Önun translate Spanish
272,552 parallel translation
Deli veya onun gibi bir şey olduğumu sandım.
Creyeron que estaba poseída o algo así.
Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun.
No sabes nada sobre él.
Onun güçleriyle, yeni bir yükselme kazanıyorsunuz.
Con sus poderes, recibirás más de lo que pagaste.
Diyebileceğim tek şey, onun ekibe harika bir katkı olduğu.
Solo puedo decir que es una grandiosa adición al equipo.
Evet, bilirsin, onun hakkında birçok hikaye var.
Sí, ya sabes, hay muchas historias de ella.
Onun kıymetli oğluşu benim.
Yo soy su muchachito precioso.
Onun aşağılarda ne olduğunu kim biliyor.
Quién sabe qué tendrá él ahí abajo.
Neden onun tarafını tuttuğunu anlamıyorum.
Sí. Y no entiendo por qué estás tomando su lado.
Kızımla evlenen şanslı prens için... bu onun çeyizi olacak.
Y para el afortunado príncipe que se case con mi hija, esta será su dote.
Ve bu şımarık küçük prensler... asla onun yerini dolduramazlar.
Y estos príncipes mimados nunca llenarán sus zapatos.
Emma'ya dönmek için onun kanına ihtiyacım var.
Necesito su sangre para regresar con Emma.
Öyleyse kesin onun barınağına girdik.
Entonces seguro estamos en su guarida.
Gerçekten... nasıl oluyor da... onun neredeyse parmak uçlarınızda... olduğunu görmüyorsunuz?
En serio... ¿ Cómo no puedes ver que está prácticamente en la punta de tus dedos?
Onun için önemli biri olmalı.
Eso significa que es importante para ella.
Belki de bu yüzden Shepherd, onun konuşmasından korkmuyor.
Quizás por eso Shepherd no tiene miedo de que hable.
Onun hakkındaki her şeyi öğrenmem lazım.
Necesito saber todo sobre ella.
Roman, hâlâ onun hakkında bilmediğimiz çok şey var.
Roman, todavía hay mucho que no sabemos de ella.
Kevin, onun öldürdüğü herkesin vebali sende olacak.
Kevin, todos a los que mate irán sobre tu conciencia.
Onun ve diğerlerinin saldıracağı yer orası.
Eso es a por lo que van ella y los otros granjeros.
Kaç bilet gerekiyor onun için?
¿ Cuántos boletos cuesta ese?
Onun kıçını mı avuçladın?
¿ Le has tocado el culo?
Birçok insan incittim, her ne kadar en iyi arkadaşımın kız arkadaşına asılsam da ya da onun kızına ya da çamaşır sepetine işesem de bu hafta sonunu sevdim.
He hecho daño a mucha gente a la que quiero este fin de semana, he intentado ligar con la chica de mi mejor amigo... o con su hija... he orinado en su cesto de ropa sucia.
Onun geniş bir alıcı olduğunu biliyorum, ama eğer bana verirse, alırım.
Sé que es un receptor, pero si está dando, yo recibo.
Neden onun bunun sponsorluğunda deyip duruyorsun?
¿ Por qué sigues diciendo por quien son patrocinadas las cosas?
Ah, Onun bunun çocuğu.
¡ Aah, hijo de perra!
Bu onun üçüncüsüydü.
Es su tercer sándwich.
Onun saçmalığı da bu.
Es su manía.
Peki. O zaman AP-5 ile burada kalıp onun stokları saymasına yardım edersin.
Entonces puedes quedarte y ayudar a AP-5 con su inventario.
Onun burada gördüklerini geri İmparatorluk'a rapor etmesine izin veremeyiz.
No podemos permitir que esa cosa informe al Imperio lo que ha visto.
Chopper diyor ki onun güç kaynağı tarayıcılarında görünmüyormuş.
Chopper dice que sus rastreadores no detectan su suministro de energía.
Bu droidten aldığı güç onun ihtiyacını tam olarak karşılamamış görünüyor.
La energía que tomó de este droide no es suficiente para sus necesidades.
Chopper, sen onun dikkatini çek.
Chopper, tú atrae su atención.
Yani onun İmparatorluk'a kafasında asi sırlarıyla dolu bir hafıza bankasıyla geri dönmesine izin vermemizi mi öneriyorsun?
¿ Sugieres que lo dejemos volver con el Imperio, con su banco de memoria lleno de secretos rebeldes?
Savaş başlığına bir ayarlama yapıp onun İmparatorluk ağıyla yeniden bağlantı kurduğu an tekrar başlamasını sağlayabilir misin?
¿ Puedes ajustar la cabeza explosiva, y hacer que reinicie la cuenta regresiva cuando el droide se reconecte a la red Imperial?
Bizi öldürmeyi deneyebilir, o yüzden onun davranış sistemini yeniden düzenleyip onu bulduğumuz an ki silahsızlık durumuna döndüreceğim.
Podría intentar matarnos, así que reiniciaré su sistema de comportamiento al estado desarmado en que lo encontramos.
Ayrıca onun üsse dön protokolünü başlatacağım bu şekilde büyük ihtimalle barış içinde geri dönecektir.
También iniciaré su protocolo de retorno a la base así que debería irse rápidamente, en forma pacífica.
Onun söylediklerini dikkate al.
Considera lo que tiene que decir.
İnsanlar onun sende olduğunu öğrendiklerinde sana meydan okuyacaklar. Ve senin kendini savunmayı öğrenmen gerekiyor.
Y tienes que ser capaz de defenderte.
Onun bir sopayla savaştığını hatırlamıyorum.
No recuerdo que él luchara con un palo.
Onun aklı karışmış.
Su mente tiene conflictos.
Öğrendiğim tek şey Ezra'nın senin gibi berbat bir hocadan bir şeyler öğrenip şu hale gelmesi onun gerçekten üstün yetenekli olduğunu gösteriyor.
Lo único que estoy aprendiendo es que Ezra debe ser realmente talentoso para haber aprendido tanto y tan bien de un maestro tan malo como tú.
İnan bana Kanan istenecek kolay hocalardan biri değil fakat onun niyeti kötü değil.
Créeme, Kanan no es el maestro más fácil de llevar, pero quiere lo mejor para tí.
Ama yine de onun Darksaber ile alıştırma yapmasına izin vermiyorsun.
E incluso así, aún no le permites entrenar con el Sable Oscuro.
Bunu yapıncaya kadar, gerçek bir ışın kılıcı kullanmak onun için çok tehlikeli olur.
Hasta que lo haga, empuñar un verdadero sable de luz es demasiado peligroso para ella.
O sopaya kılıç gibi davranmasını sağlayarak onun kendisini bu işe adamasına engel oluyorsun.
Al hacerla fingir con ese palo, sólo la estás animando a no comprometerse con esto.
Bize güvenmesinin onun için ne kadar zor olduğunu hatırlıyor musun?
Recuerda cómo le costó confiar en nosotros.
Onun sadece biraz daha zaman ihtiyacı var.
Ella sólo necesita más tiempo.
- Onun izini kaybettik.
- Le hemos perdido el rastro.
Onun gülüşü sanki... sizin de gülmenize neden olur.
Tiene una risa que... hace que también te entren ganas de reírte.
Burada, Dyad'da onun üzerinde çalışmalar yapmak istiyoruz...
Nos gustaría estudiarla, aquí en Díad...
- Onun eşsiz fizyolojisi üzerine.
- De su fisiología única.
önünde 25
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun 448
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onunla 141
onun neyi var 30
onun için 179
önüne bak 138
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onunla konuşmak istemiyorum 23
onun mu 44
onun yüzünden 27
onunla git 84
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onunla yattın mı 71
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onunla konuşmak istemiyorum 23
onun mu 44
onun yüzünden 27
onunla git 84
onun nesi var 154
onun için endişeleniyorum 35
onunla yattın mı 71