Bunu bir düşün translate French
1,104 parallel translation
Bekaretini kaybetmelisin demek istemiyorum. Ama bunu bir düşün sadece.
Je ne dis pas que tu dois perdre la tienne mais... réfléchis-y un petit peu, c'est tout.
Bunu bir düşün, evlat. sonra görüşürüz.
A toi de voir, petit. A plus tard.
Bunu bir düşün.
Réfléchis une minute.
Bunu bir düşün. Bu işler çok hileli olabilir.
Réfléchis bien. ça peut être très délicat.
Cüz'i bir ücretle, seve seve seni bu adamdan kurtarır. Bunu bir düşün.
Quand je suis venu vivre dans ce désert, je suis devenu agent de tueurs.
Evet mi? Bunu bir düşün ama çabuk karar ver. Miden yakında yeniden guruldamaya başlayacak.
J'ai donné à Qi une paire de chaussures.
Bu güzel turtadan almalısın. Karım senin için yaptı. Bunu bir düşün.
Prenez ce gâteau, ma femme l'a fait pour vous.
Bunu bir düşün.
Réfléchissez.
Bunu bir düşün.
Réfléchis à ça.
Bunu bir düşün istersen.
Penses-y!
Bunu bir düşün.
Imagine un peu.
Bunu bir düşün.
Penses-y.
Bunu bir düşün.
Réfléchis-y.
Bunu bir düşün.
J'suis pas là pour t'accabler de théories!
Boşver, dostum eski defterleri unut. Zenci, bunlar eski haberler! Bunu bir düşün, zenci.
J'essaie de faire aux Blanches... ce que Les Blancs ont fait aux Noirs pendant 400 ans.
Bunu bir düşün.
Écoute bien ça.
- Bunu bir düşün olur mu?
- Tu viens seulement d'y penser?
Bunu bir düşün, Q. İleri görüşlü ve yenilikçi olabiliriz... barışın aileleri.
Nous serions des visionnaires, les parents de la paix.
Sen bunu bir düşün.
Réfléchis-y.
Bunu bir düşün.
Allez, réfléchis-y.
Jeffrey... bunu bir düşün.
Jeffrey, réfléchis.
Bunu bir düşün, adımı bile bilmiyordur.
Elle ignore jusqu'à mon nom!
Bunu bir düşün Lebowski...
- Demain, on revient te couper Popaul!
Bunu bir düşün.
Pensez-y.
Bunu biraz abartılı bir Saklambaç programı gibi düşün.
Dis-toi que tu étais à Tournez Manèges et que ça a tourné au vinaigre.
Bunu bir rahim olarak düşün.
Penses-y comme à une matrice.
Bunu bir düşün.
Laisse tomber!
Bunu bir düşün.
Réfléchis.
Bunu bir çeşit macera gibi düşün tamam mı?
Vois ça comme une aventure.
Bunu bir fırsat gibi düşün Doktor.
Voyez cela comme une opportunité.
Bunu bir terfi olarak düşün.
C'est une belle promotion.
Bunu bir düşün.
Penses-y!
Bunu bir prim olarak düşün.
C'est en prime! Joyeux Noel de merde.
Mikrodalgada kek pisirirken bunu bir daha düsün.
Quand tu feras des brownies pour micro-onde, utilise un micro-onde.
O zaman onun kovboy olduğunu düşün... ve tetiği çek. Bunu bir oyun farzet.
Dites que c'est le cow-boy et tirez, puis dites-vous qu'il va se relever.
Bunu ne kaçırdığını öğrenmek için.. .. bir zaman yolculuğu gibi düşün.
Pense à ça en revenant... au présent pour savoir ce que tu loupes.
Bunu muhakkak bir düşün, harika olabilir.
Penses-y. Ce serait génial.
Bir saniye bunu düşün, Ted.
Réfléchissons un peu, Ted.
En azından bir düşün bunu.
RéfIéchis-y au moins.
Bunu bir düşün, tamam mı?
C'est quoi ton nom?
Bunu kimler yapar bir düşün?
De quoi t'aurais l'air?
Bunu sana olan aşkımın bir ifadesi evliliğimizin mührü olarak düşün.
Acceptez ceci, en témoignage de mon amour pour vous... et de notre mariage.
Bunu bir düşün!
- Réfléchissez!
Sen de bunu bana yaptırmanın bir yolunu düşün.
Je fais ce que je veux.
Ama babam sana, bana, Kingdom'a bunu yapabiliyorsa dünyaya neler yapabileceğini bir düşün.
Mais si père peut nous faire ça, à toi et moi, et faire tout ce qu'il a fait au Royaume, qu'est-ce que lui et les siens pourraient faire au reste du monde?
Bir düşün bunu.
Réfléchis bien.
Eğer yardımcı olacaksa bunu şekil değiştirenin sana bir hediyesi olarak düşün.
Dites-vous... que c'est un cadeau qu'il vous a fait. C'est quelque chose que le changeant voulait vous offrir.
Bunu bir alt uzay kan nakli olarak düşün. Sadece bir insanın kan vermesi yerine yüzlerce, belki de binlerce donörün aynı anda nöro-elektrik enerjiyi ihtiyacı olana vermesi gibi.
Comme une transfusion, mais au lieu d'une personne qui donne son sang, des milliers de donneurs transmettent leur énergie neuroélectrique.
Bunu hatıra bir kopya olarak düşün.
Voilà ta copie-souvenir.
Bunu gerçek Çin yemeğinin keyfine varmak için bir şans olarak düşün.
Prenez cela comme une opportunité de profiter de la bonne nourriture chinoise.
bunu bir uzlaşma olarak düşün.
Je... me suis faite une raison.
bunu bir düşünün 29
bunu bir daha yapma 27
bir düşün 227
bir düşüneyim 236
bir düşünelim 78
bir düşünün 93
bir düşünsene 105
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
bunu bir daha yapma 27
bir düşün 227
bir düşüneyim 236
bir düşünelim 78
bir düşünün 93
bir düşünsene 105
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünmüyorum 81
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünmüyorum 81
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyorum ki 20
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşünüyorum ki 20
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsenize 76
düşünsene 342
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47
düşünüyorum da 210
düşündüm de 330
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşündüm ki 259
düşün bakalım 35
düşünebiliyor musunuz 47