Gayet güzel translate French
1,339 parallel translation
Hapsedilmiş ve oyunun dışında. Amaçlarımıza gayet güzel uyuyor.
Il est maîtrisé, hors jeu, ce qui nous arrange très bien.
- Gayet güzel geliyor.
- Juste.
Bence buraya gayet güzel uyum sağlayacaksın.
Vous allez vite vous adapter, ici.
Sen bu işi kendi başına gayet güzel halledebiliyorsun.
Et on dirait que le bar se remplit, donc si pouviez vous embrassez et redevenir copains, je suis sure que les clients apprécieraient.
Yine de gayet güzel bir gece olmuştu öyle değil mi?
La soirée s'est plutôt bien terminée cette nuit-là, non?
Gayet güzel görünüyor.
ça vaut le coup d'oeil.
Ama yine de birbirimizi gayet güzel öldürebiliyorduk.
Mais on se tuait très bien.
Dün gayet güzel yasal olan bir şey bugün bir başkanın kaleminin vuruşuyla aniden ölümcül olabiliyor.
Ce qui était légal hier, devient tout à coup illégal, selon le bon vouloir d'un Président.
Gayet güzel ederim.
Oh que si!
Bence gayet güzel. Neyse ki deliğe yakın değil.
Cool, ça a troué la viande, pas la rondelle.
Tam yanında gayet güzel bir demir merdiven varken, Bough... neden kanalizasyondan yukarı çıktın, anlayamıyorum.
Je ne sais pas ce que vous faisiez dans cet affreux tube de caca, Bough... quand il y avait une échelle juste à côté.
Bunu fırında ısıt, gayet güzel olur.
Tu le passes un peu... par le four, puis c'est très bien.
- Tamam gayet güzel dostum.
D'accord, ça me paraît correct.
- Bence gayet güzel.
- Moi, j'aime bien.
Gayet güzel anlattınız.
Vous vous débrouillez très bien.
İncil hariç herhangi bir şey olur. Gerçi, o da ilk okuduğumda gayet güzel gelmişti.
Tout sauf la Bible, bien que que c'était plutôt cool la 1ère fois.
- Olmaz öyle şey. - Eserlerin gayet güzel. Satılabilir.
Votre travail est... plutôt bon.
Pasta gayet güzel.
Ce gâteau est pas mal.
19 yaşında birinin yaptığı düşünülürse, gayet güzel. Değil mi?
C'est pas mal, tu ne trouves pas, pour une fille de 19 ans?
Hayır. Bence bu senin için gayet güzel bir şey.
Non, c'est plutôt une bonne chose.
Sanırım baba-kız ilişkiniz gayet güzel ilerliyor.
Ça veut dire que les relations père-fille sont au beau fixe.
Marsa hala bu iste iyidir. Gayet güzel bir hediye oldugunu düsünmelisiniz.
Tante Martha a de l'argent, ça doit être un joli cadeau.
Gayet güzel Ned amma velâkin bu hafta ikinci olacaksın sanırım.
Très bien Ned, mais j'ai peur que ton collègue t'ait surpassé.
Gayet güzel.
splendides.
Gayet güzel.
Parfait.
Ben öyle düşünmüyorum. Bence gayet güzel olur.
Je crois... que ça pourrait être vraiment bien.
Burası gayet güzel.
L'eau est bonne.
Gayet güzel çocuklar!
C'est une putain de chanson, les gars! Ouais!
- Ne düşünüyorsunuz? - Gayet güzel, herhalde.
- Qu'est-ce que vous en dites?
Vantilatörü de çalıştırırsam gayet güzel olur. Üstten de simli bir kumaş sarkıtabilirim.
Si je pouvais actionner le ventilateur... je pourrais accrocher des guirlandes en haut.
Atmosfer gayet güzel... bence.
L'atmosphère est parfaite à mon avis.
Ya omuzlar falan açık gayet güzel oldu ya bırak Allahaşkına ya.
Les épaules découvertes, c'est super, non?
- Gayet güzel.
Très bien.
Gayet güzel.
Tranquille.
Sorun değil. arka tarafta gayet güzel gözüküyor.
Ca ne fait rien, là bas aussi c'est très joli.
Müthiş, gayet güzel yürüyor.
Super, il marche bien.
Sayende herkes gayet güzel eğlendi.
Quel bienfaiteur!
Wolfram ve Hart'taki eski dostların onları yerlerine gayet güzel taktı, değil mi?
Mais nos potes de Wolfram Hart te les ont remises en place.
- O gayet güzel bir yatırımdı.
- Non, ça c'était bien.
- Gayet güzel bir yer. - İki kişi için çok küçük.
Mais si aucune ne peut, alors c'est d'accord.
- Gayet güzel.
- Pas mal du tout.
- Gayet iyi. - Güzel.
- Eh bien, elle se porte à merveille.
- Hâlâ üçlü olarak oynayabiliriz. Gayet de güzel olur.
On peut toujours jouer à trois.
Gayet güzel bir ev.
- Un taudis, Will!
- Gayet güzel.
Je crois qu'on aurait dû avoir des lumières plus fortes... ou un autre fond, ou d'autres couleurs. - Oui, c'est cool.
- Gayet güzel bir randevuydu.
Tu aimes la soirée?
Güzel. "Kapıyı çalmadan girin" yazısı gayet okunur.
Super! Mon "Entrer sans frapper" est donc lisible!
Gayet de güzel tutuyorum.
Elle est tout à fait normale.
Gayet güzel.
Très bien.
Gayet güzel.
Pas mal.
Gayet güzel.
Tout va bien.
güzel 14869
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzellik 77
güzelmiş 286
guzel 19
güzelim 390
güzelsin 102
güzel kız 114
güzel bir gün 178
güzel kızım 24
güzelim benim 17
güzellik 77
güzelmiş 286
güzel bir kadın 48
güzeller 55
güzel bir kız 49
güzeldi 214
güzel görünüyorsun 72
güzel bayan 54
güzeldir 52
güzel olmuş 50
güzel mi 269
güzel bir gün olacak 16
güzeller 55
güzel bir kız 49
güzeldi 214
güzel görünüyorsun 72
güzel bayan 54
güzeldir 52
güzel olmuş 50
güzel mi 269
güzel bir gün olacak 16
güzel bir akşam 18
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel kızlar 22
güzel görünüyor 117
güzel oldu 48
güzel yer 53
güzel değil mi 278
güzel bir sabah 27
güzel bir gece 42
güzel olur 48
güzel miyim 17
güzel kızlar 22
güzel görünüyor 117
güzel oldu 48
güzel yer 53
güzel değil mi 278