Gayet normal translate French
720 parallel translation
Şüphelenmeniz gayet normal.
C'est votre droit de me soupçonner.
- Gayet normal.
Oui, c'est normal.
Melanie, doktora dava için ise, gayet normal olduğunu söyledi.
Mélanie dit que puisque c'est pour le Sud c'est bien.
Seninle evlendiğimde gayet normal bir kadındın Bella.
Quand je t'ai épousée, tu étais normale, Bella.
- Sevgili kaptan İngiltere kıyılarından 450 km açıkta, 45. enlemde bir İngiliz uçağında Alman destroyeri tarafından vurulduğunuzda akabinde yarı batmış bir kanat üzerinde diğer sıkıntılı insanlarla saatler boyu boğulmayı bekleyince gazeteci olduğunu söylemeyi unutması gayet normal oluyor.
- Mon cher capitaine, attaqué à bord d'un avion anglais par un destroyer allemand, à 500 km des côtes anglaises, latitude 45, ayant passé des heures sur une aile à moitié submergée, attendant la noyade avec d'autres personnes blessées, on peut oublier qu'on est journaliste.
Ailenin delisi ben değilim. Gayet normalim.
Je suis parfaitement normal.
Bu gayet normal ve kahramanca.
C'est naturel et chevaleresque.
Bu kadar şaşırmayın. Bu gayet normal.
Ne soyez pas étonnée, c'est normal.
Yabancı bir yerde yalnızlık çekmek gayet normal.
C'est normal de se sentir seul, loin de chez soi.
Bu gayet normal.
C'est naturel.
Daha sonra bir oyuna ne dersin? Gayet normal.
On fait une partie plus tard?
Kafası gayet normal gözüküyor.
Sa tête me paraît bien.
- Tüm yolu istiyor. Demek istediğim, bir erkeğin yapabileceği çok şey var... ve toplumda bu gayet normal.
Il y a plein de choses qu'un homme peut se permettre.
Evlendikten dört ay sonra doğuracaksan ne olacakmış? Gayet normal işte!
Presque tous les gosses naissent 4 mois après le mariage.
Size gayet normal görünüyorlar değil mi?
Ont-ils l'air normaux?
Gayet normal.
Sans importance!
- Gayet normal.
- C'est normal.
Evli. " Şimdilik gayet normal.
Marié. " Jusqu'ici, c'est très normal.
Evet, gayet normal.
Oh, c'est normal.
Kendisi, eğer sencede sakıncası yoksa gayet normal, ölümlü bir insan.
Il s'agit pour ainsi dire d'un mortel normal
Gayet normal bir ayak izi olabilir Susan,
IAN : Ça pourrait être juste une empreinte, Susan.
Bence gayet normal.
Ou alors, des jumeaux. - Mais non, tout est normal.
Hepsi gayet normal.
Rien d'étrange à cela.
Üvey babana olan husumetin çok doğal. Gayet normal bir davranış.
Votre hostilité et votre défiance envers votre beau-père est une réaction normale.
Biraz kilo verdi ama bu gayet normal.
Elle a maigri, mais rien d'anormal.
Yaptığın şey için pişmanlık duymayı bırak, beni delirtmek senin için gayet normal bir şey.
Ne regrette pas ce que tu as fait, tu pouvais être fâchée contre moi
Tam da bu utanç verici anlaşmazlığa son vermeye karar vermiştim, hesabıma ağlamak düştü. Beni delirtmek senin için gayet normal bir şey.
Maintenant que j'ai décidé de mettre fin à mon indigne dispute avec votre père... voilà que je pleure ll est humain que tu te sois fâchée
- Dişleri gayet normal.
- Sa dentition est normale.
Kulaklarının paslanmış olması gayet normal. Önceden kulakları onu sadece bir meyve yere düşerken ya da tehlikeli bir hayvan ona yaklaşırken uyarıyordu.
Elles ne lui ont servi qu'à l'avertir de la chute de fruits ou de l'approche d'un animal dangereux.
Ahırda sigara izmariti yüzünden yangın çıkması gayet normal.
Qu'une grange brûle à cause d'un mégot, soit. Je veux bien
Bu gayet normal, değil mi?
C'est la moindre des choses, non?
Aslında suç daha işlenmeden olay yerine gidilmesi gerekirdi ama sizin durumunuzda bu hata gayet normal.
Cette fois-ci, sûrement par erreur, vous êtes arrivés avant le crime, mais, comme à votre habitude, ça n'a rien changé.
Efendi Owari'nin peşimden adam yollaması gayet normal.
Le Seigneur Owari a donc lancé ses hommes à ma poursuite.
- İmkansız! - Hayır, çan seslerini duymamanız gayet normal... gerektiğini merak ediyorum. .
- Pas possible!
Billy hakikaten orada bulunduğu için de bunun, şu anki durumunu etkilediğini varsaymak gayet normal.
- Pire que Hiroshima. Et comme Billy était effectivement là, - Il est évident que cela doit avoir contribué à son état actuel.
Gayet normal bir arzu.
C'est un besoin normal.
Tatlım, bu meslekte avazın çıktığı kadar bağırmadan daha azı gayet normaldir.
Dans ce boulot, tout est normal tant que tu t'arraches pas les cheveux.
Gayet normal, harika bir çocukluğum oldu.
J'ai eu une enfance des plus normales.
Ne var, bunlar gayet normal. Birileri devamlı senin kıçından koşturmak veya yardım etmek zorunda.
Tu t'attires des emmerdes, et tu comptes sur les autres pour te sauver les fesses.
Görüyorsunuz, gayet normal görünüyor.
Tout cela a l'air normal.
İnsan düşününce bir şeyler olması gayet normal.
Penses-y. Ça ne serait pas si étrange.
Şuna bak Son 24 saati yaşayan biri için gayet doğal
Normal avec les 24 heures que vous venez de passer!
Akrabalarımızla ilgili bazı şeyleri merak etmem gayet doğal.
Mais il est bien normal que je m'enquiêre de notre famille.
Bu gayet doğal olur.
Ce serait normal.
Şartlar göz önüne alındığında başınıza konan talih kuşunun akıbetinin bu şekilde olması gayet anlaşılabilir ve normal bir durumdur.
Il n'y a que les conséquences normales que comporte toute fortune soudaine.
Onun durumunda, bu gayet doğal.
Dans son état, c'est normal.
Böyle zeki ve yakışıklı bir dayın olunca bu gayet doğal.
Avec un oncle beau et séduisant, être jaloux est normal.
- Onlar için gayet doğal.
- Pour eux, c'est normal.
Gayet doğal bir şey. Karılarından iyi muamele görmek istiyorlar.
C'est normal qu'ils veuillent que leurs épouses soit gentilles avec eux.
Altüst olmanız gayet anlaşılabilir bir şey.
C'est normal.
Benimkinin tadı gayet iyi.
Le mien est normal.
normal 211
normalde 71
normal mi 38
normaldir 23
normal değil 24
normal davran 19
gayet iyi 353
gayet güzel 79
gayet iyiyim 119
gayet iyi biliyorsun 23
normalde 71
normal mi 38
normaldir 23
normal değil 24
normal davran 19
gayet iyi 353
gayet güzel 79
gayet iyiyim 119
gayet iyi biliyorsun 23