Bir şeyi açıklığa kavuşturalım translate French
173 parallel translation
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım :
N'y allons pas par quatre chemins,
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım Dave.
Comprenez-moi bien.
- Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
- Mais qu'on soit bien d'accord.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
- Fred, laissez-moi y aller. Que les choses soient claires.
- Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
- Mettons-nous bien d'accord.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Soyons clairs.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, dostum.
Soyons clairs, mon ami.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Etablissons une chose.
- Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
- Mettons les choses au clair.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
On est coupés du monde maintenant.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Beni, nasıl desem, araştırmanızın tek sebebi bu muydu? Evet.
Est-ce la seule raison pour laquelle vous avez enquêté sur moi?
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Cappalino, şu an aynı gemideyiz, doğru mu?
Que ce soit clair. On est tous logés à la même enseigne.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Si j'ai bien compris...
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım Sammy. Kaybettiğimiz tüm parayı geri alacağız, değil mi?
- Sammy, voyons si j'ai bien compris.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Seulement, qu'une chose soit claire.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Laissez-moi éclaircir une chose.
Tanrı aşkına çocuklar, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Que Dieu nous protège! Mais comprenez bien une chose.
Vernon Hightower, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Vernon Hightower, clarifions au moins une chose.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
- Qu'une chose soit claire... - Absolument!
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
À propos, je voudrais savoir une chose...
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Wayne.
Que ce soit bien clair entre nous, Wayne.
Adam, bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Hayatını para için tehlikeye mi atacaksın?
Tu es prêt à risquer toute ta vie pour de l'argent?
Ama bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Mais soyons clairs.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım prenses.
Que ce soit bien clair, princesse.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Kerrigan.
Que ce soit bien clair, Kerrigan.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Kafanı çıkarmamı mı istiyorsun?
Si j'ai bien compris, vous voulez que je vous enlève votre tête.
hikâyeyi anlatmadan, bir şeyi açıklığa kavuşturalım, kendisini rehber olarak mı görüyor, yoksa sadece şoför mü?
Avant qu'il ne continue est-il possible de clarifier s'il est guide ou rien que chauffeur?
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Şu andan itibaren bir tek ben bağırabilirim.
Celui qui peut crier, c'est moi.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Il faut que les choses soient claires.
Bak, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Que ce soit bien clair.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım Jason.
Je voudrais que les choses soient claires, Jason.
"Ama bir şeyi açıklığa kavuşturalım bebeğim,"
" Mais soyons clairs, mon chou.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Que les choses soient claires :
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Diyorsun ki birisi... bütün bu dosyaları sildi.
Si je comprends bien, quelqu'un... a tout effacé?
Ve bir şeyi açıklığa kavuşturalım :
Et que ce soit bien clair :
Tek sorumlu sensin. Fakat ilk önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Vous serez chargée de la poursuite, mais mettons une chose au clair.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım, Bayan Musante. Burası benim komutam altında.
Ecoutez-moi bien, cette station est sous mon commandement.
Şimdi bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Mettons les choses au clair.
Dukat, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Que les choses soient bien claires.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Que les choses soient bien claires.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Soyons clairs. Je ne comprends pas.
Bak Alan, bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Je veux que ce soit clair.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım!
Écoute-moi bien.
Hazır konu açılmışken, bir şeyi daha açıklığa kavuşturalım.
J'en profite pour vous dire...
Önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Soyons clair.
Bir şeyi iyice açıklığa kavuşturalım, bence onun hiçbir yardıma ihtiyacı yok.
Sachez bien que selon moi, il n'a absolument pas besoin d'aide.
Bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
- Que je me fasse bien comprendre :
Bir şeyi iyice bir açıklığa kavuşturalım küçük adam.
Que les choses soient bien claires entre nous, petit.
Doğru, doğru evet. - Bu durumda.. .. bir kaç şeyi açıklığa kavuşturalım.
Dans ce cas, mettons les choses au point.
Bir iki şeyi açıklığa kavuşturalım.. Birincisi :
Clarifions une ou deux choses.
Bak bir şeyi açıklığa kavuşturalım,
- Laissez-moi récapituler.
bir şeyim yok 220
bir şeyi unuttun 16
bir şeyin yok 95
bir şeyin var mı 19
bir şeyin yok ya 29
bir şeyi yok 169
bir şeyi bilmeni istiyorum 21
bir şeyi unutuyorsun 20
bir şeyi unutmuyor musun 16
bir şey değil 1063
bir şeyi unuttun 16
bir şeyin yok 95
bir şeyin var mı 19
bir şeyin yok ya 29
bir şeyi yok 169
bir şeyi bilmeni istiyorum 21
bir şeyi unutuyorsun 20
bir şeyi unutmuyor musun 16
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey söyle 257
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey oldu 106
bir şey olmadı 105
bir saniye 1866
bir saat sonra 47
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69