English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bun

Bun translate French

314 parallel translation
Ama bun yaptıkları çoğu sefer, erkeklerini ölü buluyorlar.
Et souvent, lorsqu'elles y parviennent, elles trouvent leurs hommes morts.
Bun sayın dük değilse tanrı gözlerimi kutsasın.
Je n'en crois pas mes yeux : Monsieur le Duc.
Ama bun yerine sen, konuşmayı tercih ettin.
Vous, vous pérorez.
Bun yapmasaydım Havana'da olacaktık.
On serait à La Havane, si je n'avais rien fait.
Bun Rowlins'i öldüren silahın kovanları.
Ici, les douilles provenant de l'arme qui a tué Rowlins.
Bun yapınca görürsün.
Montrez si vous pouvez nous faire rester.
Bun.. bunları vitrine koyacak mısınız?
Vous les mettrez en vitrine?
Onun kuzeniydi, değil mi? Sana söyledim, Poldi içinde iyi şeyler düşünmüyordum ve bun da haklıydım.
- Ils étaient cousins.
Bun hakkın yok senin.
Tu n'avais pas à te battre!
- Bun farkettim, efendim.
- J'ai vu ça, monsieur.
BUN 40.2 de stabil, 1600 cc'de çıkış gücü iyi.
Son urée est à 40,2. Diurèse à 1 600 cc.
Bu "Bun Ma" Salonunda 4'üncü Amcan yaşıyor, sanırım
Ce doit être l'appartement de 4e oncle.
Bun da yanlış birşey yok var mı?
Y a pas de mal à ça, non?
- Kapıya bakar mısın?
- Tu peux y aller, Bun?
Bun güvenliği için ofisime koyacağım.
Je le mets en sûreté dans mon bureau.
Kimse bun bilmiyor ama ben insanlarla yüzleşmekten... utanıyorum, hatta ağaçlarla bile.
Personne ne le sait, mais j'ai honte devant tout le monde... même les arbres.
- Teşekkürler, Bun.
- Merci, Bun.
Dostlarım. Zaman yolculuğu oyununu bun de oynayabilirim.
Mes amis.
Evet, Bi-Biliyorum, bun-bunlardan kendine ayarlamalısın.
Oui, je sais. Il faut que tu "la fasses".
Sanırım, bun konuda kesinlikle söz verebilirim.
- Je peux vous le promettre.
Bu Lui Tung Bun mu?
Lu enivré, lève sa coupe.
Bun son seferdi.
Je vous le dis pour la dernière fois.
Ben bun...
C'est...
Ben bun... ilişki içinde bulunalım.
Je peux pas... On se téléphone.
Halkım bun daha bilmiyor, ama sen en büyük umutsun.
Mon peuple l'ignore pour le moment, mais vous êtes leur plus grand espoir.
Bun dağıtamayız..
On ne pourra pas le désactiver.
Bun söylemekten nefret ediyorum ama sen öldün.
Désolé mais tu es mort. Tu peux pas fumer.
- Bun daha çok duyacaksınız.
Tant mieux. Tu l'entendras souvent.
BUN 45. Kreatin 2.
Azote uréique à 45.
- Sence bun yaparken canını acıttılar mı?
ça lui a fait mal?
BUN is 45.
Urée à 45.
Bun bu grupla oynamak istemiyorum.
Je n'ai pas envie de jouer avec vous.
Akıllıca. Akıllıca bir cevap akıllı dinleyiciler bun anlar.
C'est une réplique brillante, des gens brillants l'apprécieront.
Savunmamızı iyileştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Eğer bir savaşa giriyosak bun kazanma niyetindeyim. Bir anlaşmamız var.
Commencez à modifier nos systèmes d'armement et de défense. J'ai bien l'intention de remporter cette bataille.
BUN ve kreatinin seviyeniz yüksek, böbrek sorununuz var.
L'azote et la créatinine sont élevés.
Bun bu çocuk suçlu demiyorum.
Je ne l'accuse pas.
Tek istediğin bun mu? Boş ver...
Es-tu sûr que c'est tout ce que tu voulais?
Bun bir şekilde yeniden şarj edecek bir yol geliştireceğiz.
Il faudra trouver un moyen de le recharger.
Ama kadınlar öyle mi? Bun.
Alors que le corps d'une poule...
Her gün Bun Busters'ı yapmaya devam ediyorum.
Je travaille mes fessiers.
Bu acı verici birşey ve ben özür dilerim. Ama bun konuşmalıyız.
Je sais que c'est pénible et je le regrette.
Bun daha önce kimsenin fark etmemiş olduğuna inanması güç.
Je trouve étrange que personne n'ait remarqué ça auparavant.
BUN ve kreatinin seviyesi kontrol edilsin.
Test d'azote uréique.
Tam kan sayımı, kan testleri BUN, kreatinin, glikoz.
NFS, iono, urée, créatinine et glycémie.
Ben, ben, ben... ışık şeyini hayal etmiş olabilirim ama kanadım! Ve bun kanıtlayacak kanım da var
C'est possible que j'aie imaginé la chose lumineuse, mais j'ai perdu du sang, et j'en ai la preuve!
bun beni incitiyor. ve kızdırıyor, ve olmamış gibi yapamıyorum.
Ma grand-mère est allée à Chicago pour la voir, mais elle était inconsciente.
Bu oyun, bun inanamıyorum, çok erken başladı.
C'est fou comme cette partie démarre vite.
Daha fazla kan akmasına engel olmaya çalıştım. Sen bun kabul etmezdin ama ben gerekeni yaptım. Çünkü seni oğlum gibi sevdim.
J'ai tout fait pour éviter plus de sang, mais tu t'y es opposé... alors j'ai fait ce qui était nécessaire.
- BUN ve kreatinin normal.
- Urée et créatinine normales.
Joo-bun!
Joo-bun!
BUN,.. ... kreatinin, bilirubin.
NFS, iono, azote uréique, créatinine et bilirubine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]