Benim için değil translate French
4,532 parallel translation
- Benim için değil.
- Pas pour moi.
Benim için değil.
Pas pour moi.
Bazı insanlar için, bu ömür boyu süren bir fantezidir, ama benim için değil.
Je veux dire, pour certains, c'est peut être, le fantasme d'une vie, mais pas pour moi.
Bunlar benim için değil.
Hé, non, ceux-ci ne sont pas pour moi.
- Benim için değil.
Pas pour moi.
Benim için değil ama senin için bu olabilir. Şeref.
Ce n'est pas pour moi, mais ça marche sur toi Kudos.
Limonlu martini benim için değil.
Le lemon drop n'est pas pour moi.
Hershel için konuş, benim için değil.
Hershel, pas moi.
Hepsi benim için değil.
Non, tout n'est pas pour moi.
Hayır, bunlar benim için değil.
Ce n'est pas pour moi.
Kendin için yaz, benim için değil.
- Pour vous à défaut de le faire pour moi.
Hayır, Sue Ellen. Benim için zor olan bu değil.
Non, Sue Ellen.
Bu meseleyi kapatmak benim için bir seçenek değil.
Me fermer à tout ça n'est pas une option pour moi.
- Benim için de kolay değil.
C'est dur pour moi aussi.
Ama nedeni, benim için tanıdık değil.
Mais la cause m'échappe.
Benim için mükemmel değil.
Il n'est pas parfait pour moi.
Uzun bir yürüyüş olacak,... ama sen istiyorsan benim için sorun değil.
C'est une longue marche, Cela ne me dérange pas si c'est ce que vous voulez.
Sorun değil. Sürpriz bozulsa bile benim için önemi yok.
Ce n'est pas grave pour moi que ce ne soit pas une surprise.
Benim için baba gibiydin, biliyorsun değil mi?
Tu étais comme un père pour moi, tu sais ça?
Sen de benim intikamını almak için katili öldürürdün, değil mi?
- Tu tuerais le meurtrier Pour venger ma mort, pas vrai?
Benim için sorun değil.
Aucun problème.
Bu da benim için, sana değil ona hocalık yapmalıyım demek.
Et pour moi, ça signifie que je dois lui enseigner, pas à toi.
Benim seyahatim kraliçe ya da ülke için değil, çalışma içindi.
Je n'ai pas entrepris mon voyage pour la Reine et le pays, mais pour étudier.
Benim için her zaman en iyisini bilirdin, değil mi?
Tu as toujours su ce qui était le mieux pour moi, n'est-ce pas?
Benim için yeterli değil.
Pas pour moi.
Tatlım, onun gerekçeleri benim için önemli değil.
Deacon. Chéri, ses raisons ne m'intéressent pas.
Benim hatırladığım kadarıyla da, senin için arka arkaya üç hafta dondurucu envanterini düzenledim, üstelik arabam da burada değil.
Et si je me rappelle bien j'ai fait l'inventaire du congélateur pour toi 3 fois de suite. Et de toute façon ma voiture n'est pas là.
Kabul etmeliyim, burada olmak benim için kolay değil.
Je l'admets, ce n'est pas facile d'être ici.
- Bu kız- - üzgünüm ama onun ifadesi.. benim için yeterli değil.
Désolé, le témoignage de cette fille ne me suffit pas.
Catherina Sforza barış için benim kadar istekli değil.
Catherina Sforza est plus Paix m'intéressait.
Bunların hiçbiri benim değil. Başkası için aldım.
Rien de tout ça n'est à moi, je l'ai acheté pour un autre.
İstediğim iyilik onun için değil. Benim için. Arkadaşlarım için.
Le truc c'est que, ce n'est pas vraiment pour lui que je le demande, c'est pour moi, pour mes amis.
- Senin için değil, benim için.
- Pas pour toi, pour moi.
Bilgin olsun diye söylüyorum, Julia benim için taviz verilecek biri değil.
Pour ta gouverne, Julie n'est pas un compromis.
... sana bunu söyleyeceğim için bebek benim değil.
de t'annoncer... que ce n'est pas le mien.
Benim için sorun değil.
J'irai bien.
Benim için sorun değil.
Je m'en fous.
Benim param senin için yeterince iyi değil, değil mi?
Je te tuerai avec mon fric!
Tören- - benim için önemli değil.
Oh, la cérémonie... Ca ne m'importe pas.
Ben senin için değil, sen benim için çalışıyorsun.
Je ne travaille pas pour toi, tu travailles pour moi.
Kaç tane erkek geceyi sende geçirmek için çabalıyor bilmiyorum ama bunlar benim değil.
Je ne sais pas combien de mecs essaient de passer la nuit chez toi, mais ce n'est pas à moi.
- O çocuklar benim dersimi görmek için ödedi, 24 yaşındaki bir yüksek lisans öğrencisini dinlemek için değil.
Ces enfants ont payés pour ce cours, pas pour écouter des étudiants diplômés de 24 ans.
- Her şeyi kendin için değil benim için de mahvediyorsun. Çünkü bu işte biriz.
On est un tout.
Anne benim için arkadaştan fazlası değil!
Ann est mon amie. Rien de plus.
- Tanıdığımız herkesin sahip olmak için öleceği bir pozisyonda olup da şikayet etmen de benim suçum değil.
- C'est pas de ma faute si tu te plains d'une situation où tout le monde voudrait être.
Bu benim için hiç kolay değil, bilmelisin.
Tu dois savoir que ce n'est pas facile pour moi.
Benim için büyük falan değil.
Il n'est pas trop vieux pour moi.
Benim için işler pek yolunda gitmiş gibi durmuyor, değil mi?
Ça n'a pas l'air d'avoir si bien marché pour moi, si?
Dinle, George bu benim için sosyal bir etkinlik değil.
George, c'est pas une soirée mondaine pour moi.
Bu benim için kolay değil. Anlamalısın.
C'est pas si facile pour moi.
Ben çiftlikte ve dışarıda büyüdüm, o yüzden bu benim için büyük bir olay değil.
J'ai grandi à la campagne, alors ce n'est pas un problème pour moi.
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için yap 39