Gayet iyisin translate French
246 parallel translation
Sus. Gayet iyisin.
Restez tranquille.
Gayet iyisin.
Ne bouge pas.
Yeni başlayan biri için gayet iyisin.
Pour une débutante, tu te débrouilles pas mal.
- Bu işte de gayet iyisin.
Et tu te débrouilles bien.
- Barbara! - Doktor, gayet iyisin!
Oh Docteur, vous allez bien!
- Gayet iyisin.
- Vous êtes charmante.
Bana göre bu halinle gayet iyisin.
Je t'aime telle que tu es.
Gayet iyisin evlat.
Tu es parfait, petit.
Gayet iyisin.
Ça ira.
Gayet iyisin.
Tu es très bien.
Gayet iyisin Koç. - Emin misin?
- Tu en es sûr?
- Hayır, gayet iyisin.
- C " est ton point fort.
Fazla televizyon izlemem ama sen gayet iyisin.
Je ne regarde pas trop la télé, mais je vous trouve bien.
Bana göre gayet iyisin.
Je te trouve très belle.
Gayet iyisin, Sam.
Tu as l'air en excellente forme, Sam.
- Gayet iyisin.
- Tu es très bien.
- Gayet iyisin.
- Surnaturel.
Gayet iyisin.
Vous etes doué!
Gayet iyisin.
Ça va pour vous.
- Gayet iyisin!
- Tu t'en sors bien.
Sende bu işte gayet iyisin.
Tu l'as très bien fait, ça aussi.
Eskiden aptalları, dengesizleri, sorumsuzları hasta zannederdim. Hasta değil, normaller. Sen gayet iyisin.
Avant, pour moi, les fous, les dérangés, les irresponsables étaient malades.
Gayet iyisin aslında.
- Non. Tu te débrouilles très bien.
Gayet iyisin Devam et.
Bravo... continuez comme ça.
Gayet iyisin.
Tout va bien.
- Bakıyorum, gayet iyisin.
Je vous regarde. Vous êtes très bien.
Gerçekten bugün programını dinledim. Bence gayet iyisin.
J'ai entendu ton émission, tu deviens vraiment bon.
Gayet iyisin.
Tu es bon.
Gayet iyisin.
Tu es doué.
Evet, gayet iyisin.
Tu es chouette.
- Gayet iyisin, merak etme.
- Tout ira bien.
Genç yaşta ölmek için gayet iyisin.
- Assez pour mourir.
- Sen... Sen gayet iyisin.
- Tu es parfaite.
Doğru. Nefret ettiğin bir yaratıkla karanlık bir köşede buluşmuş, eski çirkin günleri dinliyorsun çünkü gayet iyisin.
Tu discutes d'histoires pas nettes avec quelqu'un que tu hais, mais ça va!
Bana kalırsa gayet iyisin, bu yüzden o itlerle savaşalım ve iyileştiğini gösterelim.
Tu as l'air d'aller bien. Alors bats-toi contre ces salauds! Et finis de te rétablir.
Doğuda gayet iyisin.
Pour l'Est, pas de problème.
Kol kıskaçlarında bulunan bir miktar alevlenme haricinde gayet iyisin.
Vous n'avez rien, si ce n'est une légère inflammation de l'attache biradiale.
Sen de kendine göre gayet iyisin.
T'es plutôt canon aussi.
Sen bir savaşçı için gayet iyisin.
Tu ne te bats pas trop mal.
İyisin, gayet iyisin.
"Bien." Ca va "bien".
Evet gayet iyisin.
Ouais, tu assures.
Gayet iyisin.
Tu vas bien.
Şu an gayet iyisin.
C'est fini.
Bence sen gayet iyisin.
Je te trouve parfaite.
Gayet sağlıklı ve iyisin. Senin durumun psikolojik, biz de onun üzerinden yürüyeceğiz.
Elles sont fortes et saines, c'est le coté psychologique le problème.
Bak, gayet iyisin.
Écoute-moi!
Gayet iyisin.
Génial § Montre-les du doigt.
Cora, gayet iyisin.
Cora, tu es parfaite.
Gayet iyisin.
Bien.
Gayet iyisin, ama ben daha iyiyim.
Non, ils avaient pété un plomb.
Merak etme, gayet iyisin.
Ça va aller.