Bundan translate French
57,236 parallel translation
Sen ve Sally bundan daha iyisini hak ediyorsunuz.
Sally et toi méritez mieux que ça. Je suis sincère.
Andy, seni bundan kurtaramam.
Andy, je peux pas te sortir de là.
Sonra dedim ki "Bu Francie'nin günü, ağabeyi yüzünden bundan mahrum kalamam."
Mais je me suis dit que c'était le jour de Francie, et son frère n'allait pas m'en priver.
"Bundan sonraki hayatında başarılar" ne demek?
"Bonne chance pour l'avenir"?
Gönderdiğim tüm sesli mesajları dinlemiş, bundan ne çıkarıyorsun?
Il a écouté tous mes messages, ça veut bien dire quelque chose.
Ama ben şöyle düşünmüştüm insanlar bizi neredeyse hep hayal kırıklığına uğratıyor. Bundan nasıl emin olabilir ki?
Mais je me suis dit... que souvent, les gens vous laissent tomber... pourquoi?
- Hayat bundan mı ibaret?
- C'est ça, la vie?
Size bundan hiç bahsetmiş miydim?
Je t'ai raconté ça?
Ağ. Bundan bahsediyorum.
C'est ce que je voulais dire.
Bundan yakayı kurtaramayacaksın!
Vous ne vous en tirerez pas ainsi!
Basit bir Youtube öğreticisi değildi, bundan zaten kurtulamazdınız. - Owie.
Ce n'était pas un tutoriel sur YouTube, alors, vous ne pourriez pas le comprendre de toute façon.
Yani, bundan 2-3 yıl sonra.
Je veux dire, dans deux ans, ou trois ans?
Bundan ötürü seni saygıyla selamlıyorum.
Et pour cela, je te remercie.
- Asla bundan daha iyi kokmayacak.
Tout va aussi bien que possible.
Bundan emin misin?
En êtes-vous certain?
Bundan emin değilim.
Je ne suis pas convaincu.
Ve hatta yaşamdan sonrası bile bundan etkilenecek.
Que même les morts en seront affectés.
- Bundan bana ne?
Et alors?
Bundan sonrasında yalnız kalmam gerekiyor neden beni rahat bırakıp biraz gezintiye çıkmıyorsun?
Je ne veux plus t'avoir dans les pattes, alors va te dégourdir les jambes, veux-tu?
- Bundan daha güzel bir yer bulamazdın.
L'endroit est parfait.
Hayatımda bundan çirkin gömlek görmedim.
C'est vraiment... la chemise la plus moche que j'aie vue.
Bundan pek emin değilim.
J'en suis pas si sûr.
Bundan eminim.
J'en suis sûr.
Bundan öylece sıyrılmasına müsade mi ediyorsun yâni?
Alors, tu le laisses tout simplement s'en tirer à bon compte?
Duygu dolu, bundan sonra, işim bitti artık, değil mi?
Il y a du cœur. Après celle-là, c'est terminé.
Bundan bahsetmek istemiyorsun.
Tu ne veux pas en parler.
Bundan böyle vadide silah olmayacak.
Il n'y a plus d'armes dans la vallée.
Bundan doku örneği alın.
Préservez ses tissus.
Bundan böyle vadide silah olmayacak.
"Il n'y a plus d'armes dans la vallée."
Daha değil. Ben de seni bundan aradım. Diyecektim ki...
Pas encore, mais je t'appelle pour te dire...
Bundan biraz daha ister misin?
Tu en reveux?
Hayır, bundan da iyisi, ölüm sonrası oyun.
Non, mieux que ça : un jeu post-mortem.
Maalesef bundan da kötüsü, karınız bir casus.
C'est pire que ça, votre femme est une espionne.
- Bundan epey kuşkuluyum.
- J'en doute fort.
Sen her zaman iyi birisin, John. Bundan hiç şüphe duymadım.
Tu es toujours un homme bien, John, je n'en ai jamais douté.
Ne zaman bundan daha aptalca bir şey yapamaz artık diye düşünsem ne yapıp edip beni şaşırtmayı başarıyorsun.
Au moment où je crois que t'as fait le truc le plus con qui soit, tu trouves un truc encore plus con et tu le fais.
Bundan korkmamız mı gerek?
C'est censé nous faire peur?
Bundan sonra gereksiz şeyler yapmayacağım, tamam mı?
Je ne ferai plus l'idiot, OK?
Bundan sonra söz veriyorum daha dikkatli olacağım.
Je ferai plus attention. Dès maintenant.
- Beltway'de aşırı bir yoğunluk var. - Şuraya yazıyorum : Washington hiçbir zaman bundan daha fazla karışmayacak.
Croyez-moi, jamais Washington ne connaîtra pire chaos.
- Bundan eminim.
- Bien sûr.
Bu yaşandı, bundan şüphem yok ; fakat bu kelime nasıl bir isim olabilir?
C'est arrivé, je vous crois.
Bundan hiç şüphem yok zira aranızda soyluluk isteğiyle gözleri parlayan kötü ayak takımından kimse yok!
"puisqu à aucun de vous, si modeste qu'il soit, " ne manque dans les yeux l'éclat de la noblesse.
- Bundan hoşlanmayacaksın.
Tu ne vas pas être content. Pourquoi?
- Cidden, bundan bahsetmeyecek miyiz?
- Sérieux, on n'en parle pas?
Kendine bundan pay çıkart.
Essaie un peu ça.
- Bundan emin misin, David?
- Vous êtes sûr, David?
Bundan daha kötüsü olamaz herhalde.
Pire que ça, c'est dur à trouver.
- Bundan bahsettin mi?
Est-ce que tu l'as mentionnée?
Lütfen, Fiş bundan hoşlanırdı.
S'il te plaît.
- Bundan bahsediyordum.
La preuve par l'exemple.
bundan daha iyisini yapabilirsin 29
bundan sana ne 67
bundan böyle 140
bundan sonra 238
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bundan emin misin 175
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58
bundan sana ne 67
bundan böyle 140
bundan sonra 238
bundan bana ne 21
bundan başka 26
bundan emin misin 175
bundan eminim 469
bundan dolayı 56
bundan emin olabilirsin 58