Acelem var translate French
844 parallel translation
Sadece merhaba demek için uğradım amca çünkü acelem var.
Je voulais juste dire bonjour, mon oncle, je suis pressée.
Acelem var. Bırakmak mı?
Oue je vous dépose?
Acelem var.
Je suis pressé.
- New York'a gitmek için acelem var dedim.
- J'ai dit que j'étais pressé d'aller à N.Y.
- Günaydın. - 5 kilo kumkat istiyorum ve acelem var! - Evet.
Je veux 4,5 kilos de kumquats, et je suis pressé!
- Çok acelem var.
- Je suis pressée.
- Acelem var.
Je suis pressé. Moi, pas!
Çok acelem var ama kıpırdayamıyorum.
Je suis pressée.
Acelem var.
Je suis pressée.
Sonra söyle. Acelem var. Bay Carter'ı bulmalıyım.
Tu me raconteras plus tard.
Bunun için endişelenemeyecek kadar acelem var.
Pas le temps de m'en faire.
Mazur görürseniz acelem var.
Je dois me dépêcher, excusez-moi.
Haydi, acelem var.
Je suis pressée.
Acelem var. Gerçek şu ki, Albayım... gerçek...
Pas le temps de m'asseoir.
Müsaadenizle, acelem var. - İyi yolculuklar, Doktor Jekyll.
- Excusez-moi, je suis pressé.
Acelem var.
Je suis presse.
- Acelem var.
- Je n'ai pas le temps.
Acelem var.
Je suis très pressé.
- İnanmıyorum. Hem acelem var. Bizim yok.
Je n'en crois rien et je suis pressée.
Acelem var.
On est pressés.
Pekala bay Episcovo, eğer biraz daha vaktim olsaydı... işiniz hakkında konuşmaktan çok memnun olurdum ama... acelem var ve bu nedenle affınıza sığınarak size bir... anlaşma önermeme izin verin.
Ecoutez, Monsieur Episcopo, avec plus de temps, je m'amuserais bien, à parler de votre commerce. Mais je suis très pressé et je vous estime.
Ah Mutti, öyle acelem var ki!
Je suis très pressée. Je vais chercher un colis à l'autocar.
- Bak hayatım, biraz acelem var.
- Je suis un peu pressé, ma belle.
Ne oldu? Acelem var.
Qu'est-ce qu'il y a?
- Ama biraz acelem var.
J'ai peu de temps.
- benim de acelem var ve ilk benim sıram.
Mais nous aussi!
Acelem var çünkü.
Je me dépêche.
Acelem var.
Je me dépêche.
Lütfen bırak beni. Acelem var.
Je dois me dépêcher.
Biraz acelem var.
Je suis pressée.
Fiske, kusuruma bakmazsanız biraz acelem var.
Fiske. S'il vous plaît, je suis pressé. Je...
- Acelem var. Çocuklar bu gece Galba'dalar Rick.
- Les copains vont chez Galba.
Eve gitmek için acelem var.
J'ai hâte de rentrer chez moi.
Gerçekten çok acelem var. Merhaba, hoşça kal için zaman yok.
Quelqu'un m'attend!
- Canımı yakma. Acelem var. Gidip komutanı görmem lazım.
Il faut encore que je passe chez le Commendatore.
Federico, çok acelem var.
Federico! Ma mise en plis!
Bunu başkasının görmesini istemiyorum ve acelem var.
Je ne veux plus qu'une autre personne la voit, et je suis pressé.
Dünyayı görmek için acelem var.
Je voulais découvrir le monde.
Şimdi olmaz, bebeğim. Acelem var.
Pas maintenant, je suis pressé.
Acelem var çünkü yeni bir iş buldum.
J'ai un autre emploi.
Rue du Poirier'e, çok acelem var.
Rue du Poirier, et en vitesse!
- Acelem var. Partnerim beni bekliyor.
Je dois m'en aller maintenant.
Acelem var.
Entre.
Acelem var. 200. $ lazım.
Je vous ai défendu d'entrer ici. Ça ira vite.
Gitmem lazım, acelem var.
Je me sauve.
- Acelem var.
- Je suis pressé.
Biraz acelem var.
Je suis pressé.
Acelem var, Gypo.
Je suis pressé.
Hayır, yok, acelem var.
Non, merci.
Tatlım, acelem var.
Il faut que je file.
Korkunç acelem var Charles.
Je suis très pressée.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
acele 140
acele etmene gerek yok 16
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41
acele 140
acele etmene gerek yok 16
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41