English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ N ] / Nasıl olduğunu bilirsiniz

Nasıl olduğunu bilirsiniz translate French

154 parallel translation
Nasıl olduğunu bilirsiniz teğmen.
Vous savez ce que c'est...
Doktorların böyle konularda nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vous savez comment sont les medecins dans un tel cas.
Nasıl olduğunu bilirsiniz, Teğmen.
Vous savez ce que c'est...
Nasıl olduğunu bilirsiniz. İnsanlara nazik olmak için birinin çok iyi yalancı olması gerekir.
Pour être gentil il faut être un très bon menteur.
- Nasıl olduğunu bilirsiniz.
- Vous comprenez.
Ed! Fazla ertelememenin iyi olacağını düşündüm. Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Je ne veux pas perdre de temps, vous comprenez.
Her zaman olanlardan biriydi. Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vous savez ce que c'est.
Frene bastı... nasıl olduğunu bilirsiniz.
Il a freiné et de fil en aiguille...
- Nasıl olduğunu bilirsiniz.
- Vous savez comment c'est.
Nasıl olduğunu bilirsiniz. Çok formda görünüyorsun Nash.
Vous savez ce que c'est, mon vieux.
- Dünyada olmaz efendim. Bugün pasta günü, nasıl olduğunu bilirsiniz.
- Oh non, c'est son jour de pâtisserie!
Ödünç aldım ve geri vermeyi unuttum. Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Il me l'a prêtée et j'ai oublié de la lui rendre.
Kadınların böyle zamanlarda nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vous connaissez les femmes.
Ve insanların nasıl olduğunu bilirsiniz, Komiser. İşe karıştırılmaktan hoşlanmazlar.
Les gens n'aiment pas se manifester.
Çocuklarınız varsa, nasıl olduğunu bilirsiniz.
Les enfants...
Şey, nasıl olduğunu bilirsiniz, efendim, nereye gönderirlerse oraya gidersiniz.
Je vais où on m'envoie.
Lütfen, bayım, nasıl olduğunu bilirsiniz.
Voyez-vous monsieur... Vous savez comment c'est.
Şey, nasıl olduğunu bilirsiniz, efendim. Adamımı elde edinceye kadar bütün ipuçlarını gözden geçirmem gerek.
Je dois suivre toutes les pistes jusqu'à trouver le coupable.
Zamanın izin verdiği kadar, Bayan Bast. Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Pour autant qu'on puisse l'être à notre époque...
Siz de benim gibi poliste işlerin nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vous savez comment ça se passe dans la police.
Nasıl olduğunu bilirsiniz işte. Sadece inandığınız şeyi yapmaya devam edersiniz, ne kadar çılgınca olduğu önem taşımaz.
On fait ce qu'on nous dit de faire, même si ça parait complètement fou.
Konuşma sırasında, efendim, nasıl olduğunu bilirsiniz.
Puis nous avons discuté un peu, vous savez ce que c'est.
- Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vous savez ce que c'est. Je comprends.
Nasıl olduğunu bilirsiniz. Evet, biliyorum.
- Et avec lui, vous savez...
Bu işlerin nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vous connaissez le système.
Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vous savez comment c'est.
Gerçekten kurbağaya benziyordu. Gerçekten ona acınacak halde olduğunu söylemek istedim ama çocukların nasıl olduğunu bilirsiniz.
Avec ça, elle avait vraiment l'air d'une grenouille, je veux dire, elle était plutôt à plaindre mais vous savez comment sont les enfants.
Ama yani, çocukların nasıl olduğunu bilirsiniz.
Mais, je veux dire, vous savez comment c'est, les enfants.
Sinir uçlarınız tahriş olmuş. Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vos terminaisons nerveuses sont irritées.
İki bilim çocuğunun bir araya geldiğinde nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vous savez comment c'est avec les scientifiques.
Öyleydim, ama sistem analizleri yapılırken nasıl olduğunu bilirsiniz.
Si, mais vous savez comment ça se passe pendant des essais.
Phyllis'i eve geri götürün. Burada sadece kötü alışkanlıklar kazanır. Çocukların nasıl olduğunu bilirsiniz.
Ramenez Phylis à la maison, elle prendra de mauvaises habitudes ici, vous connaissez les jeunes.
Bazılarınız kasabada yeni bir çocuğun nasıl olduğunu bilirsiniz.
Certains savent ce que ça fait d'être le nouveau.
Seslerin nasıl olduğunu bilirsiniz.
Tu connais les voix.
"Editörün karısıyla basıldım. Nasıl olduğunu bilirsiniz."
"On m'a surpris avec sa femme, vous comprenez..."
Bu işlerin nasıl olduğunu bilirsiniz Albay.
Vous connaissez la procédure Colonel.
Evet, nasıl olduğunu bilirsiniz.
Eh oui, que voulez-vous!
Nasıl olduğunu bilirsiniz, değil mi? Dinleyin çocuklar, ben bir hata yaptım.
Écoutez, les mecs, j'ai fait une erreur.
Beyler, güzel bir partiden ayrılmaktan nefret ederim ama bir kadını bekletmek olmaz, değil mi? - Nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz beyler.
C'était une très bonne soirée, mais on ne fait pas attendre une femme.
Nasıl olduğunu bilirsiniz.
Vous savez ce que c'est.
- Bilirsiniz işte, nasıl olduğunu. - Evet.
Il fait très chaud en ce moment.
Ama Louise'i bilirsiniz. Eve gidecek ve her şeyin ne kadar kabaca olduğunu ve hepimizin korkunç davrandığını ve bu olaylar başladığı anda nasıl hemen eve döndüğünü anlatacak.
Mais tu connais Louise, elle va dire que c'était vulgaire, elle va déblatérer sur nous et dire qu'elle est partie à temps.
Eşimi tanıyorsunuz, Teresa, nasıl güçlü olduğunu bilirsiniz boğa gibi kaslıdır.
Vous savez combien elle est forte, ma femme Teresa, les muscles d'un taureau.
Sürekli kaçmanın nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz.
Vous savez ce que c'est, on était poursuivis, et tout.
Biliyorum, sizde bilirsiniz, herkes bunun nasıl olduğunu bilir.
Je sais, tu sais, tout le monde sait comment en voler.
Tamam, bunun nasıl olduğunu hepiniz bilirsiniz.
Bon, vous savez tous comment ça marche.
O zaman nasıl olduğunu bilirsiniz?
Oh, alors vous savez ce que c'est. Dites bonjour à Finn!
Bazılarınız kasabada yeni bir çocuğun nasıl olduğunu bilirsiniz.
Lo, l'ange du Seigneur, apparut et les effraya.
Bunun nasıl olduğunu... bilirsiniz.
Vous savez comment ça arrive.
Sarhoş insanların nasıl olduğunu bilirsiniz.
Les ivrognes, c'est comme ça.
Nasıl bir his olduğunu hepiniz bilirsiniz.
Et vous savez tous ce que c'est.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]