Dan translate French
107,845 parallel translation
Singapur'dan aradılar.
Singapour a appelé.
TimesandTreasures'dan alışveriş yapmak için buraya tıklayın.
Pour TimesandTreasures, cliquez ici.
O lanet olası şarkıdan nefret ediyorum.
Je déteste cette putain de chanson.
Eğer o kapıdan çıkarsam...
Si je franchis cette porte...
Kurumsal açgözlülük derken, Monsanto'dan bahsediyorsun.
Monsanto rime avec appât du gain. - Arrête!
Tuvalette bir yabancıdan asit mi aldın?
Tu as pris du LSD de la part d'une nana sur les chiottes?
Cennet'teki melekler de olabilir Dünya'dan arayan başka melekler de olabilir.
À la milice céleste ou à des anges. Vous devez rassurer les fidèles.
Bilinçaltın bu çektiğin dayanılmaz acıdan kurtulmak için benim varlığımı yaratıyor.
Ton subconscient fabrique l'illusion de ma présence pour échapper à cette agonie.
Atalarımız Praimfaya'dan sağ kurtuldu.
Nos ancêtres ont survécu à Praimfaya.
- Benim adım, Richard Hendricks. Pied Piper'danım.
Je m'appelle Richard Hendricks de chez Pied Piper.
- Kim? Adam Azure'dan koca depolama alanı için muhteşem bir fiyat aldı ve birkaç koli üzümlü sodanın üzerinde anlaşmayı imzaladı. Ed Chambers.
- Ed Chambers.
Senin şarkıdan çaldıklarını iddia ediyordun, değil mi? İki ev aldın, Jeremy'i dört yıllık bir üniversiteye soktun.
Ça vous a payé 2 maisons et 4 années de fac pour Jeremy.
Eminim "Katrina and the Waves" sana sebepsiz yere "Walking on Sunshine" dan hisse verdiğini bilmek ister.
Katrina and the Waves seraient heureux d'apprendre qu'ils vous ont donné un bout de Walking on Sunshine pour rien.
Ajan Nathanson'dan laboratuvara kadar Aida'ya eşlik etmesini istedim.
J'ai demandé à l'agent Nathanson de raccompagner Aida à votre labo.
- Aida'dan bir iz var mı?
- Tu as pu trouver Aida?
Ajan Nathanson'dan laboratuvara kadar Aida'ya eşlik etmesini istedim.
- de ramener Aida à votre labo. - Oh mon Dieu.
Daha önce Burrows'dan bahsetmiştiniz.
Vous avez mentionné Burrows un peu plus tôt.
Ve şu kapıdan içeri girmeleri an meselesi.
Et ce n'est qu'une question de minutes avant qu'ils n'explosent cette porte.
Bana danışsaydın muhtemelen buna karşı çıkardım. - Bu yüzden danışmadım işte.
Si vous m'aviez consulté, je vous aurais probablement conseillé le contraire...
- O adam Viyana'dan sonra her şeyi yapabilirdi.
Cet homme aurait pu faire n'importe quoi après Vienne.
Seninle bu konuda konuşmayı ve Hope'dan bahsetmeyi istiyordum.
Je voulais te parler de tout ça... - te parler de Hope.
Hive'dan kurtardığın zaman, beni hapse tıkmaya hazırlardı.
Quand vous m'avez sauvé de Hive, ils étaient prêts à m'enfermer. Tu as cru en moi.
Biz S.H.I.E.L.D.'danız. Hayır!
Nous sommes le S.H.I.E.L.D.
Dünyanın en ölümcül kitabı, arka kapıdan üvendire'li adamla kaçıp giden çatlak bir bilim adamının elinde.
Le livre le plus mortel du monde est dans les mains d'un scientifique fou, qui s'est faufilé par la porte arrière avec monsieur Taser.
Anton Ivanov'dan haberdarız.
Nous savons pour Anton Ivanov.
Amacın, gelmiş geçmiş en büyük insan zihnini parçalarına ayırmak değilse onu Framework'dan zorla çıkarmadan önce iki kez düşünmeni öneririm.
À moins que vous ne vouliez détruire le plus grand esprit humain de ce siècle, je suggère que vous réflechissiez avant de le forcer à sortir du Cadre.
Aida, beni Framework'dan çıkarman konusunda...
Aida, qu'est-ce que j'ai dit au sujet de me sortir de...
Deanwood'dan Jason Rajan.
Le suspect est Jason Rajan, de Deanwood.
Hydra'dan verilen vatandaşlık kimliği.
Carte d'identité délivrée par Hydra.
Bunu senin için Hydra'dan biri mi yaptı?
Quelqu'un à Hydra a fabriqué ça pour vous?
Biz Nainsanlar'dan nefret ediyor muyuz?
On déteste les Inhumains?
Agnes'dan geriye kalanlar Framework'un içinde.
Le Cadre est tout ce qui reste à Agnes.
Agnes'dan bahsediyoruz.
C'est Agnes.
Bayan Simmons'dan daha fazla bilgi alabildin mi?
Vous avez obtenu des informations de mademoiselle Simmons?
Kapıdan geçmeni sağlayacak.
Ça devrait vous permettre de rentrer.
- Triskelion'dan mı geliyorsun?
Vous venez du Triskelion?
İnsanlar saldırıdan sonra liderlerinin yıkılmadığını görmek ister.
Les gens aiment voir leur leader inébranlable après un attaque.
Hayır. Hydra'dan değiller.
Non, ils font pas partis d'Hydra.
Ki bu da Framework'dan kurtulup hepimizi öldürmesini sağlar. Pekâlâ.
Ce qui lui permettrait de débrancher le Cadre, nous tuant tous.
- Ona göre yapmamız gereken tek şey çıkış noktasından geçmek ve zihnimiz Framework'dan ayrılacak.
Selon lui, on doit seulement... traverser le point de sortie, et nos esprits se déconnecteront du Cadre.
Simmons, Madam Hydra'dan temelli kurtulmamıza yardım edebilecek bir istihbarat getirdi.
Simmons a des informations qui pourraient nous aider à éliminer Madame Hydra.
Az önce Madam Hydra'dan görev iptali emri aldık.
On a reçu de Madame Hydra l'ordre - d'abandonner la mission.
Dedi ki, bir insan arka kapıdan geçerse -
Il a dit que lorsqu'une personne traverse le portail...
Aslında arka kapıdan geçmek için başka bir yol bulabiliriz diye düşünüyordum.
Je pensais plutôt à trouver un autre moyen de traverser le portail.
McCulloughs'lara yapılan saldırıdan beri Cesar'dan haber yok.
Aucune nouvelle de Cesar depuis l'attaque chez les McCullough.
Albay'dan daha az.
Moins que le colonel.
Palo Duro'dan sonra o bitti.
Ça s'est terminé après Palo Duro.
Demek Roma'dan size attığı bir kartın üzerine yazmış bu sözleri.
Donc c'était écrit sur une carte qu'iI vous a envoyée de Rome.
- Google'dan bakmalısın.
Tu devrais chercher sur Google.
Hydra'dan mısın? Uzun hikâye.
Attends, tu es avec Hydra?
Bunun bizi Framework'dan çıkarıp uyandırması gerekiyordu.
Ça devrait nous déconnecter du Cadre, nous réveiller.
daniels 33
danielle 84
dang 16
danica 22
daniel jackson 33
danışman 220
danimarka 50
dans etmek 29
dana eti 17
danglars 23
danielle 84
dang 16
danica 22
daniel jackson 33
danışman 220
danimarka 50
dans etmek 29
dana eti 17
danglars 23