Kimse yoktu translate French
1,059 parallel translation
Ona yardım edecek kimse yoktu.
Il n'y avait personne pour l'aider.
Başka kimse yoktu.
Son mari et sa s ur.
Evde, ikimizden başka kimse yoktu.
Nous étions seules à la maison.
Tabii ki arabada başka kimse yoktu.
Bien sûr, j'étais seul.
Cates totemin tepesine tırmandı ama sonra sıçradı ve orda onu yakalayacak hiç kimse yoktu. Sen bile.
Cates grimpa au sommet du mât totémique, mais ensuite il sauta, or il n'y avait personne pour le rattraper, pas même vous.
Buna rağmen kilisenin çanları çalıyordu ve bütün küçük dükkanlar kapalıydı ve meydanda hiç kimse yoktu. Fakat dilenci bu günün Pazar günü olmadığını biliyordu.
Même si la cloche de l'église sonnait, que les boutiques étaient closes et qu'il n'y avait personne sur la Grand-Place, il savait que ce n'était pas dimanche.
Etrafta kimse yoktu, muhtemelen firar ediyordu.
Il n'y avait personne à dix miles à la ronde. Déserteur sans doute.
- Biliyorum ve orada kimse yoktu.
- Et il n'y avait personne.
Aşağıda kimse yoktu.
Y avait personne en bas.
Kimse yoktu. Sadece ben.
Il n'y avait personne d'autre que moi.
Anladığım kadarıyla... Ona yardım edecek kimse yoktu.
On aurait dit qu'elle n'avait personne pour l'aider.
Bu kadar çok tanışmak istediğim başka kimse yoktu.
Quelle joie de vous rencontrer.
Sahilde kimse yoktu.
La plage était déserte.
Kimse yoktu hayatımda.
- Non, personne.
Orada ona yardım edecek kimse yoktu.
Personne n'était là pour l'aider.
Kimse yoktu.
Personne ne l'était.
- Başka kimse yoktu.
- Avec des copains!
Evine geldik ama kimse yoktu.
On est passés chez toi, pas de réponse.
Biz... biz geldiğimizde kimse yoktu.
Il n'y avait personne quand nous... quand nous sommes arrivés.
- Yaptık. Kilitliydi ve kimse yoktu.
- ll n'y avait personne.
Bu kasabaya gelmeden önce, burada köpekten başka kimse yoktu.
Avant mon arrivée, il n'y avait ici que le chien.
Şey, Dee, banka oradaydı ben de oradaydım, ve orada başka pek kimse yoktu ve yapılması gereken şey gibi geldi.
Dee, la banque était là et... j'étais là et... personne d'autre n'était là... et ça m'a paru naturel.
Evde kimse yoktu.
Il n'y a personne là-haut.
Öylece ayrıldım, çünkü beni orada tutacak kimse yoktu.
Donc je suis parti parce qu'il n'y avait personne pour me retenir.
Neyseki, evde kimse yoktu, biz işimize bakalım.
La maison est vide. On s'en occupera plus tard.
Ama yanımda konuşabileceğim kimse yoktu.
Mais je ne pouvais voir personne.
İki haftadır orada benden başka kimse yoktu.
Deux semaines sans personne à qui parler, sauf moi.
Dükkan açıktı ama kimse yoktu.
Le magasin est vide.
Bekar adam hipotezi için, kimse yoktu.
En parlant de l'hypothèse de l'homme distinct, qu'on n'a pas,
Bak! Orada olmasam bile... - Hiç kimse yoktu orada!
- Derrière le mur, j'y étais pas?
Büroda kimse yoktu.
Il n'y a pas de corps.
Geçen gece telefon ettim. Size geleceğimi söyleyecektim ama evde kimse yoktu.
Hier soir, j'ai appelé pour vous prévenir, mais il n'y avait personne.
Beş metre etrafında kimse yoktu.
Il était à 20 m des gens.
Orada kimse yoktu.
Il n'y avait personne.
Sonunda santrala ulaştığımızda, hatta kimse yoktu.
L'opérateur nous a dit qu'elle n'était pas en ligne.
Evini aradım ama kimse yoktu.
Chez elle, il n'y a personne.
Aşağı baktı ben ve küçük arabaları ve insanları gördü ve ben tek başımaydım, orada olduğumu bilen kimse yoktu.
Je regardais en bas... les voitures, les gens minuscules... Toute seule.
En azından. Bir minibüsün içinde kaçmışlar. Minibüsü bulduk ama içinde kimse yoktu.
Ils ont pris la fuite à bord d'un camion qu'on a retrouvé vide.
Onu kanıtlayacak kimse yoktu.
Je ne peux pas le prouver.
Ama odada kızınızdan başka kimse yoktu, öyleyse bu nasıI olmuş olabilir?
Mais il n'y avait là que votre fille, comment cela se peut-il?
Onun odasına gittim, hiç kimse yoktu karanlıktı, butun elbiselerimi çıkardım.
Nous étions seuls. J'ai enlevé toutes mes fringues.
Bana yardım edecek kimse yoktu.
Je suis tombée, personne pour m'aider.
Pulmanda ben ve Bay Blianci'den başka kimse yoktu.
Dans le pullman il n'y a que moi et M.Bianchi.
Yanında kimse yoktu.
Personne.
Ben de bunu diyorum, sen kimse yoktu diyorsun.
Tu vois, tu dis personne.
Harrington diye biri yoktu. Başka hiç kimse yoktu.
Pas de Harrington.
O zaman, bizi kurtaracak bir kahraman yoktu Kimse onları duydurmaya yeltenmedi
Aucun prétendu chevalier n'a jamais surgi pour leur reprocher d'avoir tué et détruit.
Başka kimse de yoktu.
Il n'y avait absolument personne d'autre.
Alıcılara göre burada kimse yoktu.
Bien sûr.
Kimse yoktu. Thorazine almaya giderken...
Personne n'était là.
Kimse yoktu.
Il n'y a personne.
yoktur 42
yoktu 131
kimse 362
kimse bilmez 26
kimseye güvenme 28
kimseye ihtiyacım yok 23
kimseye 60
kimse yok 236
kimse yok mu 633
kimsenin 42
yoktu 131
kimse 362
kimse bilmez 26
kimseye güvenme 28
kimseye ihtiyacım yok 23
kimseye 60
kimse yok 236
kimse yok mu 633
kimsenin 42
kimse var mı 301
kimseyle 40
kimseyi incitmek istemiyorum 17
kimse bilmeyecek 25
kimseye söyleme 61
kimseyi 33
kimse bilmiyor 174
kimsem yok 19
kimse bilemez 24
kimse mükemmel değildir 31
kimseyle 40
kimseyi incitmek istemiyorum 17
kimse bilmeyecek 25
kimseye söyleme 61
kimseyi 33
kimse bilmiyor 174
kimsem yok 19
kimse bilemez 24
kimse mükemmel değildir 31