English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bunları biliyorum

Bunları biliyorum translate French

1,020 parallel translation
Evet, bunları biliyorum.
J'avais remarqué...
Babam hakkında bunları biliyorum işte.
Voilà ce que j'ai á dire.
Bunları biliyorum çünkü Birleştirilmiş Yaşam adlı bir sigorta şirketi için çalışıyorum.
Je sais tout ça car je travaille pour la compagnie d'assurances La Vie Sûre.
Bunları biliyorum.
Fais ce que tu veux!
Bunları biliyorum, ama dadı ailemizin bir parçası.
Oui, je sais Joey, mais tu vois, Nanny fait partie de la famille.
Bunları biliyorum.
Ça tu me l'as déjà dit.
Bunları biliyorum canım.
Je suis au courant.
Jeotermal ve gelgit kontrolü çok pahalı. Bunları biliyorum.
L'énergie géothermique et marémotrice est trop chère.
Şimdi tüm bunları biliyorum. Burada biriktirdim ve sana vermek istiyorum.
Mais maintenantje sais tout ce qu'on peut savoir etje veux te l'offrir.
Bunları biliyorum.
Je le sais.
- LaRue, bunları biliyorum. saat 2'de finalimiz var.
- L'examen est à deux heures.
Sanatçı ruhlu bir bey olduğunuzu biliyorum ancak... - Bunları da alın.
Je vous savais artiste, mais tout de même!
Bütün bunların hikaye olduğunu ben de biliyorum.
Je savais que c'était là que vous en arriveriez depuis le début.
Biliyorum, aptalca geliyor sanırım, ama... Bill, ben bütün bunları gerçekten istedim.
Je sais que ça doit avoir l'air idiot, mais je le voulais vraiment.
Biliyorum, bunları aldı ve buraya getirmemi söyledi. Peki.
Le maréchal les a achetées et m'a dit de les apporter ici.
- Evet, ne anlama geldiğini biliyorum. - Tüm bunları görüyor musun?
- Quand vous voyez tout ça...
Amerikan halkının duymak istediklerinin bunlar olmadığını biliyorum.
Ce n'est pas ce que le peuple américain veut entendre.
Bunları zaten biliyorum.
Je ne suis pas si bête que ça.
- Biliyorum ama bunların ekilmesi ve büyütülmesi gerekiyor.
- Bien sûr, mais il faut... cultiver, planter, entretenir.
Ayak, dil, spazmlar... Eğer bunları söyleyeceksen, biliyorum!
- Tu recommences?
Bunları nasıl kullandığını biliyorum.
Je sais que tu manies bien les pelles.
Biliyorum, fakat bunların hepsi geçti.
Je sais, mais c'est du passé. Cette partie de moi est morte.
Biliyorum, biliyorum, ben sadece bütün bunlar neden beni buldu onu anlamıyorum!
Vous le savez. Je ne peux pas croire que ça m'arrive. C'est tout.
Biliyorum. Tahiti'ye bunları bir şeylerle doldurmaya gidiyoruz, doğru mu?
On va à Tahiti pour les remplir, c'est ça?
Bunlar zor kararlar biliyorum. Biz entelektüeller, biz diyorum çünkü sizi de öyle düşünüyorum, sonuna kadar aklımız başımızda olmalı... hayat zaten kargaşayla dolu, kaosa kaos katmamak gerek.
C'est un peu cruel, c'est vrai mais nous intellectuels, nous devons rester lucides jusqu'au bout!
Bu şeyleri biliyorum. Bunlar bıldırcın yumurtası.
La plupart perdent leur assurance en face de simples œufs.
Zor olduğunu biliyorum, bütün bunların hepsini Scott'a karşı tek başıma kullanamazdım.
Je n'arrive pas à croire que je puisse m'en servir.
Biliyorum. Bunları burada göstermene gerek yok.
Je n'ai pas besoin de le revoir.
- Atını unutmasaydın, bunlar başımıza gelmezdi. - Evet, biliyorum.
Si seulement vous n'aviez pas oublié votre cheval j'aurais pu rentrer!
Ve biliyorum ki, bütün bunlar bana yeter!
Et ça me suffit.
Kahretsin, bunları ben de biliyorum.
Tes papiers sont inutiles.
Biliyorum, bunları daha önce düşünmeliydim. Ama düşünemedim.
J'aurais dû y penser plus tôt, mais je ne l'ai pas fait.
Biliyorum, bunların olacağını biliyorum.
Je sais tout ca.
Biliyorsun bunları takmıyorum. Aşk ne demek biliyorum.
Tu ne sais pas ce que c'est que l'amour.
Bir süredir fabrika kuşatma altında... ve bunların senin bilgin haricinde olamayacağını... pekala biliyorum.
L'usine vit comme en état de siège. Je sais que vous ne pouvez pas ne pas être au courant.
Peki ben bunları nereden biliyorum?
Comment le sais-je?
Beyler, eğlendirici göründüğünü biliyorum ; ama bunlar gerçekler, değil mi?
Messieurs, je sais que cela paraît amusant mais ce sont les faits, n'est-ce pas?
Bunları sana anlatmamalıyım. Onun hakkında konuşmak çok tehlikeli, bildiğine dair bir ipucu bile... Ama ben ne yaptığını biliyorum.
Je vais à Cuba 4 ou 5 fois par an parce que c'est mon métier, voilà tout.
- Biliyorum bunları. - Ama Troçki'yi bilmiyorsun.
Mais ce que vous ignorez, c'est le cas Trotsky.
Biliyorum bütün bunlar sana garip geliyor olmalı.
Je sais que ça doit te paraître très étrange.
Şu an için hiç bir şey veremediğinden bu sözlerin seni üzdüğünü biliyorum ama bunları yazmak zorundayım çünkü sana olan ihtiyacım bir şekilde ifade edilmeli.
"Je sais que ces mots te blessent... " parce que tu ne peux donner que l'instant... " mais je dois les écrire maintenant...
Biliyorum ; bunları duyunca, benden nefret ediyorsun.
Je savais que je vous dégoûtais.
Pekala, adalelerini seviyorum, ışıltılı gülümsemeni, fakat bunların arkasında başka birinin saklı olduğunu biliyorum, o adam ürkek ve utangaç, bununla birlikte büyük bir kalbi var...
Bien sûr, j'aime vos muscles superbes et vos dents éclatantes. Mais derrière ce masque se cache un homme. Un homme timide et pudique, avec un coeur immense.
Seni hocalık yaparken gördüm ve bunların hiçbiri olmadığını biliyorum.
Je t'ai vu enseigner, et tu n'es pas enseignant.
Biliyorum, bunlar yumurta.
Je sais que ça, ce sont des œufs.
Rahat kıyafetler değil, biliyorum ve sen bunları savaşta da giymedin ama şu ana kadar iki kişi öldü, o nedenle giymek zorundasın.
Je sais qu'ils n'existaient pas pendant la guerre, mais j'ai déjà deux morts sur ce tournage, alors vous allez les porter.
Neden ayrılmamı istediğini hiçbir zaman öğrenemem belki, ama bazı ayrıcalıklar olabileceğini biliyorum ve bunları istiyorum.
Je ne saurai peut-être jamais pourquoi on m'a forcé à quitter le jeu, mais je sais que je peux obtenir des concessions et je les veux.
Yıllarını evsizler evinde geçirdin... sana orada bunları öğretmezler, biliyorum.
Mais vous avez passé des années dans des Centres. Là-bas, vous en avez perdu l'habitude.
Larry, sana bakıyorum, madalyalarını görüyorum, ve bunları ne için aldığını biliyorum...
Larry, je vous regarde et je vois vos médailles, et je sais pourquoi vous les avez.
Onun hakkında ne bildiğimi biliyorum zaten. Gerçekler bunlar. Öyleyse neden... gerçekleri söylemeyecekmişim?
Ce que je sais sur lui, je sais que c'est vrai, donc je peux Ie dire, puisque c'est Ia vérité.
Evet bunların hepsini biliyorum.
Oui, je sais.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]