English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gayet iyi biliyorsun

Gayet iyi biliyorsun translate French

351 parallel translation
Gayet iyi biliyorsun ki artık yaşamıyorum.
"Tu sais très bien que je ne suis plus de ce monde."
- Gayet iyi biliyorsun.
- Tu le sais très bien.
- Ne camı olduğunu gayet iyi biliyorsun!
- Quelles vitres? - Tu le sais bien!
Gayet iyi biliyorsun.
Comment, à quoi je pense? Tu le sais.
Kafanda nasıl hayaller kurduğunu sen de gayet iyi biliyorsun.
Tu imagines tant de choses...
- Günaydın baba. Annen uyanana kadar o topu yere vurmaman gerektiğini gayet iyi biliyorsun.
Tu sais que maman dort.
Kilerde 13 ceset olduğunu gayet iyi biliyorsun.
Tu sais qu'il y a 13 cadavres à la cave.
Üçüncü çapa ipinin neden yapıldığını gayet iyi biliyorsun Kiloranlı.
Et vous savez en quoi la troisième était faite.
Bence gayet iyi biliyorsun...
Mais si, tu le sais!
Terry, nedenini gayet iyi biliyorsun.
Terry, tu le sais très bien.
Böylesine öfke patlamalarına ve sinire gelin gitmeyeceğim ve sen de bunu gayet iyi biliyorsun.
Je ne me marierai pas au milieu des cris, je t'avertis tout de suite.
Neden olmayacağını gayet iyi biliyorsun.
Tu sais très bien pourquoi pas.
Neden yapamadığımı gayet iyi biliyorsun.
Je ne pouvais pas.
Yapacağımı gayet iyi biliyorsun.
Tu sais très bien que je le ferai.
- Gayet iyi biliyorsun.
- Kecco blague!
- Gayet iyi biliyorsun ki- - - Sör John haklı. Mevzuyu dağıtmayalım.
Ne nous égarons pas.
Sebebini gayet iyi biliyorsun, bilmiyormuşsun gibi yapma.
- Tu sais très bien ce qui se passe.
Doktor, şerifin bize hizmet etmediğini gayet iyi biliyorsun.
Tu sais bien que ce n'est pas notre shérif.
Bugünün Aron amcanın isim günü olduğunu gayet iyi biliyorsun.
C'est la fête de l'oncle Aaron.
Isak'la benim gizlice nişanlandığımı gayet iyi biliyorsun.
J'en fais mon affaire! Nous sommes secrètement fiancés.
Neden burada olduğumu gayet iyi biliyorsun.
Vous savez pertinemment pourquoi je suis venu.
- Nereye getirdiğimi gayet iyi biliyorsun.
- Allons, tu le sais parfaitement bien.
Kumar hakkında ne düşündüğümü gayet iyi biliyorsun.
Tu sais ce que je pense des jeux d'argent.
Onu neyin mutlu edeceğini gayet iyi biliyorsun.
Vous savez quand il sera content.
Onu çağırmayacağımı gayet iyi biliyorsun.
Je ne l'ai pas invitée!
- Nedenmiş? Nedenini gayet iyi biliyorsun.
Tu sais très bien pourquoi.
- Kim olduğumu gayet iyi biliyorsun.
Tu sais trés bien qui je suis.
Sen de gayet iyi biliyorsun, her şeyi yapabilecek kapasitedeyim.
Sinon, je suis capable de tout, tu le sais.
Gayet iyi biliyorsun.
Tu sais très bien.
Bu bölgeyi sen gayet iyi biliyorsun.
Tu connais bien le coin.
Nerede olduğunu gayet iyi biliyorsun.
Tu le sais bien!
Jug, sen de gayet iyi biliyorsun ki, gerçek Fişek Morgan şu anda kasabaya doğru geliyor.
Jug, tu sais que le vrai Swiffy Morgan est en route.
Nasıl biri olduğumu gayet iyi biliyorsun.
Tu sais quel genre d'homme je suis.
Bunu gayet iyi biliyorsun.
Tu le sais très bien, Margot.
Benim kim olduğumu ve ne yapabileceğimi gayet iyi biliyorsun.
Tu sais très bien qui je suis et ce que je vais faire.
Parayla ilgili olmadığını gayet iyi biliyorsun!
Ça n'a... - rien à voir avec le fric!
Bu evi yalnız kalabilmek için aldığımı gayet iyi biliyorsun.
Tu sais bien que j'ai cette maison pour pouvoir être seule.
Bunu gayet iyi biliyorsun.
Tu le sais bien.
- Öyle olmayacağını gayet iyi biliyorsun.
- tu sais très bien qu'on a pas une minute ou deux.
Bunu yapmak zorunda olduğumu gayet iyi biliyorsun.
tu savais bien que je ferais ça.
Gayet iyi biliyorsun.
Tu le sais bien.
Gayet iyi biliyorsun.
Tu le sais.
Gayet iyi biliyorsun.
Je pense que tu le sais.
Gayet iyi biliyorsun ki hastanede yaşıyorum.
Tu sais très bien que je vis à l'hôpital.
- Gayet iyi biliyorsun adını.
- Jakob Zouk?
Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun! Kadınlar gerçekten birer şeytan!
Avec tes bains de soleil...
Sen de gayet iyi biliyorsun ki bütün Kültür Bakanlığı sorgulandı.
Tu es méchant, Ilya.
Sen de gayet iyi biliyorsun.
Tu le sais bien.
Biliyorsun şu sıralar işleri gayet iyi.
Ça marche bien pour elle.
Kendi işinde, renkleri gayet iyi seçiyor, biliyorsun.
C'est un as pour les couleurs!
Ben gerçekte ne olduğumu ve kim olduğumu gayet iyi biliyorum. Sen de biliyorsun.
Je sais qui je suis et vous aussi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]