Kaybedersen translate French
547 parallel translation
Ya kaybedersen.
Supposons que vous perdiez?
Dişi hayvan öldürülmez. Kaybedersen, onu kolayca canlı ele geçirebilirim.
Si vous perdez, je pourrai aisément la reprendre vivante
Kaybedersen gösteri falan kalmaz.
Dans ce cas, le spectacle n'aura pas lieu.
Bacağını kaybedersen, buluruz. Tek yapman gereken...
Si vous perdez une jambe, on la retrouve!
Evlilik güven üzerine kurulur. Güvenini kaybedersen, her şeyi kaybedersin.
Si tu as perdu confiance, tu as tout perdu!
Cesaretini kaybedersen korkma. Başka bir çaresini buluruz.
Si vous flanchez, on trouvera un autre moyen.
Charlie, dövüşü ve parayı kaybedersen, tekrar dövüşmek isteyeceksin.
Si tu perds le match et l'argent, tu voudras continuer.
Kaybedersen, hukuk kitaplarına çalışırsın.
Si tu perds, tu auras plus de temps pour Ie droit.
Kaybedersen hukuk çalışırsın.
Si tu perds, tu pourras étudier.
KarşıIığını ödemeye çalıştım, ama... İşini kaybedersen kaybedersin.
Mais si vous êtes fini, je n'y peux rien.
Onu kaybedersen kimsesizler mezarlığını boylarsın.
Si tu la perds, ce sera la fosse commune.
45inci yaş günüm için yaptılar ve Rangun - dan buraya kadar yolun her santiminde diyordum ki, "McNabb başka ne kaybedersen kaybet kızların sana verdiği masa örtüsünü kaybetme."
Elles l'ont faite pour mon 45ème anniversaire, et quand nous avons quitté Rangoon, sur la route, je me disais sans cesse, "McNab, tu peux tout perdre, mais tu ne perdras pas la nappe que les filles t'ont offerte".
- Sen kaybedersen adam başı 1000 dolar.
- Si tu perds, on a 1000 $ chacun?
- Kaybedersen ne olur?
- Et si tu perds?
İşini kaybedersen...
Si tu perds ton travail...
Kaybedersen rezil olmazsın.
Aucune honte à perdre.
- Ama eger beni kaybedersen kendini ona teslim eder misin?
Viens, déesse, rends-moi immortel dans un baiser.
- Birkez onları kaybedersen, onlar seni kaybeder.
- Vous l'avez raté.
Ya kaybedersen ne olur?
Et si tu perds?
Ya destroyerleri kaybedersen?
Si vous les perdez...
Beni kaybedersen, bil ki seni sevmiştim ve sevmeye devam etmek istemiştim.
Si tu me perds, tu sauras que je voulais continuer de t'aimer
Bana şöyle demişti, "Beni kaybedersen bil ki seni seveceğim ve sevmeye devam edeceğim."
Elle a dit : " "Si tu me perds, tu sauras que je t'aime et que je veux continuer de t'aimer"
Bu rolü de kaybedersen yolumuzu ayırmak zorundayız.
Je vais être franc.
Her şeyini kaybedersen sonunda çırılçıplak kalırsın.
Mais vous avez tout perdu. Vous finirez nue dans la rue.
Oradaki doktorlar ise bir anlığına bile kontrolü kaybedersen, numara yaptığını anlarlar.
Et devant les docteurs. Une défaillance, et tu es démasqué.
Eğer paranı o deneyde kaybedersen, düğünümüz de tarih olur!
Si tu gaspilles ton argent là-dedans, pas de mariage!
Şunu al ve yolunu kaybedersen birine göster.
Montre ça, si tu te perds.
Eğer böyle bir istilanın karşısında intikam, almakla zaman kaybedersen, hepiniz yok olursunuz.
Si vous perdez du temps en vaines vengeances, vous serez tous anéantis face à une telle invasion.
Sen kaybedersen, ne dilersin bayım?
Si vous perdez, señor... quel est votre dernier vœu?
Sen kaybedersen bayım, o kilisede ölmeni bizzat sağlayacağım.
Si vous perdez, señor, je ferai en sorte que vous mourriez à l'église.
Cesaretini şimdi kaybedersen, kardeşim için ne anlama geleceğini düşünsene?
Mon frère attend. Pensez à lui!
- Peki ya oyunu kaybedersen?
Et quand on perd la partie?
- Kaybedersen, iki katını ödersin.
- Si vous perdez, vous le doublerez.
Eğer kızlarını bu şekilde kaybedersen yakında sen müşteri keseceksin.
Si l'exode continue, ce sera à toi de monter sur scène.
Eğer beni kaybedersen...
Si tu me perds...
Eğer beni kaybedersen... beni, Zira'yı bul.
Si tu me perds, va chercher Zira.
Kaybedersen, gidersin.
Si tu perds, tu t'en vas.
Kaybedersen ne değerleri olacak?
Mais que valent-ils si vous perdez?
Sen kaybedersen... bana ait olduğunu kabul ediyor musun?
Si vous perdez, vous accepterez qu'elle soit mienne?
Kaybedersen... kaybetmiş olursun.
Si tu perds...
-... olduğu zaman hatırlarım. - Evet. Dinle, Harry, trafikte beni kaybedersen burada hangi adrese gideceğim yazılı.
Au cas où tu me perdrais, voici l'adresse où je vais.
Ama kaybedersen, onurunla kaybet.
Cependant, si vous perdiez, sachez le faire avec grâce.
Yumruklaşalım, eğer kaybedersen, her şeyi anlatacaksın.
Si tu perds, tu me dis tout.
Unutma, kaybedersen, her şeyi anlatacaksın.
Oublie pas. Si tu perds, tu nous dis tout.
Kaybedersen bir hiçsin.
Un vaincu n'est rien.
Kaybedersen, mücadelenin dışında hayatını da kaybetmiş olacaksın!
Si tu perds, indépendamment du challenge... ....tu finiras par te faire tuer!
Kaybedersen, Ben sana soracağım!
Si vous perdez, j'aurai deux questions.
"Eğer maçı kaybedersen bunlardan beş tane alacaksın."
"Cinq gros billets si tu acceptes d'aller au tapis."
Güvenini kaybedersen, her şeyi kaybedersin.
Si on la perd, on perd tout.
Durun biraz, hele bir anlayayım. Sen kaybedersen, her birimize 1000 papel vereceksin, öyle mi?
Je veux être sûr de comprendre.
Elini kaybedersen ne yaparsın?
Tes bras et tes jambes sont ton gagne-pain.
kaybettim 177
kaybettik 72
kaybettin 183
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25
kaybedersem 24
kaybettik 72
kaybettin 183
kaybetmek 19
kaybetti 30
kaybeden 20
kaybedeceksin 23
kaybedecek zaman yok 60
kaybettiniz 25
kaybedersem 24