Çin translate Spanish
14,854 parallel translation
Ammar ve Çin casusu zaten bir kez buluşmuştu.
Ammar y el espía chino ya se han visto una vez.
Birkaç ay önce CIA, Miller-Bluett'in araçlarına uyan şekilde Çin malı bir insansız hava aracı yakaladı.
Hace algunos meses, el CIA interceptó un drone chino que coincidía con las especificaciones de Miller-Bluett.
Bununla birlikte dün gece çevirmenlerimiz Mao Zhang'in Lin adında üst düzey bir Çin ajanıyla ilişiğinin olduğunu ortaya çıkardılar.
Como sea... anoche, nuestros traductores averiguaron que Mao Zhang ha estado manteniendo correspondencia con un operativo chino de alto nivel llamado Lin.
Uzay mühendisliğinden derece ile mezun olmuş Çin ordusunda görev yapmış ve altı yıl önce New York'a taşınmış.
Tiene una licenciatura en ingeniería aeroespacial, cumplió servicio en el ejército chino, y se mudó a New York hace seis años.
Eğer Kevin Lin gerçekten Mao'nun Çin hükümetindeki bağlantısıysa er ya da geç gelecektir.
Si Kevin Lin es realmente el contacto de Mao en el gobierno chino, va a aparecer tarde o temprano.
Benimle Çin teknolojisinin bilgilerini paylaştı.
Él compartió tecnología china conmigo.
Bu kurşun az kalsın Çin'de hayatıma mal oluyordu.
Y esta bala que casi me quita la vida en Macau.
Kampuse Çin yemeği getiriyor.
Entrega comida china en el campus.
Çin mi?
¿ China?
Ve Çin başbakanına da taşaklarımı yalayabileceğini söyleyin!
¡ Y decidle al primer ministro de China que me chupe las pelotas!
Mecbur kalırsak Çin topraklarına geçebiliriz.
Quiero decir, tú y yo sólo podríamos cruzar en la China continental, si tenemos que hacerlo.
Neden Çin yemeği sipariş edip anlamlı bir Noel filmi izlemiyoruz?
¿ Por qué no pedimos comida china y vemos una película navideña moñas?
Yoksa Çin'i mi? - Bu bilgi çok gizlidir.
Eso es altamente clasificado.
Sonra Çin, Meksika, Antarktika. Son bağlantının çıktığı yer de...
De vuelta a China, México, la Antártida, y la última conexión me lleva a
ABD ekonomisini çökertmek için emir almış bir grup Çin destekli sabotajcıyız ve ilk hamle bizim.
Somos un grupo de Saboteadores patrocinados por China con el mandato de destruir la economía de Estados Unidos, y tenemos el primer paso.
Nar gibi kızarmış tavuk biraz da boktan biftek ve Çin böreğiniz!
Hay naranja pollo pelado, un poco de carne de la ciudad, y un rollo de huevo de la ciudad!
Çin'deki şubemizde iyi iş çıkarıyor gibi görünüyor ama nasıl olduğunu merak ediyorum.
Su nombre es Kang Pil Sung, edad 34, y su profesión, inversor personal de acciones. Inversor personal de acciones es solo el nombre. Lo único que hace es quedarse encerrado en casa y navegar en sitios de acciones.
- İyi olan ne? Çin'de yaşamak.
Eso... identificamos el cadáver y fuimos los que atrapamos al sospechoso.
Şapkanın üzerindeki logo Kafe Ogun'e ait. Güney tarafta bir Afrika-Çin restoranı.
El logotipo en la gorra pertenece a Café Ogun, un restaurante chino-africano en la Zona Sur.
Çin Tiyatrosu'na gidebilir miyiz?
Me puedes llevar a Grauman's Chinese?
Annenle birlikte Çin'e dönmek istiyorum. Dağda nehir kıyısındaki küçük çiftliğimize.
Deseo volver a China con tu madre, a nuestra pequeña granja en las colinas sobre el río.
Sanırım hepimizin Çin'e dönme zamanı geldi.
Tal vez es hora todos nos volvimos a China.
Çin istihbarat ajanıyla buluşursam...
Si me encuentro con un chino Agente de inteligencia...
Sanırım hepimizin Çin'e dönme zamanı geldi.
Tal vez sea hora todos regresamos a China.
Çin'in iş gücünü ve afyonun ikisini tedarik ettikleri yerde tüneller açıp batı boyunca yollar inşa ettiler.
Donde los chinos suministra tanto el trabajo como el opio ya que extraen y construido las vías ferroviarias a través del oeste.
Limanlara erişim elde etme, diplomatik ilişkiler geliştirme ve Çin'in ticari menfaatini koruma stratejisi. Bu da birçoklarının merak etmesine yol açıyor. Çok daha büyük bir şeyin öncüsü mü?
'La cadena de perlas'una estrategia para obtener acceso a los puertos, desarrollar las relaciones diplomáticas, y para proteger intereses comerciales chinos, llevando a muchos a preguntarse, se trata simplemente de un precursor a algo más grande?
Babam Çin'e sağ salim döneceğini garanti edersen seninle buluşmak istiyor.
Mi padre ha accedido a conocerlo si está en condiciones de garantizar su caja fuerte regreso a China.
Kokain ticaretinin gelişimine tanıklık ettim. Oradan Çin'e, güneybatıya, sonra da Altın Üçgen'e. İyi bilirim.
Me fue publicada en América Latina, vio un poco de el tráfico de cocaína a desarrollar, a continuación, China, entonces el suroeste, el triángulo de oro.
Yani Polonya, Brezilya Çin gibi yerlerde bu tür hikayeler duydum ama...
Quiero decir, he escuchado historias, en Polonia o Brasil o China...
Tayfası, Kuzey Çin Denizinde bir yerlerde Endonezyalı korsanlar tarafından kaçırıldı.
Su equipo fue alcanzado por piratas indonesios en alguna parte del mar de China meridional.
Kuzey Çin Denizi çok tehlikeli bir yerdir.
El mar meridional de China es un lugar muy peligroso.
Peki, Mitra'nın Kuzey Çin Denizinde bir yerlerde olduğunu biliyoruz.
Está bien. Sabemos que Mitra está en alguna parte en el mar meridional de China.
Kuzey Çin Denizinde konuşulan tüm diller yani.
Como... todos los idiomas del mar meridional de China.
Bu şey vardiya sonuna kadar giderse iyi olur yoksa onu Çin restoranına satarım.
Esa cosa mejor que sea de aquí a finales de turno, o yo estoy vendiendo a un restaurante chino.
Diğeri ise otele girişinden yarım saat sonra Çin Mahallesi'nden.
La otra en Chinatown después de que se registraran.
Çin Mahallesi'ndeki Waiwai Nui Rehin Dükkânı.
Nos lleva hasta la tienda de empeños Waiwai Nui en Chinatown.
Çin duvarlarınızı örmüşsünüz.
Digamos que levantó la muralla china.
Nereye gidyorsun? - Çin mahellesinden gidiyorum.
- Me largo cagando hostias de Chinatown.
Çin parasına neler oluyor öyle?
¿ Qué demonios está pasando con el yuan?
Siz keşişiler, Güney Çin'deki düşmanlarıma barınak sağlıyorsunuz.
Ustedes, los monjes, ofrecían refugio a mis enemigos del sur de China.
Cennetin oğlu ismini taşıyan 500'den fazla Çin İmparatoru oldu.
A lo largo del tiempo, 500 hombres han ostentado el título de Emperador de Toda China, Hijo del Paraíso.
Rusya, Kore, Çin'in bazı bölgeleri ve sonu "istan" lı bir sürü ülkenin Avrupa ve Amerika'ya doğrulmuş nükleer silahları varmış.
Rusia, Corea, partes de China y un puñado de países que acaban... en istán tienen misiles nucleares apuntado a Europa y América.
Cin gibimi?
¿ Como un genio?
Cin, Verdiant iddanameleri gibi..
Ha hecho mucho más que hablar.
Lambadan cin çıktığında üç dileği yerine getirir.
Cuando sacas al genio de la botella... te concede tres deseos.
Cin gibi gözler, dopdolu bir mide, bunlarla yanılamam.
Ojos claros, estómago lleno, no puedo perder.
- Peki, iki cin olsun. - Birini getiriyim mi şimdi?
Que sean dos ginebras.
Kapari, cin biber ve bir tutam karabiber.
¡ Alcaparra, jalapeños y un poco de pimienta negra!
Sanki cin çarpmış gibiydi. Negatif.
Estaba como poseído.
Eski Çin ordusu.
Antiguos militares chinos.
Cin bir kere şişeden çıktı mı, sadece iddia bir savcıyı mahvetmeye yeter.
Si el asunto cobra publicidad, la sola acusación puede arruinar a un fiscal.
cindy 262
cinderella 17
cinnamon 38
cincinnati 50
cinque 18
cinayet 342
çingene 37
cinzia 17
cinayetler 19
cinayet mi 95
cinderella 17
cinnamon 38
cincinnati 50
cinque 18
cinayet 342
çingene 37
cinzia 17
cinayetler 19
cinayet mi 95
cinayetten 20
cinler 18
çinko 16
cinayet masası 86
çingeneler 30
çinli 46
çinliler 44
çin yemeği 22
çin mahallesi 51
çıngıraklı yılan 35
cinler 18
çinko 16
cinayet masası 86
çingeneler 30
çinli 46
çinliler 44
çin yemeği 22
çin mahallesi 51
çıngıraklı yılan 35