English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bırakacağım

Bırakacağım translate French

3,927 parallel translation
♪ Geri de bırak, geri de bırakacağım ♪
To get past, l'll get past
Pekala, klima hala bozuk bu yüzden pencereyi açık bırakacağım.
Ok, la clim est toujours foutue je vais donc laisse la fenêtre ouverte
Bırakacağım, fazla tehlikeli olmaya başladı.
Je vais lâcher. C'est dangereux.
Seni özgür bırakacağım.
Je te ferai libérer.
Arama kurtarmaya katılmam için beni o bıraktı ve eğer canlı bulunursan içkiyi bırakacağıma yemin ettim.
Peu importe, il m'a aidé à chercher, et je me suis promis que si tu étais retrouvé vivant, j'arrêterais.
Sizi işinle başbaşa bırakacağım.
Je t'ai laissé revenir au travail.
- Bırakacağım işte. - Hayır.
Je t'emmène et je repars.
"sigarayı bırakacağım, Ailemle daha çok vakit geçireceğim" - - ve bunların 92 %'si şubat'a gelmeden başarız olurlar.
"j'arrête de fumer, je vais passer plus de temps avec ma famille", et 92 % d'entre eux échouent avant février.
Bir müşteriyi Chaykin Sanat Galerisi açılışına bırakacağım.
Je dois déposer un client à la soirée d'ouverture de la Galerie d'Art Chaykin.
Evet, hesapta 500 dolar bırakacağım böylece hesap açık durabilir ama geri kalan paraya nakit olarak ihtiyacım var.
Oui, je laisserai 5000 $ dessus, pour garder le compte ouvert, mais j'ai besoin du reste, en cash, s'il te plaît.
Silahımı bırakacağım.
Je vais déposer mon arme.
Kendi yerime Dean'i uygun gördüğüm büyük bir sır değil fakat bu demek değildir ki ders vermeyi bırakacağım.
Ce n'est pas un secret que je suis envisagé pour le poste de doyen, mais ça ne veut pas dire que je vais arrêter d'enseigner.
Bu, denemeyi bırakacağım anlamına gelmez.
Ça ne veut pas dire que je dois arrêter d'essayer.
Bunun peşini öylece bırakacağımı mı düşünüyorsun?
Vous pensez vraiment que je vais laisser passer ça?
Bunu yanlarına bırakacağımı mı sanıyorsun?
Vous croyez que je vais les laisser s'en aller avec ça?
Dahası, "Times" ı aradığımda hâlâ orada çalıştığını söylediler. İşi bırakacağımı biliyorlar.
Et quand j'ai appelé le "Times", ils disaient que tu y travaillé toujours.
Bebek gelir gelmez bırakacağım.
Ils savent que j'ai prévu de démissionner,
- Bu seferlik bir uyarıyla bırakacağım.
Je vous laisserai partir avec un avertissement cette fois.
Kısacası 9 Eylül'ü 10 Eylül'e bağlayan gece grip olacağım ve masayı sizlere bırakacağım.
Le 9 ou le 10 j'aurais une grippe, et vous occuperez mon bureau.
Bunlarla seni biraz yalnız bırakacağım.
Je te laisse étudier ça.
Gözlerimi dinlendirip seni rahat bırakacağım.
Je vais fermer les yeux et vous donner congé.
Bu seferkini size bırakacağım sanırım.
Je pense que je vais quitter celui-là pour vous, les gars.
Tamam o zaman, sizi yalnız bırakacağım.
Ok, alors je vous laisser en tête à tête.
Hemen çantamı alıp sizi yalnız bırakacağım.
Je vais chercher mon sac, et je vous laisserez tranquille
Eğer eve dönerseniz, çiftliği size bırakacağım.
Si vous revenez à la maison, je vous laisse ma ferme.
Bırakacağım, bırakacağım.
C'est ce que je vais faire.
Arabamı havaalanında bırakacağım.
Ma voiture, je la laisserai à l'aéroport.
Şimdi sözü buradaki gerçek uzmana bırakacağım. Marty Kaan.
Donc je vais passer la main au véritable expert ici,
Odama gideceğim, sana biraz alan bırakacağım.
Je vais aller dans ma chambre, te donner un peu d'espace.
- Nerede bırakacağım?
Où ça à Ryazan? La maternité.
Sana miras bırakacağım güzel bir demir atölyesi satın alacağım.
J'achèterai une belle forge et elle sera à toi plus tard.
Yanında da bunu bırakacağım.
Et je vais te laisser ça.
Yöneticileri serbest bırakacağım ama hepsinin evinin önünde birer ajan olacak.
Je vais relâcher les administrateurs, mais je veux un agent sur chacune de leur maison.
Bu ofisi bırakacağım.
J'abandonne ce bureau.
Yakalayıp bırakacağım.
Tout est dans l'attrapage et la libération.
Onu neden serbest bırakacağım?
Le libérer... de quoi?
Hadi ama. Seni eve bırakacağım.
Je te ramène chez toi.
O yüzden ikinizi yalnız bırakacağım ve siz ikiniz oynayacaksınız.
Donc je vais y aller et vous laisser tous les deux jouer.
Yarın bırakacağım.
Je vais partir demain.
Ama bu endişelenmeyi bırakacağım anlamına gelmez.
Mais ça ne veut pas dire que je vais arrêter de m'inquiéter ça ne veut pas dire que je vais arrêter de prendre soin de toi ou..
- Tamam. - Seni evine bırakacağım.
- Je te conduirai chez toi.
Bırakacağım, bırakacağım.
J'arrêterai, j'arrêterai.
Sana bu akşam dansa gidelim dediğimde bir okul çocuğuyla gidip beni yalnız bırakacağını beklemiyordum.
Quand j'ai dit sortons danser ce soir, je ne m'attendais pas à ce que tu me laisses seule pendant que tu arnaques un gars d'une fraternité.
Kalan Romalı konuklarımızı serbest bırakacağız.
Libérer les Romains encore présents en ville.
Danışmaya çekinizi bırakacağım.
Je déposerai un chèque.
Beş saat içinde ABD Donanması ile buluşacak ve tüm bu esef verici hikayeyi ardımızda bırakacağız.
Dans cinq heures, nous avons rendez-vous avec la flotte étasunienne et mettrons toute cette malheureuse histoire derrière nous.
Son dakikada kaçıp onları yüzüstü bırakacağınızdan korkmasınlar mı?
Donc ils n'ont pas à s'inquiéter que vous preniez la fuite au dernier moment et les plantiez là?
-... ve ikinizi yalnız bırakacağım.
Non.
Eğer Büyülü Orman'a geri döneceksek Regina'yı gerçekten buradamı mı bırakacağız?
Si nous retournons dans la forêt enchantée, allons-nous vraiment laisser Regina derrière?
Bir hata yaptığı anda onu yalnız mı bırakacağız yoksa?
Ou cela ne s'appliquait que tant que Liv n'avait pas de défauts?
Paralarını alıp, beni serbest bırakacağını söyledin.
Tu m'as dit que tu allais prendre leur argent et que tu allais me laisser partir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]