Iyi değil mi translate French
8,495 parallel translation
Sence de trafik okulundan daha iyi değil mi?
Beaucoup mieux que le code, non?
Böylesi daha iyi değil mi?
N'est - ce pas mieux?
- Çok iyi değil mi?
Impressionnant?
Markam yeterince iyi değil mi yani?
Quoi, tu penses que mon image est pas bien?
Elindekiyle aran pek iyi değil mi?
Tu as des problèmes avec ça?
Ucuz viskiden daha iyi değil mi?
Merci. C'est meilleur que le bas de gamme, hein?
Amerikan istihbarati arac olarak boyle budalalari kullaniyor olabilir, fakat bence daha iyi is cikarabilirler 2 cesetten kurtulma konusunda, degil mi?
Les services secrets américains sont balourds, mais ils se débrouilleraient mieux pour se débarrasser des corps, non?
- İyi fikirmiş. Değil mi?
n'est-ce pas?
- Bu iyi bir şey, değil mi?
C'est bien, non?
Onu öldürüp kendini daha iyi hissedeceksin değil mi? İki dakika rol yapmayı bırakalım da bunun sadece kendinle ilgili olduğunu kabul edelim ne dersin?
Et le tuer t'aidera à te sentir mieux, donc arrêtons de prétendre un instant que c'est pour quelqu'un d'autre que toi.
O benim en iyi arkadaşım. Ama senin için anlamı farklı değil mi?
C'est ma meilleure amie, mais pour toi, elle est autre chose, n'est-ce pas?
Gerçekten de iyi bir dokunuştu, sence de öyle değil mi?
C'était vraiment un bon coup, tu penses pas?
Berta çok iyi biri ve beni de çok sevdin, değil mi?
Berta est gentille, et tu m'aimes aussi?
Biliyorum, burada olmanın tek nedeni İngilizce kredilerini doldurmak, ama Tanrım, madem burasın, daha iyi olmalısın. Değil mi?
Tout ce que vous voulez, ce sont les crédits minimaux en anglais, mais tant qu'à être ici, je devrais faire mieux, pas vrai?
- Değil mi? - Britanya Savaşı kadar iyi değil.
- Pas aussi bien que le Bataille d'Angleterre.
Bu daha iyi bir fikir değil mi?
Bonne idée, non?
İyi iş yaptım, değil mi?
J'ai bien fait.
Oyun elin olmadan iyi değilsin, değil mi?
C'est pas la même chose avec cette main, non?
İyi inişti, değil mi Sherman?
Joli, l'atterrissage.
İyi bir adam mısın? İyi bir adamsın. Değil mi?
Tu es un bon garçon, non?
- Nugetlı pizza daha iyi değil mi?
- Pas mal, non?
İyi misin? Nefes alıyorsun, değil mi?
Tu respires?
Anlıyorsunuz, değil mi? Dre biz işimize dönsek daha iyi.
Dre, on devrait peut-être se remettre au travail.
- İyi birine benziyor. - Öyle sahiden, değil mi?
- Il a l'air sympa.
Oldukça iyi, değil mi?
Pas mal, non?
Ne de olsa belli sayıda konut ve onları alabilecek kadar iyi işleri olan belli sayıda insan var, değil mi?
Il y a un nombre limité de maisons et de gens avec un bon boulot pour en acheter.
Ama bu iyi bir şey, değil mi?
C'est bon signe, non?
80 milyon, iyi, değil mi?
- 80? 80 millions. C'est bien, non?
Polisler tersanede yaşananların kaydını sağlam tutsa iyi olur değil mi?
- Je parie qu'ils sont bien contents que vous ayez si bien tenu vos registres à l'embarcadère, n'est-ce pas?
Biz sadece iyi kalpli ve cesur olmalıyız, değil mi?
Nous devons simplement être courageux et bienveillants, n'est-ce pas?
Bu iyi geldi, değil mi?
- Vous vous sentez mieux, à droite?
- İyi geldi, değil mi?
Ça va mieux maintenant?
Bu iyi bir şey değil mi?
C'est bien, non?
Burada iyi bir gösteri sunduk, değil mi, Jordan?
Nous sommes venus donner un bon spectacle ce soir, n'est-ce pas, Jordan?
- Ancak iyi olacak, değil mi?
Mais il s'en sortira, n'est-ce pas?
John, bu mahkemede iyi görünmez bunu biliyorsun, değil mi?
Ça ne jouera pas en ta faveur devant un tribunal. Tu le sais, non?
Ağzımıza iyi sıçtılar, değil mi?
Quand même, ils nous ont mises dans un sale état.
Oldukça iyi gitti, öyle değil mi?
C'est un franc succès, n'est-ce pas?
Pek iyi değiller, değil mi?
Ils ne sont pas très bons, non?
Çok iyi, değil mi?
C'est pas mal, non?
Değişiklik olması iyi oldu, değil mi?
Ça change, comme accueil.
- Sen iyi bir kızsın, değil mi?
- T'as l'air d'une fille rangée.
- Ama şimdi iyi hissediyorsun, değil mi?
- Tu es guérie maintenant, non?
İyi birisin, biliyorsun değil mi?
Tu es adorable. Tu le sais?
- Çok iyi, değil mi?
Tu aimes? - C'est top, non?
Kötü olmak çok iyi bir his değil mi?
N'est-ce pas merveilleux d'être méchant?
Fotoğraf çekimi iyi gitti değil mi?
Mais la séance photo se est bien non?
İyi sayılır, değil mi?
Pas mal, hein?
- Merhaba. Bu iyi, değil mi? Bu düzeni sevdim.
Parfait, j'aime cette disposition.
Sıra onda. - Bu iyi, değil mi?
C'est bien, j'imagine.
Seni iyi kıstırdım değil mi?
Je vous ai vraiment mis dedans, non?
iyi değil misin 27
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
iyi değilim 99
iyi değil 246
iyi değilsin 46
iyi değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değil mi çocuklar 56
değil mi ya 25
değil misiniz 34
değil mi evlat 40
değil mi hayatım 33
değil mi jack 21
değil miyiz 24