Çıkar onu translate Spanish
4,660 parallel translation
Çıkar onu buradan!
¡ Sácala de aquí!
Çıkar onu.
Sácalo.
- Çıkar onu. Hadi.
- Sácala de aquí.
Çıkar onu buradan.
Llévatelo de aquí.
Aklından çıkar onu.
Debes dejarla ir.
Evet, dostum, çıkar onu.
Sí, tío, sácalo ahora.
Öne çıkar onu.
Llévala a la parte delantera.
- Çıkar onu, çıkar onu.
Sácala, sácala.
Bundan kim sağ çıkar onu da bilmiyorum.
Demonios, no sé cómo alguien puede hacerlo a través de este.
- Çıkar onu buradan!
- ¡ Sacadla de aquí!
Onu üzerimden çıkar...
- ¡ Rápido! Quítame esto,
- Boşver, oradan çıkar ve onu işten at.
- Mierda, solo entra ahí y despídele.
Onu Wendy evinden çıkar ve bunu kanıtla.
Entonces entra en esa casa de Wendy y demuéstralo.
Ve sıkı bir çalışmadan sonra şarkısını ortaya çıkarınca ve biri onu çalarsa, bu müzisyenlere karşı büyük bir suç olur.
Y luego de crear una canción con todo el esfuerzo y trabajo duro. Si alguien se la roba, es un crimen atroz contra un músico.
- Onu buradan çıkar.
- Sácala de aquí.
Ailesinin onu suistimal ettiği konusunda bir spekülasyon çıkarınca ailesi ile arasında oldukça sorun çıkmış olmalı. Çünkü ailesi bu iddiaları yalanladı.
Se molestó un poco cuando especuló sobre los abusos sexuales que seguramente sufrió a manos de sus padres, porque dijeron que era mentira.
Çünkü o filmde olanlardan sonra, dışarı çıkarıp onu yakmak lazım.
Porque después de todo por lo que ha pasado en esa película, tienen que volver a sacarlo fuera y jubilarlo.
Peki, o zaman çıkarın onu.
De acuerdo, entonces a sacarlo.
Benim. Hâlâ onu çıkarmaya çalışıyorum ama yakında çıkar.
Lo estará.
Onu kullanıyor sonra elden çıkarıyor.
La utiliza y después la escupe.
Bu sayede, bir erkek parfümü serisi başlatıp onu Çin'de satabilir, albüm çıkarıp dünyayı sallayabilir ve başarılı bir şirket kurabiliriz.
De este modo, construimos una compañía éxitosa, se la vendemos a los chinos, compramos tiempo para grabar, hacemos un album éxitoso, estremecemos al planeta, luego empezamos una línea de fragancias para hombres.
Onu teslim etmeyi reddedersen elimde bizzat Savunma Bakanı'nın imzasını taşıyan evrakla çıkar gelirim.
Si se niega a entregarla, Presentaré una citación firmada por el ministro de Defensa, a usted misma.
Bak, eğer sisteme geri dönerse bir iki sene sonra yine çıkar ve bir şey yine onu tetikler.
mira, si vuelve a la cárcel volverá a estar fuera en un año o dos y... y algo ahí fuera volverá a encenderla.
Diş çıkarırken onu sakinleştirirsin.
Lo vas a calmar cuando le estén saliendo los dientes.
Bu son kart olurdu ve tekrar, tekrar, tekrar onu tanıdığım ve onun için konuşmalarını yapmakta olduğum dört yıl süresince... son kartını çıkarırdı.
y una y otra y otra vez y una y otra y otra vez durante los cuatro años que lo conocí y daba sus discursos por él, el traería a colación esa última carta,
İçinizdeki yaşlı karıyı çıkarıp onu kadroya alsanıza?
¿ Por qué no lo pone a él en el partido, y te sacas a la vieja del culo?
Onu buradan çıkarın!
¡ Sáquenlo de aquí!
Çıkarın onu buradan.
Llévenselo.
Ama önde taşımak isteyebilirsin onu. Daha rahat çıkarırsın.
Tal vez quieras ponerla adelante, la sacas más rápido.
Ben onun annesiyim ve onu ben çıkarıyorum.
Soy su madre, yo le doy el alta.
Kruse çok kibirlidir. Onu göklere çıkar.
Kruse es muy vanidoso.
- Çıkarın onu buradan!
¡ Sáquelo de aquí!
- Ve sonra onu çıkarıyorsun.
- Y luego lo c...
Hemen onu oradan çıkarın!
Sacadla de aquí ahora mismo.
Evet, çıkarıyorum onu oradan.
Sí, lo voy a sacar de ahí.
Çıkarın onu oradan.
Sácalo de ahí.
Bir testere alın ve hemen çıkarın onu.
Agarren una sierra, y saquémosla de inmediato.
Jesus, onu buradan çıkar.
Jesus, sácala de aquí.
Bu onu şüpheli listesinden çıkarır.
Eso la elimina de la lista de sospechosos.
Onu yürüyüşe çıkarıyorlar, ellerinden kaçıyor ve araba ona çarpıyor.
Lo llevaron para dar un paseo, se perdió, y un coche lo atropelló.
Onu buradan çıkarın!
¡ Vamos! ¡ Sacadlo de aquí!
İlk önce onu çıkar.
Primero sácalo de ahí.
Karım karşı çıktıysa da... Onu bir yere gönderdik.
Mi esposa se oponía pero nosotros... la pusimos en una institución mental.
Neredeyse bir yıldır ağzından "boşanma" lafının çıkmadığını aşk üçgeninize karışmanın bana hiçbir şey kazandırmadığını ve az önce onu büyük bir rezaletten kurtardığımı biliyorum.
Sé que él no ha mencionado la palabra "divorcio" desde hace más de un año. Sé que involucrarme en tu desagradable triángulo amoroso nunca me ha llevado a ninguna parte. Y también sé que acabo de salvarlo de un gran bochorno público...
Onu çıkarınca hoppa.
Una vez que lo desconectemos... ¡ Listo!
Onu nasıl çıkarırım oradan?
¿ Cómo hago para sacarla de allí?
Eğer iddia makamının takma bir uzvu olsaydı kesinlikle onu yerinden çıkarıp, o uzuvla ağzını burnunu kırardım.
Y si el fiscal tiene un miembro artificial, Ciertamente desearía tener que arrancarlo de su articulación y golpearlo con el.
- Onu çıkarın. Ve köleleriniz çırak olacaksa özgür olamayacaklar!
¡ Y vuestros esclavos no serán libres si terminan de aprendices!
- Mübaşir Griff, onu hemen çıkarın.
- Alguacil Griff,
Peki, şimdi onu dışarı çıkarın.
Muy bien, ahora apagadlo.
- Çıkarın onu.
- Bájenlo.
çıkar onu buradan 56
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onun neyi var 30
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onun neyi var 30
onu bul 30
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu buldular 16
onu sevdin mi 31
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onun için 179
onu buldum 214
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23