English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Onunla kal

Onunla kal translate Spanish

1,007 parallel translation
Onunla kal Clem.
Sube en la locomotora con él, Clem.
Onunla kal.
Queda al mando del grupo A.
Eğer bana kim olduğunu söyleseydi, onunla kalırdım.
Si me hubiera dicho quien era, me hubiera quedado con él.
Joe, sen burada onunla kal.
Joe, quédate aquí con ella.
Onunla kal.
Quédate con ella.
Artık döndüm, onunla kalıyorum.
Ahora que he vuelto, vivo en su casa.
Onunla kal.
Sigue con él.
Onunla kal.
Tú quédate con él.
Onunla kal Pete.
Arriba con éI, Pete.
Tavsiyeme uy. Yanına git. Onunla kal.
Sigue mi consejo, ve con él.
Onunla kal.
Quédate con él.
Onunla kal, Sid.
Quédate con ella, Luke.
- Onunla kal.
- Quédese con él.
Onunla kalıyorsun ve ne olduğunu bilmiyor musun?
¿ Tu que vives con ella, que sabes?
Burada onunla kal.
Quedaos con él.
Onu makinelinin yanindaki ikinci sipere götür ve onunla kal.
Llévatelo a esa segunda trinchera mas alla del fortin y quédate con él.
Ben onunla kalırım ve Coarse Gold'ta sizinle buluşurum.
Me quedaré con ella y nos reuniremos en Coarse Gold.
Artık annenin yanına dön ve onunla kal.
Vea ahora con tu madre
Onunla kal!
¡ Quédese con ellos!
Herhangi bir iz, sıyrık ya da kurşun yarası bulursa komutanın ofisine götürün ve ifadesini yazarken onunla kalın.
Si ve alguna marca... abrasión o herida de bala en su cuerpo... llévelo a la oficina del Comandante... y quédese con él mientras escribe su declaración.
Yöneticinin ofisine belki. Onunla kal.
A la oficina del Gobernador, creo.
Neden onunla kalıyorsun?
¿ Por qué sigues con él?
Onunla kalın.
La ambulancia está de camino.
- Ben onunla kalıyorum.
- Yo me quedaré con él.
- Onunla kal. Dönüyor, Efendim.
- Quédese con ella, timonel.
İlk aylar, annem üst katta kalıyordu. Onunla tavanı vurarak konuşuyorduk.
Los primeros meses mi madre permaneció arriba y nos comunicábamos con golpecitos.
Hoşça kalın. Onunla dans vaktim geldi.
Adiós, tengo este baile con ella.
- Onunla tıkılıp kalırsın.
Te pegas a el.
Onunla kal.
Queda al mando.
Lütfen. Onunla görüşebilirsem minnettar kalırım.
Por favor, permítame que hable con ella.
- Belki de vermek zorunda kalır. O zaman ben de onunla giderim.
Pues me iré por la mañana.
Bazen gösteride bir hata yaptığımızda, kalıp onunla prova yapmamı istiyor.
algunas veces... ... si cometemos algún fallo en eI espectáculo me pide que me quede... ... y que ensaye con éI.
Sanırım onunla karşı karşıya kalırsam seni de karşımda bulurum.
Supongo que si me meto con él, tendré que enfrentarme contigo también.
Kalıp onunla karşı karşıya gel.
Quédate aquí y haz lo que quieras.
Ne diye onunla tartışıyorsun? Sen ne bilirsin ki kalın kafalı?
Hay que ver al sabiondo, ¿ qué sabrás tú, estúpido?
Adam onunla mı kalıyor?
¿ Quién es el tipo?
Onunla kal.
Quédese con él.
Ben onunla konuşurum. O burada kalıyor.
Gelsomina, ve con mi esposa, quiero hablar con él.
Ben kalmazsam kim kalır ki onunla?
Si no estoy yo con él, ¿ quién estará?
Kalıp, onunla evlenmeyi düşünmemiş miydin?
¿ Has pensado en quedarte y casarte con él?
Bunu zor halleder. Onunla kal.
Quédese con él.
Hiç durup düşündün mü bilmem, belki de sürekli kaçarak... kalıp onunla savaşmaktan daha fazla çaba harcıyorsundur.
¿ Te has parado a pensar que quizá cuesta más... seguir huyendo que pararte y afrontar algo?
Dünya dönüyor, Malenkaia... ve biz de onunla birlikte hareket etmeliyiz, yoksa geçmişte kalır, çürürüz.
El mundo sigue adelante, y debemos seguir con él o enmohecer con el pasado.
Şey, bak, eğer kalırsan, onunla buluşma şansına kavuşursun çünkü Ed onu buraya getiriyor.
Si te quedas,... Ia conocerás. Ed Ia traerá.
Kastettiğim şuydu, ne zaman çekici bir kadınla karşılaşsam... onunla sevişmeyi istemiyormuşum gibi davranmak zorunda kalırım.
Lo que quiero decir es que cuando encuentro una mujer atractiva... tengo que empezar a fingir que no abrigo deseos de hacerle el amor.
O zaman evinde kal ve onunla kendi başına ilgilen.
Entonces quédate y cuídalo tú mismo.
Ya onunla git, ya da buna son verip burada kal.
Vaya con ella, o terminemos esto y quédese.
Sen git, onunla ben kalırım.
Vete, yo me quedo con él.
Artık onunla ilgili çok kalın bir dosyanız olmuştur.
Tendréis un informe bastante grande a estas alturas.
Onunla dost kal.
Conserva su amistad.
Kalıp onunla konuşmak istiyorum.
Me quedaré yo. Quiero hablar con él.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]