Eğlence bitti translate French
139 parallel translation
Mamafih, eğlence bitti. İzninizle sıradışı ülkenizdeki görevimi tamamlayabilir miyim?
Néanmoins, la plaisanterie étant terminée, j'aimerais conclure ma mission dans votre curieux pays.
Eğlence bitti Max, konukların gidiyor.
La fête est finie, Max, et vos invités partent.
Eğlence bitti.
La fête est finie.
Eğlence bitti çocuklar.
Quatre. On a assez ri, garçons.
Yeter! Eğlence bitti!
Ce coup-ci, c'est fini!
Üzgünüm ama eğlence bitti.
Navré de vous dire que la fête est terminée.
Pekala, eğlence bitti.
D'accord, la fête est finie.
Eğlence bitti.
La fête est terminée.
Eğlence bitti.
Fini la rigolade.
Eğlence bitti.
Finie la rigolade.
Küçülelim. Eğlence bitti.
Cesser les fantaisies.
Eğlence bitti, Fletch.
Ce n'est pas une blague, Fletch.
Pekala, eğlence bitti.
On s'est assez amusés comme ça.
Eğlence bitti, tamam mı?
Le spectacle est terminé, d'accord? C'est terminé.
Eğlence bitti.
Fini de jouer.
Eğlence bitti, pislik!
L'école est finie, voyou.
Millet, eğlence bitti, buraya gelin, sıraya girin...
– Vos désirs et vos requêtes – Ça suffit. Fin de la chanson.
Eğlence bitti.
Y a rien à voir.
Eğlence bitti.
Pas de quoi pavoiser.
Eğlence bitti.
La rigolade est terminée.
Tamam çocuklar. Hadi. Eğlence bitti.
Allez, les chiens, fini de rigoler!
Eğlence bitti.
On est arrivées.
Eğlence bitti.
La récré est finie, les gars.
Pekala, Bay ve bayan Geveze. Eğlence bitti.
Bon, taisez-vous tous les deux.
Oyun ve eğlence bitti, çocuklar!
La partie de jeux est terminée, les enfants!
Eğlence bitti.
La plaisanterie a assez duré.
Ama eğlence bitti.
Mais fini la plaisanterie.
O halde eğlence bitti sayılır.
La fête est terminée.
- Gitmem gerek. - Eğlence bitti.
La fête est finie.
Pekala Sebastian, eğlence bitti.
Sebastian, ce n'est plus drôle.
İşinizin başına geçin. Eğlence bitti.
Allez, le spectacle est fini.
Pekala, eğlence bitti.
Allez, fini de s'amuser.
Eğlence bitti.
Le showrreur a rendu l'antenne.
Tüm bunlar harika ama bilmen gereken önemli olan şey artık eğlence bitti.
On s'est bien amusés, mais parfois il faut savoir s'arrêter.
Eğlence bitti.
Fini, la vie de château.
"Bu eğlence, biz bitti diyene kadar devam edecek, koca adam."
"La fête sera finie quand on le décidera beau gosse."
Eğlence bitti beyler.
La fête est finie, garçons.
Eğlence başlasın ve onu uğurlayalım! Konuşma bitti.
Auquel cas, on se reconvertirait vite fait dans le vignoble!
Eğlence bitti!
Fini, la rigolade.
Eğlence gezisi bitti!
La fête est finie!
Eğlence bitti!
- Fini la rigolade.
Kitabevini kırıp döken bu mu sence? Bundan kaç tane daha olabilir ki? Tamam, eğlence bitti.
Tu crois que c'est le truc qui a saccagé la librairie? Combien y a-t-il de ces choses? D'accord.
Eğlence bitti.
Finie la plaisanterie.
Eğlence bitti, Oskar.
La fête est finie.
Eğlence bitti.
Fini de rire.
Eğlence bitti galiba.
On dirait que la soirée est finie.
- Eğlence bitti.
S'amuser, c'est nul.
Artık eğlence ve oyun bitti.
On rigole plus, Day-Day.
Bir arkadaşım, birlikte takıIdığı başka bir grupla çıkıp gidince, eğlence erken bitti.
Il s'est terminé quand mon amie nous a lâchés pour sortir avec d'autres copains.
Eğlence bitti!
Fini de rigoler!
Eğlence vakti resmi olarak bitti.
C'est fini, l'heure de jouer.
bitti 1401
bittim 64
bittim ben 34
bitti mi 380
bittik 22
bittin sen 22
bittiğinde 20
bitti artık 126
bitti işte 19
bitti sayılır 33
bittim 64
bittim ben 34
bitti mi 380
bittik 22
bittin sen 22
bittiğinde 20
bitti artık 126
bitti işte 19
bitti sayılır 33
eğlenceli 161
eğlence 94
eğlenmek 33
eğlenelim 20
eğlen 41
eğleniyorum 26
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlenin 36
eğlendik 22
eğlence 94
eğlenmek 33
eğlenelim 20
eğlen 41
eğleniyorum 26
eğlendim 16
eğleniyoruz 28
eğlenin 36
eğlendik 22