Nasılım translate French
46,898 parallel translation
Değişim konusunda nasılım biliyorsun. Evet.
Vous savez ce que je pense du changement.
Bununla nasıl yaşayacağımı bilmiyorum!
Je ne sais pas comment vivre avec ça!
- Tekneden nasıl kurtuldun? Batırdın mı?
Comment tu t'es débarrassé du bateau?
Çocuk bakımı nasıl gidiyor?
Comment est le babysitting?
Evet, bana bir Ranchero'yu nasıl düz kontak yapacağımı anlattıktan hemen sonra.
Ouais, juste après que tu m'ais dit comment court-circuiter une Ranchero.
Ama Amy'le yaşadığımdan mı evde tek kaldığımdan mı rahat olduğumu nasıl anlayacağım?
Comment saurais-je si je suis à l'aise de vivre avec Amy ou à l'aise car je suis chez moi?
- Ee, herkes nasıl bakalım?
Comment allez-vous?
Geri döndüm çünkü oğullarımın nasıl olduğunu görmek istedim.
Je suis revenu parce que je voulais voir ce que mes fils étaient devenus.
Beni nasıl terk ettiğini.
À la façon dont tu m'as abandonné.
Hatta yanındayken nasıl davranacağımı bile bilmiyorum.
Je ne sais même plus comment agir avec d'elle.
Onunla nasıl bağlantı kuracağım?
Comment puis-je l'atteindre?
Artık Vulcan'ın Güney İtalya'daki Nardo yol tutuş pistinde... McLaren P1'den nasıl 9 saniye daha hızlı olduğunu anladım.
Et je comprends mieux à présent, pourquoi la Vulcan est capable de boucler le tour de Nardo, dans le sud de l'Italie, neuf secondes plus vite que la McLaren P1.
Sen çocuklarla ilgilen, ben de Seyyah Rick ile ısıtıcıyı, nasıl tamir edebilirizi, konuşayım.
Installe les enfants, je vais aller voir Rick... pour le poêle.
Bu annemin yazısı, ama nasıl olur bu? Bir bağ kuramadım aranızda.
"Mais ça n'a aucun sens."
Nasıl yapacağımı da biliyorum.
Je sais comment ce sera.
- Baksana, yabancı çocuklarla dolu bir sınıfı şimdi ben nasıl etkileyeceğim, hem de kendi çocuklarım bile, ne iş yaptığımı bilmezlerken?
- Comment je suis sensé inspirer un auditorium plein d'étrangers quand ma propre femme et mes enfants ne comprennent pas ce que je fais?
Nasıl oldu bilmiyorum ama onun oğlum olduğunu düşündüm.
Je ne sais pas comment ça m'est venu, mais j'ai imaginé que c'était mon fils.
Balım, gelecekte tattıracağın acı için endişe etmek yerine şu an sebep olduğun acıyı düzeltmeye çalışsan nasıl olur?
Trésor, au lieu de t'inquiéter de lui faire de la peine dans le futur, et si tu essayais d'arranger les choses maintenant?
Tanrım, bunu nasıl açıklayayım?
Je viens de... Comment expliquer ça?
Bir sonraki Super Bowl'da puan dağılımı nasıl?
Quel est l'écart de point dans le prochain Super Bowl?
Ne... Josie ve ben nasıl bir arada olabilir aman Tanrım.
Il ne devrait pas avoir de "Josie et moi."!
Kızlarımızı nasıl yetiştirsek diye karımla çok şey düşündük, inan buna.
Ma femme et moi faisons très attention à l'éducation de nos filles, sache-le.
Karar vermeye çalıştığım şeyse senin akıbetinin nasıl olacağı.
Alors, j'essaye de comprendre, qu'est-ce que je vais faire avec toi?
Sadece bunun altından nasıl kalkacağımı düşünüyorum.
Je ne sais pas... Je ne sais pas comment je vais réussir ça.
- Günün nasıl geçti, bahsetmedin hiç.
Tu ne m'a pas raconté ta journée.
Malibu konusunda Lewis nasıl bana arka çıktı, gördün mü?
Oh mon Dieu, as-tu fait attention à la façon dont Lewis m'a soutenu sur le fait de rester à Malibu?
Nasıl yardım?
M'aider... comment?
Sosisi nasıl yaptığımızdan bahsetmesek olmaz mı?
J'ai tenu tes seins. Est qu'on pourrai ne pas parler de comment la saucisse a été faite?
En sonunda Bell'i aşabildiğine nasıl inanayım?
Pourquoi devrais-je croire que tu as enfin tourné la page avec Belle?
Soracağım basit bir soruya nasıl cevap vereceğine bağlı.
Tout dépend de comment tu réponds à cette simple question.
Bu yüzden lütfen, eğer onu nasıl durduracağımı biliyorsan şimdi söylemek zorundasın.
S'il te plait, si tu sais comment l'arrêter, tu dois me le dire.
Nasıl başlayacağımızı söyleyeceğim.
Voici comment nous allons commencer.
- M.A.P. değerleri nasıl?
Comment sont ses A.M.E.P?
Nasıl olduğunu anlamasan bile, hayatımızdaki sevdiğimiz insanlar ölür.
Les gens mourront autour de nous. Les gens qu'on aime.
Beni nasıl gösterdiği umrumda değil.
Je m'en fiche.
Bizden tam olarak nasıl bir yardım istiyorsunuz?
Comment pouvous-nous vous aider exactement?
- Nadiren ortaya... ortaya çıkar ve bana bir hediye getirirdi, o hediyeyi açmazdım bile çünkü nasıl aldığını bilirdim.
Elle... elle venait nous rendre visite et et elle m'apportait un cadeau et je ne l'ouvrais pas car je savais comment elle l'avait payé.
Nasıl bilmiyorum, ama beni buldular.
Je ne sais pas comment, mais ils m'ont trouvé.
Tek merakım nasıl patlatacaksınız?
Seulement... Comment allez vous le crever?
Nasıl bulacağımızı biliyorum.
je sais comment on peut l'avoir.
Yediği sandviçin salatası, bıyığından aşağı sallanırken, bana işimi ciddiye almadığımı - nasıl olur da söyler? - Aynen.
Et donc il est là avec un bout de sandwich à l'œuf qui pendouille de sa moustache et il m'explique que je ne prends pas mon travail au sérieux.
ve sonra annemle telefondayken, sohbetimiz oyun yazarlığıyla yaşamımı nasıl sürdüreceğimdi çünkü daha önceki konuşmalarımız hep hayatımdaki adamlar hakkındaydı, Bende sadece onu susturmak için Manny ile randevum olduğunu söyledim.
J'étais au téléphone avec ma mère, et elle répétait que je pourrai jamais gagner ma vie comme dramaturge, notre seul autre sujet de conversation étant ma vie amoureuse, j'ai dit : "Je sors avec le Manny", pour la faire taire.
Herhangi bir işin nasıl yürüdüğüne dair fikrin var mı senin?
Tu sais comment n'importe quoi fonctionne?
Nasıl soracağımı bilmiyorum.
Je ne sais pas comment.
Nasıl olduğunu bir kenara bırakıp birinin neden Marjorie Webb'i öldürmek isteyeceğine odaklanalım mı?
D'accord, mettons de côté le "comment" pendant une minute, et concentrons nous sur pourquoi quelqu'un voudrait la mort de Majorie Webb?
Nasıl yardım edecekmişsin peki?
Comment vous allez faire ça?
Fransızcada "Annenle yattım" nasıl denir?
Comment tu dis "J'ai couché avec ta mère" en français?
İnmemize nasıl yardım edebilirler?
Comment nous aident-ils à atterrir?
Rufus onunla nasıl tanıştığımızı sana anlatmış mıydı?
Rufus t'a déjà dit comment nous nous étions rencontré?
Nasıl olduysa hiç şaşırmadım.
Curieusement, je ne suis pas surpris.
Shinwell'e evinde nasıl yardım ettiğini hatırlıyor musun?
Elle a aidé Shinwell pour son appartement.
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701