi de peşinde aberasyonu düzeltmeye çalışan bir şey var.
Y ahora, algo te está persiguiendo, intentando corregir la Aberración.
Tüm sistemler normal şekilde çalışıyor Kaptan.
Todos los sistemas en funcionamiento, capitán.
Sadece çözmeye çalışıyorduk.
Solo estábamos resolviéndolo.
- Oradan çalıp gemiyi büyütmeliyiz.
Tenemos que robarlo de vuelta y entonces, podremos desencoger la nave.
O zaman mızrağı çalıp 1916'dan götürürüz.
Pues robamos la Lanza y la sacamos de 1916.
Daha çok takım çalışması diyelim.
Es más bien un trabajo en equipo.
Kötü haber de şu, Legion Of Doom hala bizi öldürmeye çalışıyor.
La mala noticia es que la Legión del Mal sigue intentando matarnos.
Ölümüne koşun ama ölmemeye çalışın.
Correr como alma que lleva el diablo. Intentar no morir.
Aptal bir İngiliz'e katılıp, dünyayı kurtarmaya çalışırken öldüğüm seyre mi?
¿ Quieres decir el camino en el que me uno a un británico bobo y muero intentando salvar el mundo?
Hayır, arkadaşlarını kurtarmaya çalışırken öldün.
No, mueres intentando salvar a tus amigos.
Karım Katolik adetlerini uygulamaya çalışıyordu.
Mi mujer era católica practicante.
Bu yüzden, isterseniz önümüzdeki saatleri bana çalışarak geçirebilirsiniz, ya da 10-15 senenizi keşke çalışsaydık diye geçirirsiniz.
Así que o bien se pasan las próximas horas trabajando para mí o los próximos 10 o 15 años deseando haberlo hecho.
- Hata taramasını çalıştırabilirim. - Bilgisayardan uzaklaş Jiya.
- Puedo intentar hacer un diagnóstico.
Evet, ama Mason'ın virüsü temizleyip sistemi tekrar çalışır hale getirmesi bir kaç saatini alır.
Sí, pero solo es cuestión de horas antes de que Mason sea capaz de contrarrestar el gusano y volver a levantar la red.
Saygısızlık etmek istemem hanım efendi, ama biz artık devlet için çalışmıyoruz.
Con el debido respeto, señora, ya no trabajamos para el Gobierno.
Bu vergi defterleri iş yerlerinizden birinde bir kaç yıl önce yapılan soygun sırasında çalındı.
Estos libros de contabilidad fueron confiscados durante una redada en uno de sus establecimientos hace unos años.
Bu zaman makinesini çalmadan, kaçak durumuna düşmeden, ve Jiya'nın cinayete meyilli heriflerle çalışmaya zorlanmasından önceydi.
Eso fue antes de robar la máquina del tiempo, convertirnos en fugitivos ¡ y que Jiya se viera obligada a trabajar con un montón de capullos homicidas!
Düzeltip tekrar çalışmasını sağlayacak, ve sonra da sizi bulacak.
La va a volver a hacer funcionar, y luego os encontrará.
Capone'un yanındaki uzun boylu adam hakkında bilgi toplamaya çalışıyoruz.
Tratamos de conseguir información sobre el hombre alto de tez oscura que acompaña a Capone.
Connor Mason'la çalışmak için gelmiştim.
Iba a trabajar para Connor Mason.
"Tek bildiğim o sırada uçağın yandığıydı, " ve her seferinde bir problemi çözmeye çalıştım. "
"Lo único que sabía era que el avión estaba en llamas, y pensé en resolver cada problema a su tiempo".
İlk olarak Capone'u durduracağız, ondan sonra da Flynn'in ne istediğini çözmeye çalışırız.
Primero, detenemos a Capone, y luego nos preocupamos por lo que Flynn quiere de él y por todo lo demás.
Bu mu yani? Sıkı çalışırım.
Trabajo duro.
Pekala, o zaman parçamızı çalışsak iyi olur.
Bien, pues deberíamos practicar nuestra pieza.
Evet, Bir defa bu senin fikrindi. Ama çalışmayan tek kişi de sensin.
Sí, y la idea la empezaste tú, pero eres el único que no ha hecho nada.
Tamam, o gözlerin nasıl çalıştığına bakalım.
Muy bien, veamos cómo van esos ojos.
Ne demeye çalışıyorsun?
¿ A qué te refieres?
Onun için çalışmayı önererek Carter'ı rahatsız ettim.
Ofendí a Carter ofreciéndole trabajar para él.
Kastettiğim, bu arkadaşlık halini aldığından beri... onun için çalışmamaı istemedi.
Es decir, cuando nos volvimos amigos, no quería que trabajase para él.
Aynı deodorantım gibi, cidden çok çalışacağım.
Lo daré todo, igual que mi desodorante.
Daha iyi çal!
¡ Toca mejor!
Sen kim için çalışıyorsun?
¿ Para quién trabaja?
Çalışmayan mı?
¿ Nada?
call 22
çalışıyorum 310
california 374
calderon 16
çalışma 18
callie 45
çalışıyor 250
çalışmak 46
callahan 76
calvin 75
çalışıyorum 310
california 374
calderon 16
çalışma 18
callie 45
çalışıyor 250
çalışmak 46
callahan 76
calvin 75
çalışıyorsun 24
çalış 161
calloway 23
çalıştım 51
caleb 68
çalışmıyor 158
çalışıyordum 70
çalışıyor musun 55
çalıştı 29
calder 53
çalış 161
calloway 23
çalıştım 51
caleb 68
çalışmıyor 158
çalışıyordum 70
çalışıyor musun 55
çalıştı 29
calder 53
çalışıyoruz 40
çalın 34
calamity 35
caligula 47
çalışacağım 46
çalıştır 90
callisto 84
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalın 34
calamity 35
caligula 47
çalışacağım 46
çalıştır 90
callisto 84
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44