Iyi değildi translate French
2,198 parallel translation
Biliyor musun, bugün pek de iyi değildi, adamım?
- Il ne s'en tirait pas trop bien.
Bu iyi değildi.
- C'était moins bien.
İşinde de pek iyi değildi.
C'était un analyste et pas très doué.
Yeterince iyi değildi!
Pas suffisant!
Hiçbiri de iyi değildi.
Et aucune de bonne.
Aramız pek iyi değildi ama düzeliyordu.
Nos liens commençaient seulement à se resserrer.
Sadece Kare 4'ten daha iyi değildi.
Mais... pas aussi bonne, que quatre quatre.
Fazla ödedin ama iyi değildi.
Tu payais un peu plus, mais c'était de la bonne.
Bu da yeterince iyi değildi.
Cet élément est un échec aussi.
Sağlığın iyi değildi.
Ça ne va pas.
Sana söylemek istemedim. Durumun iyi değildi.
Je ne voulais pas te le dire, vu ton état.
Şarkım işe yaramadı ve herkesi etkileyecek kadar iyi değildi.
Ma chanson n'avait pas fonctionné und je n'avais pas d'ecstasy pour tous.
- Pek iyi değildi.
Certainement pas!
- Hiç iyi değildi.
J'ai testé.
Durum pek iyi değildi.
Vous aviez perdu vos moyens.
Sesi iyi değildi.
Il a mal démarré. Son bruit n'allait pas.
- Onları iyi bir grup yapan da bu. - Tamamen zaman kaybı değildi.
- Ça fait d'eux un super groupe.
- İyi değildi. - Ben oyuncuyum. Seyirci kitleni tanı.
- Je suis acteur, je connais mon public.
Kadınlarla aram pek iyi değildi.
Vous pouvez trouver ça dur à croire, mais... je ne suis pas si chanceux avec la gent féminine.
Beau ile buluşmanı berbat ettiğim için üzgünüm, ama o iyi birisi değildi.
Désolé d'avoir gâché ton rencard avec Beau, mais il n'est pas gentil.
Evet, hiç iyi bir fikir değildi.
- Oui, mauvaise décision.
Seni uyarmalıyım Lois bu adamla geçirdiğim en iyi raunt değildi.
Je devrais te prévenir, ce n'est pas mon meilleur round... ce type.
- İyi değildi.
- Elle n'allait pas... bien.
İyi, seksi anlamında da değildi.
Et pas dans le sens sexy du mot.
Bir zanlı için Haklarını anlayabilcek kadar iyi bir durumda değildi.
Il n'était pas assez clair d'esprit pour comprendre ses droits
İlk görüşte aşk değildi, ama Emily'e çok iyi davranıyordu.
C'était pas le coup de foudre, mais il était tellement gentil avec Emily.
Dostum, ne de olsa bu en iyi yöntem değildi.
Ce n'était peut-être pas la meilleure stratégie.
Belki de adını tekrar Bennet'e döndürmek iyi bir fikir değildi. Ama üniversitede yeni bir sayfa açabilirsin.
Peut-être que revenir à Bennet n'était pas une si bonne idée, mais la fac est un nouveau départ.
Sanırım tango iyi bir fikir değildi.
Tu sais quoi?
- Üzgünüm Scotty, sanırım bu pek iyi bir fikir değildi.
- Michelle... - À plus tard.
Yeterince iyi değildi.
Pas suffisant.
Yeterince iyi değildi.
Pas suffisant!
Onu tahrik etmek hiç de iyi bir fikir değildi.
L'énerver n'est pas une bonne idée.
İyi bir fikir değildi ve artık kurallarınızı çiğnemeyi bırakalım, olur mu?
Cessons de tourner autour de votre politique.
Boyalarla iyi eğlenceler, evlat. Boya için söylediğin şey doğru değildi, değil mi?
- Ce n'est pas vrai pour le maquillage, si?
En iyi davranışım değildi. İtiraf ediyorum.
Je me suis assez mal tenu, j'avoue.
Sanırım, bu pek iyi bir fikir değildi.
- C'était une mauvaise idée.
Hoşlandığı çok şey vardı ama bu onun için iyi bir şey değildi.
Disons simplement qu'il aimait pas mal de choses qui n'étaient pas bonnes pour lui.
Belki de adını tekrar Bennet yapmak iyi bir fikir değildi. Ama üniversitede yeni bir sayfa açabilirsin.
Reprendre ton ancien nom n'était peut-être pas une bonne idée, mais la fac est un nouveau départ.
En iyi ebeveyn tavsiyelerimden değildi.
Pas mon meilleur moment parental.
Eminim ki o iyi bir askerdir, ve hepsi olabilir ama o komik birisi değildi.
Je suis sûr que c'était un bon soldat, mais c'était pas un gars marrant.
Evet, iyi bir fikir değildi.
C'était pas ma meilleure idée.
Ve inanın bana hiç iyi bir an değildi
Et croyez-moi, ce n'était pas le meilleur angle de vue.
Marlene Deaver iyi bir Katolik değildi.
Marlene Deaver n'était pas une très bonne catholique.
Üzgünüm, Jenny muhtemelen şu ana uygun en iyi hikaye değildi.
Je suis navré, je me suis laissé emporter.
Gerçeği pek iyi bir oyuncu değildi.
L'original n'était pas vraiment un bon acteur.
Tıpkı saltanat vekili olan kardeşi kadar iyi bir dosttu fakat o kadar müsrif değildi.
D'une compagnie agréable comme son frère, le régent, mais moins extravagant.
- Çok iyi bir nişancı değildi.
Il n'était pas bon tireur. Pourquoi as-tu fait ça?
Ama iyi bir şoför değildi.
C'est juste qu'il n'était pas un très bon chauffeur.
Benim hatam değildi. Ayrıca, keçinin durumu gayet iyi.
Ce n'était pas ma faute, et la chèvre va bien.
Kafam yerine midemle düşünmem iyi bir fikir değildi.
Penser avec mon ventre plutôt qu'avec ma tête, pas une bonne idée. J'ai compris.
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
değildir 62
değildim 75
değildin 22
iyi değilim 99
iyi de 203
iyi deneme 76
iyi dinle 123
iyi dileklerimle 16
iyi düşün 86
iyi de neden 21
iyi davran 17
iyi dedin 60
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46
iyi davran 17
iyi dedin 60
iyi değil 246
iyi değil mi 63
iyi dinleyin 52
iyi düşünmüşsün 27
iyi durumda 31
iyi değil misin 27
iyi değilsin 46