Asın onu translate French
6,786 parallel translation
- Aramadın mı onu?
Tu ne l'as pas appelé?
Onu beklemene gerek yok.
Tu n'as plus besoin de l'attendre. Il est mort.
Yani o zamandan beri ne onu gördün ne de ondan haber aldın, öyle mi?
Mais tu ne l'as pas vue ni eu de ses nouvelles depuis?
Beni Caitlin'i bulayım ve sende onu öldüresin diye mi çağırdın?
Est-ce que tu m'as engagée pour trouver Caitlin pour pouvoir la tuer?
Onu biraz uzun yapmışsın.
Tu l'as fait un peu plus grand.
Ama onu, ona aşık olduğun için geri getirmek istediğini söylemedin.
Mais tu n'as pas dit que tu voulais qu'il revienne parce que tu l'aimes.
Bombayı ilk gördüğün anda onu çıkardın, değil mi?
T'as enlevé ça dès que t'as vu la bombe, hein?
O zaman sanırım asıl soru şu, onu beklerken ne yapacaksın?
Alors que faire en attendant?
Bunu sen yaptın, onu tehdit ettin.
C'est toi. Tu l'as menacé.
Benim için onun akademik zırt pırtından daha önemli bir şey yok ama Alex söz konusuyken asıl önemli olan onu önümüzdeki dört sene yakınımda tutmak.
Évidemment. Rien n'est plus important pour moi que son parcours d'on ne sait quoi. Mais avec Alex, le plus important est de la garder près de nous pour les 4 années à venir.
Yani sen de başka kiminle görüşüyor diye onu takip etmeye başladın.
Donc tu as commencer à la suivre pour savoir qui d'autre elle voyait.
Onu benden aldın.
Tu me l'as prit!
Anlıyorum, kötü huyların için onu suçluyorsun, suçlamalısın da.
Tu considère que ton père est responsable de tous tes mauvais comportements, et tu as raison.
Ailemizin aradığı şeyi bulduğun ve sonra da onu sakladığın doğru mu?
Tu as découvert ce que nos parents cherchaient et l'as caché?
Justin konusunda yardımıma ihtiyacın var mı, onu oyalamak için falan, olan biteni ona anlatmak için?
Tu as besoin de moi pour faire face à Justin pour... le retarder ou autre, le faire traverser tout ça?
Elinde iyi bir kaynak var ama sen onu bir tekneye zincirlemiş durumdasın.
Tu as une bonne réserve, et tu l'as enchainée à un bateau.
- Ne yaptın ona? - Sen onu tut yeter.
- Qu'est-ce que tu lui as fait?
Onu sen zorladın.
Tu l'as forcé.
Sorun ne? Onu biraz fazla zorladın, değil mi?
Tu l'as poussé trop durement, tu ne crois pas?
Bir mekan bulur bulmaz onu, asıl planlarını uygulamak için, çalışmaya zorlayacaklardır.
Ils ont besoin de lui pour un travail quel que ce soit leur plus grand plan dès qu'ils seront installés.
- Onu araştırdın değil mi?
Tu as fait des recherche sur lui.
- Hiçbir yere gitmiyor çünkü onu tutukladınız.
Il n'est allé nul part. parce que tu l'as arrêté.
Onu benim evime nasıl sokarsın?
Comment as-tu pu l'amener dans ma maison?
- Onu sen yazdın.
Que tu as écrit.
Dokunduğun için Alex, Haley ve sen paylaşacaksınız onu.
Maintenant que tu l'as touché donc toi Alex et Haley allez la partager.
Kötü tarafı ise senin anlayışın. Çünkü buradan çıkmak için tek şansımızı öldürüp onu koca bir tuş-kebaba çevirdin.
Le côté négatif en revanche, c'est ton intelligence car tu as pris notre seule chance de partir d'ici et tu l'as changé en un gigantesque...
Onu kurtarmak için elinden bir şey gelmezdi. Bu yüzden sen de beni kurtardın.
Tu ne pouvais rien faire pour le sauver, donc tu m'as sauvé à la place.
Bildiğiniz gibi Ajan May birine takip cihazı yerleştirmenin asıl olayı onu gizlice takip etmek zorunda olmamanızdır.
Vous savez agent May, le but d'implanter un traceur à quelqu'un et que vous n'avez plus à le suivre partout. Ou vous ne faîtes que passer dire...
O zehrin seni öldürmesi gerekirdi ama onu defetmeyi başardın.
Ce poison aurait dû te tuer, mais tu as réussi à le combattre.
Yani onun kızım olduğunu biliyordun ve onu düşmanın olarak mı gösterdin?
Donc tu le savais.. que c'était ma fille, et tu l'as décrite comme une ennemie?
Bırak onu! Ne yapacağını gördün.
Tu as vu ce qu'il allait faire.
Tutun onu, mazeretini kontrol edin ve onu cinayetle suçlamayın da, ne yapmanız gerekiyorsa yapın.
Tu le gardes, vérifies son alibi, et fais ce que tu as à faire mais sans l'accuser de meurtre.
Barbut oynamaya gittin diye bırakmadın ya onu.
Tu ne l'as pas abandonnée pour jouer au craps.
Vegas seyahatinde onu ekmek zorunda kaldın demek.
T'as annulé ton séjour à Vegas.
- Onu fena şekilde hayal kırıklığına uğrattığını söylüyor.
Tu l'as beaucoup déçu.
Kalinda, onu bulma şansın var mı? Dante'yi?
Kalinda, tu as pu trouver Dante?
Bana Lemond Bishop'un diğer ses kaydını verdin ben de onu karşılaştırdım.
Tu m'as donné l'autre enregistrement de Bishop, donc j'ai comparé les caractéristiques vocales.
Onu korumak için bir sebebin yok.
Tu n'as aucune raison de le protéger.
Ki onu da başaramadın!
Ce que tu n'as pas fait.
Tabi ki öyle söyleyeceksin çünkü onu buraya getirerek kendini riske attın.
Bien-sûr que tu allais dire ça, parce que tu as fait tout ce que tu pouvais pour l'amener ici.
Onu şoklayarak ona fazla seçenek bırakmadın.
Tu ne lui as pas donné tellement le choix après que tu l'es zappé.
- Onu bıçakladın.
- Tu l'as poignardé.
Yıllarını onu gözlemleyerek geçirdin.
Tu as passé des années à le regarder.
Onu çok kırdın.
Tu l'as brisée.
Onu Jo'yu sarhoş etmesi için etki altına almamıştın.
Tu ne l'as pas contraint à la saouler.
Evet, biliyorum. Onu durdurabilirdin ama durdurmadın.
Je sais, mais tu aurais pu l'arrêter, et tu ne l'as pas fait.
- Onu benden çaldın!
Tu me l'as volé!
Fırsatını bulamadan onu devreden çıkardın.
Et tu l'as mis dehors avant qu'il ai eu une chance.
Kim sorumluysa, onu asın.
Pendez-les.
Nasıl kandırdın onu?
Comment l'as-tu accroché?
- Attın mı onu?
- Quoi? - Tu l'as jetée?
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onu bul 30
onunla 141
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onu bul 30
onunla 141
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu sevmiyorum 46
onu bana getir 26
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bilmiyorum 36
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104
onu seviyorsun 78
onu biliyorum 95
onu duydum 61
onu seviyor musun 173
önüne bak 138
onun yerine 89
onu geri ver 55
onun da 23
onu sevdim 104