English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Dans ediyorum

Dans ediyorum translate French

2,366 parallel translation
Hey, bana baksana. Dans ediyorum.
je danse.
Evde olduğum zaman, dans ediyorum ve özgür hissediyorum.
Case départ, je danse et je me sens instantanément libre.
Hala dans ediyorum, ama barın arkasında.
Je danse toujours mais c'est derrière les barreaux.
Dans ediyorum.
Danser.
Uykumda dans ediyorum.
Je danse en dormant.
Bu merkezin önümüzdeki yıllar boyunca halka büyük hizmetler veren bir akademik başarı merkezi olmasını ümit ediyorum.
J'espère vraiment que ce centre deviendra un établissement phare pour la communauté dans les années à venir.
Gerçek şu ki, bazılarınızın Wardell Quezergue'nin bunun eski bir Danny Barker uyarlamasına yaptığı aranjmanı bilmediğini tahmin ediyorum.
Je sais que certains ici décèlent un tube de Wardell Quezergue sur cette ancienne version de Danny Barker. Oui. Tu vas reprendre la chanson des Indiens comme dans ton album?
Benim ve, Maryland eyaletinin verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı-koca ilan ediyorum.
En vertu du pouvoir qui m'est conféré dans l'État du Maryland... je vous prononce mari et femme. Vous pouvez...
Tekrar ediyorum, panç kasesinde bokumuz var.
Je répète, nous avons une crotte dans le bol de punch.
Bert, bu işte bizi yönlendireceğini ümit ediyorum.
Bert, j'espère que vous nous guiderez dans cette aventure?
Şimdi, düşünüyordum da bir cesedi bu ev boyunca, aklen ya da bedenen taşıyacak güce sahip olup olmadığımı bilmediğimi itiraf ediyorum.
J'ai réfléchi. Je l'admets. J'ignore si j'aurais eu la force mentale ou physique de transporter un corps dans cette maison.
Seni bu hale getirdiğini için o heriften nefret ediyorum.
Je déteste ce mec de t'avoir mise dans cette position.
- İtiraz ediyorum! Tanığı rahatsız ediyor.
- Objection : réponse dans la question.
Tekrar ediyorum, CO19 binadaydı.
La CO19 était dans l'immeuble. Hommes à terre. Appelez une ambulance.
Üç saat içinde daha ne kadar yol alabileceksiniz, merak ediyorum? Üç saat mi?
J'aimerais savoir jusqu'où vous irez dans les trois prochaines heures.
Betona defin ile bunun alâkası var mı diye merak ediyorum.
Je me demande si cet enterrement dans le ciment a quelque chose à voir avec ça.
Sadece bir teoriyi test ediyorum. Burada kitapları inceleyip sütümü içerken Tori ve Dean izliyorum.
Je suis plongé dans la lecture avec un bon verre de lait et je regarde "Tori et Dean".
O dişlerden nefret ediyorum.
- Ça a fait des vampires. - Elle m'a mordu dans le cou.
Kaçıranın yüzünün oraya yansıyıp... yansımadığını merak ediyorum.
Le visage du ravisseur apparaîtra peut-être dans le rétro. Essayons.
Hemen işine son verilmesini ve adının eyalet çapında seks suçluları veritabanına eklenmesini talep ediyorum.
Je suggère un renvoi immédiat et une inscription dans la base des délinquants sexuels.
Schuester'in o sınıfta yaptıklarından her zamankinden daha fazla nefret ediyorum.
J'aime pas ce que Schuester fait dans cette classe plus que d'habitude.
Elbette önce adam çektiği için vurmaktan başka çaren yoktu, kabul ediyorum eğer onu sana başka seçenek bırakmayan bir duruma düşürmüşsün gibi görünürse, o zaman sorun var.
Évidemment, le type te vise en premier, tu n'as pas le choix de le descendre. Ne le laisse pas t'amener à te lancer dans des spéculations, sinon, tu es cuit. Ça me va.
Boynuzları büyütmeyi tavsiye ediyorum.
Dans ce cas, extensions des cornes.
Öyle tahmin ediyorum ki ; Bruner denen adamda her ne varsa onu bu belanın içine sokmuş, o da elindekini o gemiye saklamış ve geri almaya çalışırken öldürülmüş.
Et ce que Bruner savait l'a mis dans la merde.
Merak ediyorum da dans planlama komitesinden bazı kızları buraya çağırabilir miyim?
Je peux inviter des filles demain? C'est pour le comité du bal.
Öfkeyle hareket etmenizi istiyorlar, ve sizden rica ediyorum.
Et je vous demande... de ne pas rentrer dans leur jeu.
Bu gecenin programi George Balanchine, dünya dansının doğru öncüsü ve bu harika organizasyonun kurusuna ve iyi arkadaşıma.. ithaf ediyorum.
La soirée est dédiée à George Balanchine, un pionier dans le monde de la danse, le fondateur de cette organisation, et un bon ami à moi.
Yüce yargınızdan, bu davayı sonuçlandırırken, Mateo'nun suçunun büyüklüğünün karşısında sizin aileye olan muazzam inancınızın galip çıkmasını temenni ediyorum.
Votre Honneur, quand vous statuerez dans cette affaire, j'espère que vous comprendrez l'insignifiance du crime de Mateo et qu'un entourage familial vous paraîtra de la plus grande importance.
Tahta bir kazık çakıyorum... çünkü Pondfield yolunda bir çardak yapımına yardım ediyorum.
J'enfonce un piquet en bois dans le sol parce que j'aide à construire une pergola sur la route de Pond Field.
Eğer o resimlerde bir kalıp varsa annenin ne tür şeylere net tepki gösterdiğini merak ediyorum.
- Je me demande s'il y a un schéma dans certaines réactions de ta mère.
Ve şimdi beni beş yıl içinde yatağa düşürecek, felç yapacak ve muhtemelen on yıl içinde de öldürecek bir hastalığım olduğunu fark ediyorum.
Et je réalise que j'ai une maladie qui va me clouer sur une chaise, piégé et paralysé, dans environ cinq ans, et qui va sûrement me tuer dans les 10 ans.
O yüzden uydurma terapi diyarında bir konuk da olsam belli bir saygıyı hak ediyorum.
J'apprécierais un peu de respect, même si je suis invitée dans ta Thérapie des Merveilles.
Bunu yaptığın için teşekkür ediyorum, çünkü bir an yavru köpek geçidine katlanmak zorundayım sandım, ama onun yerine anlayıp karşılık veremeyeceğim hislerle dolu bir mezara gömülmeyi tercih ederim.
Je devais subir une parade, mais je préfère être enterré vivant dans un mausolée de sentiments incompréhensibles.
Ve aynı zamanda bu muhteşem aile bu mükemmel çocuklar ve bu muhteşem torunlar için teşekkür ediyorum. Ve bugün burada evimize, kalbimize kabul ettiğimiz insanlar için de teşekkürler.
Et merci pour cette merveilleuse et magnifique famille, et ces superbes enfants, ces merveilleux petits-enfants, et à ceux qu'on accueille dans notre maison et dans nos cœurs, aujourd'hui.
Doğru, sadece yerel işleri kabul ediyorum.
J'ai décidé de rester dans le coin.
Böylesine devasa gemilerde var olduklarını hayal ediyorum. Kendi gezegenlerinin tüm kaynaklarını tüketmişler.
Pour faire ça, ils pourraient déployer des millions de miroirs dans l'espace en encerclant un soleil en entier et collecter toute cette puissance en un seul point.
Gerçekten geçit odasına girip kafamı çevirip sonra bir saniyeliğine nerede olduğunu merak ediyorum ve sonra hatırlıyorum.
J'entre dans la Salle d'Embarquement, me tourne la tête, et pour une fraction de seconde, je me demande où il est passé, puis ça me revient à l'esprit.
Burayı ziyaret edişinizi, Kraliçe'nin Vekil'liğine olan itimadınızın göstergesi olarak kabul ediyorum.
Votre visite confirme votre confiance dans la régence de la Reine.
O heyecanı ya da bir işe yaradığın hissini başka bir şeyde bulabilir miyim, merak ediyorum.
Et je me demande si je retrouverai cette adrénaline un jour, ou cette sensation d'être bon à ce qu'on fait dans autre chose.
Uzayda bir zombiyle seks yapmanın nasıl olduğunu merak ediyorum.
comme tuer un zombie et me branler dans l'espace.
Size söyledim. İran Halıları ithal ediyorum.
Je suis dans l'import-export de tapis persans.
Yanlış, Yale'yi inşa ediyorum.
Faux. Yale est dans l'immeuble.
Dyson'a bir olayla ilgili yardım ediyorum.
J'aide Dyson dans une affaire.
O salak suratına yumruğu geçirdiğimi hayal ediyorum.
J'ai envie de lui coller mon poing dans la figure, à cet imbécile.
Ben bir gazeteciyim ve Ufoloji alanındaki uzmanlığınıza göre siyah giyen adamlar hakkında bana ne söyleyebileceğinizi merak ediyorum.
Je suis journaliste. Étant donnée votre expertise dans le domaine des OVNI, j'aurai voulu que vous me parliez des Men in Black?
Çünkü ben ikimizi 80 yaşında el ele sahilde yürürken hayal ediyorum.
Parce que je nous ai toujours imaginés à 80 ans, marchant sur la plage, main dans la main.
Hayatımın büyük kısmını hastanelerde geçirdim. Ben... Onlardan nefret ediyorum.
J'ai passé la moitié de ma vie dans les hôpitaux.
Meyan kökünün dişlerime yapışmasından nefret ediyorum.
Je déteste comme la réglisse se colle dans les dents.
Çabanı takdir ediyorum ama bu şekilde değil.
Belle ambition, mais pas dans le bon sens.
Beni kendi evime kabul ettiğin için asıl ben teşekkür ediyorum.
Eh bien, merci de m'inviter dans ma propre maison.
Bilirsin, hayatımda sadece tanıklık yapıyorum bir ilişkiye girdiğimde her şeyi elde ediyorum bu da...
Observe ma vie et ce que j'ai réussi dans une relation.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]