English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ş ] / Şükür ki

Şükür ki translate Spanish

996 parallel translation
Çok şükür ki susamış durumda değilim.
Menos mal que ya no tengo sed.
Tanrı'ya şükür ki bunu karşılayabiliyorum.
Gracias a Dios puedo pagarlos.
Çok şükür ki gemide değiller.
Gracias a Dios, no están a bordo del barco.
Şükür ki ortam şenleniyor. Buna memnun oldum.
Gracias a Dios, las cosas se están arreglando.
Ben de bir garson kızla evlenecektim, ama şükür ki babam gözümü açtı.
Yo quería casarme con una camarera, pero mi padre me quitó la idea de la cabeza.
Çok şükür ki zayıf bir adamsın.
Menos mal que usted es un hombre débil. Sí, soy como mi padre.
Tanrıya şükür ki bu karışıklığa hiçbir zavallı kız gelmez.
Pobre de aquella que se case con un hombre de esta compañía.
Yazı yazmamı engellemeyecek, çok şükür ki sol elle yazıyorum.
Eso no interferirá en mi informe. Afortunadamente, Yo soy zurdo.
Ayrılmadan önce dolu olduğunu görmüştüm ve Tanrı'ya şükür ki, doldurmuşum.
Me aseguré de que estuviera cargado antes de irme y por suerte lo hice.
Zavallı bebeğim. Tanrı'ya şükür ki baban öldü.
Gracias a Dios tu padre está muerto.
- Tanrıya şükür ki.
- Es una suerte.
Tanrı'ya şükür ki biz demokratik insanlarız.
Gracias a Dios que existe la democracia.
Çok şükür ki ailem Polonya dışında. Ama Varşova'da biri var.
Por suerte, mi familia está fuera de Polonia... pero hay alguien en Varsovia.
Çok şükür ki bizim meslekteki tüm o yaygaracı ve nevrotik tipten binlerce kilometre uzakta.
Por suerte, son como 1600 km de todos los neuróticos y ruidosos de nuestro oficio.
Oğlum dediysem, çok şükür ki abartıyorum.
Pero cuando digo mi hijo, exagero, por suerte.
Çok şükür ki, uykum onların yumruklarından daha ağırdı böylece uykumda onlardan kaçabildim.
Por suerte yo tenía el dueño duro, más duro que los golpes.
Tanrıya şükür ki ciddi bir şey yok ama olabilirdi.
Nada grave, gracias a Dios, pero podría haber ocurrido.
Bu dezenfektana şükür ki,... hiç salgın olmadı.
Gracias a este desinfectante, no se desatan epidemias.
Çok şükür ki sen rekabet ve kıskançlık hislerinden kurtulmayı başarmışsın.
Has conseguido librarte del veneno de la rivalidad y los celos.
Şükür ki hayır.
- No, gracias.
Çok şükür ki biri bahsetti.
Gracias al cielo que alguien lo tiene claro.
Dışarı çıktı. Hep dışarıdadır, şükür ki!
Acaba de salir, está fuera, por fortuna.
- Neden "şükür ki"?
- ¿ Por qué "por fortuna"? .
Bu diyete şükür ki, kafam berrak ve... daha sağlam hissediyorum.
Así mantengo la mente despejada y me siento fuerte, mucho más fuerte.
Tanrıya şükür ki hala bir şansımız var.
Por Dios que lo conseguiremos.
- Şükür ki Vince'in bütün dostlarını tanımam.
- No los conozco a todos, afortunadamente.
Bu son geceniz. Çok şükür ki son gecem.
Y lo agradezco.
Lottie dışarıdaydı, çok şükür ki fotoğrafcıya gitmişti.
Lottie había salido a ver al fotógrafo.
Tanrıya şükür ki bu dünyada hala centilmenler var.
¿ Has visto? Aún hay gente honrada. Gracias.
Şükür ki, biraz su var burada.
Qué bien, hay agua.
Şükür ki sabaha karşı olmuş, sen evdeymişsin.
Por suerte, pasó casi al amanecer y ya estabas en casa.
- Tanrıya şükür ki evet!
No, ¡ gracias a Dios aún no he muerto!
Çok şükür ki, buralı değilim.
Por suerte no soy de aquí.
Şükür ki sen bir beyefendisin.
Y es gracias a ti... un caballero.
Şükür ki birlikte oturmayacağız.
Gracias a Dios, no vamos a vivir juntas.
Tanrı'ya şükür ki eksikliğim duyulmuyor.
Pero, gracias a Dios, no me necesitáis.
Çok şükür ki, biz böyle bir kişiye yeni sahip olduk aslında, onlarda bir kaçına.
Por suerte, ya tenemos un candidato en realidad, tenemos varios.
Şükür ki Rhoda odada piyano çalıyordu.
Gracias a Dios que Rhoda estaba tocando el piano.
Çok şükür ki, havası temiz, rüzgarı taze olan bir memleketten geliyorum...
Doy gracias por haber nacido en un país donde el aire es puro y el viento no lleva impurezas.
Şükür ki, kendim hallettim.
Por suerte, la controlaba
- Tanrıya şükür ki inekler alışmaya başladı. Evet.
Da gracias que las vacas se acostumbren.
- Şükür ki.
- Afortunadamente.
Tanrı'ya şükür ki onları öldüren bizler kadar zeki değiller. Her ne kadar bizden daha asil daha yetenekli olsalar da.
Gracias a Dios los peces no son tan inteligentes como los que los matamos,... aunque son más nobles y más hábiles.
- İyi, şükür ki değilsin!
¡ Ah, bien, menos mal!
- Tanrıya şükür ki iyisin.
- Gracias al cielo que está a salvo.
Müfettiş Beauchamp, Tanrıya şükür ki buradasın.
Inspector Beauchamp... Gracias a Dios que ha venido.
Ceketimin cebinde tanrıya şükür ki siz göremiyorsunuz ahlak dışı, iğrenç, açık saçık bunu söylediğim için utanç duyuyorum..... Fransız kartpostalları var.
Aquí tengo en el bolsillo, y gracias a Dios que no podéis verlo, unas lascivas, sucias, obscenas... Me da vergüenza decirlo. ... postales francesas.
- Tanrıya şükür ki geldiler. Benden söylemesi!
Ya, pero en este caso, gracias a Dios...
Ve Tanrıya şükür ki benim olmamışsın.
Y bendigo a Dios por no haberte conseguido.
Çok şey atlattık Holmes ama şükür ki şu anda güvende.
Muchos contratiempos, Holmes, pero gracias a Dios está a salvo.
Tanrıya şükür, ben de sandım ki...
Gracias a Dios, pensé que estaba...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]