Gayet basit translate French
351 parallel translation
Gayet basit :
- Oh, c'est simple.
Konu gayet basit, değil mi?
C'est simple, non?
- Patentim gayet basit.
- Ma patente est simple.
Bu da benim teklifimi gayet basit yapıyor.
Ma proposition est simple.
Gayet basit Stella.
C'est très simple, Stella.
Gayet basit ve doğru bir düşünce ortaya attım ve bir dakika çeneni kapatırsan savunacağım.
J'ai fait une simple affirmation vraie, mais je peux l'expliquer si tu veux bien te taire une minute.
Neden görmeyeyim? Gayet basit bir açıklaması var.
Le pire c'est qu'il n'y avait aucun motif.
Çalışma planın. Gayet basit.
Votre emploi du temps.
Gayet basit... farklı.
Eh bien... différent, voilà tout.
Senin için bile anlaması gayet basit olmalı.
C'est assez simple à comprendre, même pour vous.
Gayet basit.
C'est pourtant simple.
Gayet basit.
C'est très simple.
Şimdi, sorun şu ki ölümünüzün detayları gayet basit olmalı.
Le problème suivant est... que les circonstances de votre mort doivent être simples.
Ama İngilizler için gayet basit bir şey.
Mais pour les Britanniques, très simple.
- Test edilmedi. - Gayet basit.
- Il n'a pas été testé.
Gayet basit. Konstantin başa geçmek isteyecek. Oylama yapılacak.
Konstantin demandera la vérification des pouvoirs... on votera.
Gayet basit.
Facile à comprendre.
- Gayet basit, O'Hanlan.
- C'est très simple, O'Hanlan.
Ama bu gayet basit, ellerini kullan ve dizlerini okşa.
- Mais c'est facile.
İş gayet basit.
C'est très simple.
Bana göre, seçim gayet basit.
Le choix me parait évident :
Aslında gayet basit.
C'est assez simple.
Gayet basit bir soru.
C'est une question facile.
Söylediğim şey gayet basit.
Ce que je veux dire est simple.
Nedeni gayet basit, baba.
T'es incroyable.
Gayet basit :
C'est tout simple.
Plan gayet basit.
Très bien. Le plan est simple.
- Sevgili Watson, kendi içinde gayet basit fakat bir öncekiyle ilişkili, birtakım sonuçlara ulaşmanın, ne kadar kolay olduğunu göreceksin.
Vous voyez, mon cher Watson, ce n'est pas tellement difficile de construire un raisonnement d'une série de déductions, chacune dépendant de la précédente et chacune étant assez simple en soi.
- Gayet basit.
- C'est évident.
- Gayet basit. Kaç mil eklersek, çıkartırız.
Les kilomètres qu'on fera, on les enlèvera.
Hesap gayet basit.
Le calcul est simple.
Oh, ıı, bunun anlamı - gayet basit bir şekilde - İngiltere için ekonomik çöküş demektir.
Ce serait un désastre économique pour l'Angleterre.
Pekala öyleyse, kim? Gayet basit.
Même les Fritz n'auraient pas la bêtise d'infiltrer un espion avec un tel accent!
Gayet basit görünüyor.
C'est pas la mer à boire.
Gayet basit.
Mais cela va de soi!
Gayet basit bir soru.
Simple question.
Gayet basit, bu olayda da kendimden başka kimseyi riske etmek istemiyorum.
Je ne suis pas disposé à risquer des vies à part la mienne.
Durum gayet basit.
La situation est simple.
Ben kendi doku örneklerimi gönderiyordum... o bunları sağlıklı örneklerle değiştiriyor, patoloji raporları yayınlıyor... benimkileri çöpe atıyordu. Gayet basit.
Je lui ai envoyé mes prélèvements... qu'il a remplacés par des sains, qui ont passé la biopsie... foutant mon rapport à l'eau.
Gördün mü? Gayet basit.
Tu vois, c'est facile.
Olur mu? - Gayet basit, değil mi?
Simple, non?
- Bu cidden çok sağlam bir soru. - Cevabı gayet basit.
C'est une très bonne question.
Gayet basit aslında.
C'est simple :
Ne oluyor yahu? Aslında gayet basit. Hastings'den kurtulmaları gerek.
C'est simple, ils doivent se débarrasser de Hastings.
Gayet iyi demek çok basit kalir. Hepsi varlik içinde yüzüyordu.
Ils roulaient sur l'or!
Aslında sorun gayet basit.
C'est trés simple.
Bu gayet basit bit şey.
Cela aurait pu être pire.
Gayet basit.
C'est simple.
Bunların çoğu şirin, gayet basit şeyler.
C'est assez simple.
Gayet basit.
C'est plutôt simple.
Senden gayet basit bir iyilik yapmanı rica ettim.
Je t'ai demandé un petit service.
basit 264
basitçe 52
gayet iyi 353
gayet güzel 79
gayet iyiyim 119
gayet iyi biliyorsun 23
gayet iyiler 20
gayet iyi gidiyorsun 17
gayet iyi anlıyorum 19
gayet normal 21
basitçe 52
gayet iyi 353
gayet güzel 79
gayet iyiyim 119
gayet iyi biliyorsun 23
gayet iyiler 20
gayet iyi gidiyorsun 17
gayet iyi anlıyorum 19
gayet normal 21