English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ H ] / Haklılar

Haklılar translate French

717 parallel translation
sanırım saymamakta haklılar ".
et je pense qu'ils ont raison
Halk bunun durmasını talep ediyor, haklılar.
La population veut que ça cesse, elle a raison.
Bence çok da haklılar.
Et à raison.
Bize barbar demekte haklılar.
Tu es vraiment un barbare.
İşimizin hiç bitmediği konusunda haklılar.
Ils ont raison de dire qu'on n'en voit jamais la fin.
Haklılar ordusuna herhangi bir sınır olduğunu sanmıyorum.
Je suppose que vous ne pouvez pas arrêter l'armée des justes.
Sana tek bir şey söyleyeyim. Haklılar, sıskanın tekisin.
Ils ont raison, tu es maigrichon.
Haklılar Vizard.
Ils ont raison, Vizard.
- Guido, çok haklılar.
- Guido, c'est vrai.
Haklılar, sanki öyleymiş gibi konuşuyorsun..
C'est votre modestie qui parle.
Ayrıca haklıların savaşına olan inancım hala tam.
Et je continue à croire à la guerre des justes.
- Belki de haklılar.
- Ils ont peut être raison.
- Korkmakta haklılar.
- Général, les gens ont peur.
Bu sefer haklılar, Jack.
Mais cette fois, il aura raison.
Kim bilir, belki de haklılar.
Et vous avez peut-être raison.
Ama ceylanım, beyler haklılar.
Ma biche, ces messieurs ont raison!
Haklılar öyle mi!
Ils ont peut-être raison.
Hepsi haklılar.
Ce sont des rebelles honnêtes.
Haklılar.
Ils ont raison.
Kulak kestiler, dövdüler sıcak demirle kör ettiler, evlerimizi yaktılar kadınlarımıza kötü davrandılar. Buna son vermemizin zamanı! - Robin haklı.
Les oreilles coupées, les yeux crevés, les incendies, les viols, il est temps que ça cesse!
Bazılarınız, bu hazineyi kralın fidyesi yerine Prens John'un kasası için topladığını düşünebilir. Haklısınız.
Certains croient peut-être qu'il portait ce trésor au prince au lieu de payer la rançon du roi, c'est vrai.
Matmazel, teyzeniz, haklılar.
Votre tante a raison.
Pek tabii, içinde doğduğumuz geleneklerin haklılığında ısrar ederiz. Hatta bazılarımız o geleneklerin değerini bile sorgular.
Nous tenons à nos coutumes tout en discutant leur valeur.
Buraya ilk geldiğimde, "Belle, hasta bakıcı ol." dedim. Benim bakıcılığımı istemediler. Çok da haklıydılar belki.
Je voulais soigner les blessés... on m'a évincée.
Söylüyorum, ben haklıyım, Hirth. Satranç oynamalılar!
Ils doivent jouer aux échecs.
Sanırım haklısınız. Bizden de bazıları bunu yapıyor galiba.
Vous avez raison, certains d'entre nous le font.
Haklısın, çocuklar daha tasasız olmalılar.
Les enfants devraient s'amuser.
Belki haklıydılar.
Ils avaient sans doute raison.
Haklıydılar.
Ils avaient raison.
Quintero kaybetmeyi söylerken haklı.. ... 50 yıllık başarıları olan grev kaybedecekse, kavga etmeli.
Quintero a raison de dire que nous allons perdre 50 ans d'acquis si cette grève échoue.
Onu tutuklamakla haklıydılar.
Ils ont bien fait de l'arrêter.
Henüz hiç kaçırmadılar, Johnny. Adam haklı. Parayı aldın.
- Ils ne nous auront pas, Bart.
Sanırım haklısınız, erkeklerin çoğu sorgulanması gereken bakış açılarına sahip.
Ils ne sont pas grands, mais abjects.
Sanırım haklısın. Fransızların, Belçikalılar ile birleşmelerini sağlamak için bir tepeyi almamız gerekiyor.
On va boucher un trou entre les Français et les Belges.
"Bu, sahneye çıkmayı haklı kılar."
" Est-ce cela. le théâtre?
Haklıydılar.
Eh bien c'est eux qui ont raison.
Belki haklısın, ama Julieninkiler burada uzun zaman yaşadılar.
La famille de Julie habite ici depuis longtemps.
Beni kovmakta haklıydılar.
Ils ont bien fait de me licencier.
Rahatsız etmek istemezdim ama... yapımcımın kaygıları var, belki de haklıdır... ısrarına göre ben...
Le producteur s'inquiète et il insiste pour...
Bütün söylediklerinde haklısın bir tek şey hariç ; "Elbette Sicilyalılar da gelişmek istiyorlar."
Vous avez raison sur tout. Sauf quand vous dites : "Les Siciliens voudront s'améliorer"
Ve Japonlar'da yaptıklarında haklıydılar.
Et les Japonais avaient raison.
Doğrusu haklılar da.
Et je les comprends.
Haklısın, bize de delikanlıların yerine yedekler kalıyor.
Au lieu des jeunes, les réservistes.
-... ve bazıları haklı olabilir.
- Et d'autres peuvent avoir raison.
Haklılar.
Ils.. ont.. raison
Yani, ( onlar ) dediklerinde haklıydılar.
Les gars ont raison.
Amerikalılar haklılar.
Comment sortir du sous développement?
Haklıydın, sayıları çok fazlaydı.
Ils étaient trop nombreux.
Haklısınız.-Bu sekiz şeytan tohumları, yaklaşık iki seneden beri bu civarda boy göstermeye başladılar.
Si, justement. Ces soi-disant Huit Rois sont apparus il y a deux ans.
Bu okul, haklı gurur duymaktadır verdiği burslar ve spordaki başarılarıyla...
Cette école s'enorgueillit à juste titre de ses succès dans dans les domaines du sport et de l'éducation, et...
Öyle bir bakış açıları var ki haklı çıkarmak için... her türlü yöntemi kullanırlar.
Ils croient en certaines choses et sont prêts à tout pour les défendre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]