Onu buldular translate French
272 parallel translation
- Onu buldular mı?
- On l'a trouvé?
- Onu buldular mı?
- Ils l'ont trouvé?
Eğer dört süvari alayı Custer adlı generali arıyorsa onu buldular.
Vous n'êtes pas à ma place. Si 4 régiments attendent le général Custer, ils l'auront!
- Onu buldular mı yani?
Ils l'ont pris?
- Onu buldular.
- Où?
- Eminim onu buldular.
- Ils ont dû l'agrafer.
Sanırım onu buldular.
Je crois qu'ils l'ont trouvé.
Onu buldular, rüşvet verdiler...
- Ils l'ont trouvé, l'ont payé...
Çok geçmeden, onu buldular.
Peu de temps après, on l'a retrouvée morte.
Maktulün ses kaydını dinledikten birkaç dakika sonra onu buldular.
Le meurtrier est un ex-séminariste. on le retrouve peu après écoutant la voix de la victime devant un juke-box.
Ama onu buldular ve öldürdüler.
- Mais les autres étaient sur sa trace, et ils l'ont tué.
- Onu buldular. - Gidelim.
Ils l'ont trouvé.
Onu buldular.
Lls l'ont eu, Aubrey.
Onu buldular, değil mi?
Elle, ils l'ont retrouvée, c'est ça?
Onu buldular mı?
T'as eu des nouvelles?
Saraya giren bir yol buldular ve güç farkedilen bir ilaçla, onu uyutup götürdüler.
Ils s'étaient introduits dans le palais et, grâce à une potion, l'avaient endormie et emmenée.
Buraya gelmek için yola çıktığımda buldular onu.
On l'a découvert quand je partais.
Sanırım onu arabada buldular
Ils ont dû trouver l'imper dans la voiture.
Nerede buldular onu?
Où l'ont-ils retrouvée?
Dediğin gibi kanıtı getirdim. Onu Schwegler'i vurmaktan suçsuz buldular.
J'ai apporté les preuves qui l'innocentaient du meurtre de Schwegler.
Onu düşman dedikoduları yaymaktan suçlu buldular.
Ils l'ont trouvée coupable de propagande ennemie.
- Evet, onu nereden buldular? - Broadway'deki ikinci sınıf bir otelde.
Où l'a-t-on trouvée?
Söylediğim gibi, çocuklar iyi bir damar buldular, dağın boyunca onu izle.
Comme je disais, ils ont trouvé un bon filon et l'ont suivi dans la montagne.
Onu buldular mı?
On l'a retrouvé?
Onu nerede buldular, acaba?
Vous l'avez trouvé où?
Fakat yıllar sonra onu bir yerliyle yaşarken buldular.
On l'a retrouvé des années après, Il vivait avec une autochtone,
Bu sabah saat yedide onu almaya geldiler ve onu terasta buldular.
Ils sont venus le chercher ce matin, à 7 h.
Tabi ki buldular onu.
Ça, on l'a retrouvée.
Onu hemen dışarıda, sırtında bir bıçakla buldular.
Elle a été trouvée là, avec un poignard dans le dos.
Parayı nereden buldular, onu merak ediyorum.
Je me demande juste d'où vient l'argent.
Onu bu kez biraz erken buldular.
On l'a vite retrouvé, cette fois-ci.
Güçlü bir adam aradılar ve onu Adolf Hitler'de buldular.
ILS TROUVÈRENT LEUR HOMME FORT EN ADOLF HITLER,
Sonunda, onu bir yıl önceki başka bir banka soygunundan suçlu buldular.
Á la fin, on l'a arrêté pour un braquage de quelques années plus tôt.
Barda yamulttuğun koca herif var ya? Onu paramparça vaziyette buldular.
Le gros mec que t'avais bugné, ils l'ont retrouvé en deux morceaux.
Onu masasında yığılmış halde buldular.
Une attaque. On l'a retrouvé écroulé au bureau.
Onu kumulda buldular.
On l'a retrouvé dans les dunes.
Annie'yi buldular ve onu sevgili Eddy'sine götüreceklerine söz vererek kandırdılar.
Ils firent croire à Annie qu'ils l'emmenaient auprès de son Eddy.
Onu evinde 10 parça halinde buldular.
Il a été retrouvé chez lui, en dix morceaux.
Onu küvette çıplak buldular.
Ils l'ont trouvée nue dans la baignoire.
- Onu çöp tenekesinin içinde buldular.
- On l'a trouvé dans les ordures.
Onu küvette buldular... hem de çıplak.
Ils les ont trouvés dans la baignoire, nus.
Fili buldular ve onu öldüren ufak yara izlerini gördüler.
Ils trouvèrent l'éléphant et virent les petites plaies qui l'avaient tué.
Onu bir tuvaletin içinde buldular.
Maman! Ils l'ont trouvée qui flottait dans les toilettes.
Yolunu kesip üzerinde faturaları buldular ve onu götürdüler.
Ils avaient un mandat...
Belki bir şey buldular, onu odaklayan bir mekanizma mesela.
Peut-être ont-ils un appareil qui la concentre?
Onu arabasıyla, suya düşmüş buldular.
On l'a retrouvé dans sa voiture noyé au fond du lac.
Onu orada buldular.
C'est la qu'ils l'ont trouvé.
Onu köşede bıçaklanmış halde buldular.
Ils l'ont trouvé dans ce coin.
Onu bu şekilde buldular.
Voilà comment ils l'ont retrouvé.
Romalılara bir Hristiyan olduğunu ifşa etti... ve onu kazığa bağlayıp yakmak üzere suçlu buldular.
Ils l'ont condamnée à être brûlée vive.
Onu Lyngby Caddesi'nde buldular.
" Ils l'ont rattrapée sur Lyngby.
onu bul 30
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu buldun mu 57
onu ben yaptım 23
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu buldum 214
onu bilmiyorum 36
onu biliyorum 95
onu buldun mu 57
onu ben yaptım 23