English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Burası olmalı

Burası olmalı translate French

603 parallel translation
Sanırım burası. Yaşlı adamın aradığı yer burası olmalı.
C'est sûrement l'endroit qu'on cherchait.
Burası olmalı. - Gabey.
Ça doit être ici.
Burası olmalı.
Ah, ce doit être là!
Burası olmalı.
Ça doit être là.
Anne Yedi Sapak Vadisi dedikleri yer burası olmalı.
On est arrivés aux Sept Vallées.
Leylakların bulunduğu yer burası olmalı.
C'est ici qu'il y a du lilas. Vous sentez?
Burası olmalı, ha?
Ce doit être ça, hein?
- Sanırım, odam burası olmalı.
- Ma chambre doit être par là.
Burası olmalı.
Ça y est.
Burası olmalı, eminim.
J'en suis sûr!
- Burası olmalı.
McCoy. - Ca doit être là.
Demek saklandığın yer burası. Hong Kong oldukça rahat olmalı.
Alors, c'est ici que tu te planques.
Uçakla burası arasında bir bağlantı olmalı.
Il doit y avoir un lien entre l'avion et ici.
Burası olmalı.
Il va creuser.
Sonuçta insan tatmin olmalı. Tam burasıyla.
Il doit en retirer quelque satisfaction, quelque chose ici.
Burası Martini'nin yeri olmalıydı.
Ça devrait être le bar de Martini.
- Burası şatonun girişi olmalı.
Ça doit être l'entrée du château.
Burası terkedilmiş olmalı, ha?
C'est désert.
Burası nehrin adının Ulanga'dan Bora'ya döndüğü yer olmalı.
C'est probablement là, que L'Ulanga devient le Bora.
- Burası sıcak. 45 derece olmalı.
Ce qu'il fait chaud, ici! 40 ° au moins!
Öyleyse burasıyla Vienna'nın Yeri arasında bir yerde olmalı.
Il est quelque part entre ici et chez Vienna.
- Burası Güney Vermont olmalı.
- Ca doit etre le sud du Vermont.
Burası Amerikanın kış oyunları pisti olmalı.
Ou est la neige? C'est bien ici que skie toute l'Amerique!
Burası kocamın. Oskar sana bahsetmiş olmalı general kocamdan.
Oskar vous a dit que j'ai épousé le général.
Tokyo'dan sonra burası sıkıcı olmalı.
Notre petite ville doit être ennuyeuse après Tokyo.
Burası zamanında güzel bir ev olmalı.
Ça devait être une belle maison.
Burası eskiden bira fabrikası olmalı.
Ça devait être une brasserie!
Burası pazar yeri olmalı.
Ce devait être la place du marché.
Anlamıyorum. Haritaya göre burası kestirme olmalıydı.
D'après la carte c'était un raccourci.
Burası Healy Tiyatrosu olmalıydı.
Ce devrait être le théâtre Healy.
Burası senin gibiler için uygun bir yer olmalı.
C'est l'endroit idéal pour un dur comme toi.
Burası senin yerin olmalı.
C'était sûrement le tien.
Burası doğru yer olmalı.
Voilà où se trouve l'or!
Sıcak başka da, burası cehennem olmalı.
Tout de même! Il fait une chaleur d'enfer là-dedans.
Burası bir sergi olmalı Susan, dünya fuarı gibi bir şey.
Ce doit être une attraction, Susan, quelque chose comme une exposition universelle.
O halde, burası eski tütsü evi olmalı.
Alors on doit être dans le fumoir.
Burası İngiltere olmalı.
Cela pourrait être l'Angleterre.
Burası sıkıştırdığım yer olmalı, yani orada patlayacaktır.
Ce doit être là où je l'ai coincée. Donc ce doit être là qu'elle explosera.
Bence çoraplarınızı yıkayıp, tıraş olmalısınız. Burası berbat kokuyor.
J'en pense que vos hommes devraient laver leurs chaussettes et se raser.
- Hayır. Genç birine göre burası çok tenha olmalı.
Vous devez vous sentir seul ici.
Burası çok pahalı olmalı Mösyö Komarovsky.
C'est sans doute très cher, ici, M. Komarovsky.
Burası size bir servete mal olmuş olmalı!
Ça a dû vous coûter une fortune!
Burası geleceğin son yer olmalı.
On ne devrait pas venir ici.
Ama burasıyla orası arasında bir yerde bir bar olmalı.
Quelque part entre ici et là-bas, il y a bien un bar.
Teybin burası zarar görmüş olmalı.
Le message doit être déformé.
Burası Cennet'e çok yakın olmalı.
On ne doit pas être loin du Paradis.
Burası, bir ressam için çok ideal bir yer olmalı.
Idéal pour un peintre.
Burası ile Santa Maria arasında köprülü bir geçit olmalı.
Entre ici et Santa Maria, il doit y avoir une gorge avec un pont sur chevalets.
Burası senin için çok sıkıcı olmalı.
Vous devez vous ennuyer.
Burası benim sokağım, bayım! Ben, kendi sokağımda 1. olmalıyım!
Moi, monsieur, je suis dans ma rue.
Burası cehennem gibi bir yer olmalı ama yerde para var.
C'est peut-être l'enfer ici, mais ça sent l'argent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]