Bizi bulacaklar translate French
154 parallel translation
- O zaman elbette bizi bulacaklar.
Ils viendront nous chercher, bien sûr.
Bizi bulacaklar.
Ils vont nous retrouver.
Bizi bulacaklar ve köpek gibi öldürecekler.
- On sera abattus comme des chiens.
Kalkarsa bizi bulacaklar. Bu da adamlarımızın ve tanklarımızın sonu olacak.
S'il se lève, ils nous verront et ce sera la fin pour nos tanks.
Endişelenme yaşlı ördek. Bizi bulacaklar.
Ils nous retrouveront bien, allez.
Bizi bulacaklarına inanmıyor musun?
Ils ne nous trouveront pas?
- Ama bizi bulacaklar.
- Mais il va nous trouver.
Kaçsak bile bizi bulacaklar.
Même si on y arrive, ils nous retrouveront.
Tanrım, bizi bulacaklar.
Jesus, ils vont nous trouver.
Bizi bulacaklar ve- -
Ils vont nous trouver et...
Merak etme, bizi bulacaklar.
T'inquiète pas, ils nous trouveront.
Bizi bulacaklarını biliyordum! Biliyordum!
Je savais qu'ils nous retrouveraient.
Günler, haftalar, belki, ama bizi bulacaklar, ve bizi buradan dışarı götürecekler.
Dans quelques jours, semaines peut-être, mais ils nous trouveront et nous téléporteront loin d'ici.
- Hayır,... ama bizi bulacaklarından eminim.
Non, mais ils nous trouveront.
- Bizi bulacaklar.
On sera repérés très vite!
Bizi bulacaklar.
C ´ est risqué, ici.
Kapatınca gelip bizi bulacakları bir fenerde yok, ha?
Il n'y a pas de balise à couper pour qu'on vienne nous sauver?
Üç nesil sonra bizi bulacaklar.
On sera bientôt découverts.
Şimdi ne yapacağımızı düşünmeliyiz, çünkü bizi bulacaklar.
Il faut agir avant qu'on nous retrouve.
- Bizi bulacaklar!
- Ils vont nous retrouver.
Bizi bulacaklar.
Ils vont nous trouver!
Crichton, gürültü yapmayı kesmezsen bizi bulacaklar
Crichton! Arrête de faire tout ce bruit, ils vont nous repérer!
Belki de yerde yüzükoyun yatar halde bizi bulacaklar!
C'est nous qu'on retrouvera couchés par terre, morts.
- Bizi bulacaklar.
- Ils vont nous retrouver. - Ça ne va pas, non.
Düşman gemisi geri dönmeyince onu aramaya geleceklerdir ve bizi bulacaklar.
Si le vaisseau ennemi n'envoie pas de rapport, ils ne viendront pas le chercher... et nous non plus.
Bizi bulacaklar.
Ils nous trouverons
bizi bulacaklar.
- Ils avaient un tuyau. - Ils nous tiennent!
Şimdi bizi bulacaklar mı?
{ \ pos ( 192,180 ) } Ils vont pouvoir nous retrouver, maintenant?
Tanrım, bizi bulacaklar.
Mon dieu, ils vont nous trouver.
- Önce bizi bulmaları lazım. Ama beni bulacaklar.
- Il faudra qu'ils nous trouvent.
Bu, bardağı taşıran son damla oldu. Bizi nerede bulacaklarını biliyorlar. Bir an önce hareket etmeliyiz.
Ils sauront où nous trouver quand ça leur chantera!
Bizi, senin sıçanlarla dolu bodrumunda bulacaklar, ve sen de hapse gireceksin!
- Et vous irez en prison.
Bizi bulacaklar.
Retrouvons-nous là.
Eğer iletişimi kesersen, bizi nerede bulacaklarını biliyorlar.
Si vous brisez le silence radio, ils sauront où nous trouver.
Bir kişinin kemiklerini bulacaklar ve bizi arayacaklardı, biliyorduk.
La police, n'ayant pas trouvé d'os... devait nous rechercher.
Bizi altı ay sonra ormanda çekirge ve yabani bal yerken bulacaklar.
Dans 6 mois, on nous trouvera en train d'errer dans les bois... vivant de locustes et de miel de fleurs sauvages.
Sence gerçekten bizi burada bulacaklar mı?
Tu crois vraiment qu'ils vont nous retrouver ici?
Bizi bulacaklar.
Ils nous trouveront.
Bu yaratılar, bizi her yerde bulacaklar.
Des petites créatures qui peuvent se tourner dans tous les sens.
- Bizi nasıl bulacaklar?
- Comment vont-ils nous trouver?
Bizi nasıl bulacaklar?
Comment ils vont nous trouver?
Bizi diğerleri gibi yerle bir edecekler ve birileri bir gün etrafta dolaşırken tek bulacakları uzun çimenler arasında birkaç kırık tuğla olacak.
Ils détruiront la maison. Et un jour, quelqu'un viendra fouiller... et il trouvera seulement... quelques briques cassées dans l'herbe.
Arkadaşlarına dön. Onlara söyle, Earp'lerle savaşmak istiyorlarsa... bizi nerede bulacaklarını biliyorlar!
Dis à tes amis que s'ils veulent se battre avec les Earp, ils savent où nous trouver.
Bizi bulacaklar, her şey düzelecek.
Ils vont nous retrouver.
Bizi nerede bulacaklarını biliyorlar. Bizi bekliyor olacaklar.
Ils sauront où nous trouver.
Bizi nasıl bulacaklar ki?
Comment vont-ils nous trouver?
Bizi nerede bulacaklarını biliyorlardı.
Ils connaissent les fréquences de nos boucliers, savent quels systèmes viser.
Bizi ele verecek bir şey bulacaklar diye çok korkuyorum. Yakalanacağım diye...
J'ai peur qu'on retrouve un truc là-bas qui nous dénoncera tous et je vais être pris.
Tek bilmedikleri bizi nasıl bulacakları.
Ils ne savent pas encore comment nous trouver.
Hiçbir haberleşme yolu olmadan, bizi nasıl bulacaklar?
Sans moyen de communication, comment nous trouveront-ils?
Bizi her şekilde bulacaklar.
Ils vont nous trouver de toute façon.
bizi mi 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
bizi bekliyor 29
bizi takip ediyor 18
bizi koru 22
bizi izliyor 21
bizi bekliyorlar 50
bizi merak etme 17
bizi buldular 32
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
bizi bekliyor 29
bizi takip ediyor 18
bizi koru 22
bizi izliyor 21
bizi bekliyorlar 50
bizi merak etme 17
bizi buldular 32