Ne gece ama translate French
1,319 parallel translation
- Ne gece ama, burada olmayan var mı?
Quelle soirée! Qui n'est pas là?
Ne gece ama.
Quelle soirée.
Ne gece ama.
Quelle nuit.
Buraya seni kıskandığı için geldi ama seni ne çok sevdiğini ve hayatı boyunca her gece sana bunu söylemek istediğini anlaması için bu gerekti.
D'accord, c'est par jalousie qu'il est venu ici. Mais ça lui a fait comprendre à quel point il t'aime. Il veut te le dire chaque soir jusqu'à la fin de ses jours.
Müvekkilim o gece orada olduğunu kabul ediyor ama onu öldürmedi.
Mon client admet sa présence, mais il ne l'a pas tuée.
Bak, Forman, Burda oturduğumuz ve bu küçük, alkollü olmadığı varsayılan içecekleri içmekten mutluyuz ama tüm gece Donna hakkında dırdır etmeni istemiyoruz.
Ecoutes Forman, on est contents d'être assis là... à boire cette boisson prétendument très faiblement alcoolisée... et donc on ne veut pas t'écouter geindre à propos de Donna toute la nuit.
Gündüz makyaj setimle gece makyaj setimi ayırıyor olması gerekiyordu... ama ortalarda yok.
Elle était censée m'aider à trier mes crèmes de nuits de mes crèmes de jour... mais elle ne s'est pas pointée.
Ama sadece bir gece.
Je ne peux pas payer.
- Ama bu gece annemle babama gelemeyeceksin.
- Ne va pas voir papa et maman ce soir.
Ama bu gece içeri girdiğinde... ilk kez kendimi altüst olmuş hissetmedim.
Mais ce soir, quand tu es entrée, c'est la première fois que je ne me suis pas senti ébranlé.
Son oyunda kıçımızı tekmelediler, Ama bu gece aynı şey olmayacak.
On s'est ramassé au dernier match, i mais ça ne va pas recommencer.
Ne yazık ki Simone bu gece aramızda değil ama modern teknolojinin mucizesi sayesinde üçüncü dünya ülkelerine yaptığı hayır turundan canlı olarak aramıza katılıyor. Bayanlar ve baylar...
Malheureusement, Simone ne peut pas être avec nous ce soir mais grâce au miracle de la technologie, elle est en direct depuis sa tournée de bienfaisance dans le Tiers Monde.
Büyük yarıtan bir gece önce üçümüz kumarbaz ayağıyla orada olacağız ama Roger elindeki tüm imkanlarla beni izleyecektir.Öyleyse ne yapacağız?
La veille du Grand Prix, je suis au casino avec toi et Paulo. On se fait passer pour des joueurs. On obtient un contact interne là-bas.
Gece boyunca neler yaptığımızı artık biliyorsunuz, ama kendi hikayenizi bizlere henüz anlatmadınız.
La grossesse embellit, vous ne trouvez pas? Vous savez?
- Ama o gece...
- Je ne connais personne.
Benden o şekilde hoşlanmadığını biliyorum... ama... bu gece partnerin olduğum için çok mutluyum.
Je sais que je ne te plais pas... pas comme ça... mais... Je suis heureuse d'être avec toi ici ce soir.
Ama dun gece yarisindan beri... yaptigi tek bir harekete bile hak vermemem mumkun degil.
Mais... depuis minuit, je ne peux qu'approuver toutes ses décisions.
Gece kulübünde şarkıcıyım deme ama.
Ne me dis pas que tu chantes.
Karar senin. Ama o şeyi kaçıracağız. O şeyi bu gece yapmak istiyorsan hemen çıkmamız gerek.
C'est toi qui vois, mais on pourra pas faire ce que t'avais prévu de faire, si on ne part pas tout de suite.
Ama bu gece, ne kılıçlar ne sürprizler ne de gönüllüler olacak.
Mais ce soir, il n'y aura pas de sabre, pas de surprise et pas de volontaire.
Ama dün gece yaşadıklarımızı bir hata olarak görmeni istemem.
Je suis désolé que tu aies raté ton test... mais je ne veux pas que ce qui s'est passé la nuit dernière soit une erreur pour toi.
Her gece bir mucize olsun diye dua ettim ama hiçbir şey olmuyor.
Et depuis, je prie toutes les nuits mais rien ne se passe.
Ama yarın gece benim restorandan izin alabildiğim tek gece.
Mais demain c'est le seul soir où je ne travaille pas au restau.
Genelde bana ne içersin diye sorardın, ama bu gece sormadın.
Tu veux un apéritif? D'habitude, tu me demandes ce que je veux, mais pas ce soir.
Beşten önce bağlarsanız sorun olmaz. Ama beşten sonra bağlarsanız işimize yaramaz, çünkü modemciler beşi beş geçe gelecek.
D'accord, eh bien si ça vous est possible avant 17 h, il n'y a aucun souci, mais ne venez pas plus tard parce que le gars du câble passe tout mettre en place vers 17 h 05.
Ama bu gece gözünü bunlarla korkutmayacağım. Yine de çok heyecanlıyım.
Je ne vais pas t'affoler avec ça ce soir, mais je suis très excitée.
Hani artık vejetaryen müşterileri kabul etmeyecektin? - Hayır, onu sen söyledin. - Ama bu gece fırında pirzola yapacağım.
Si on considère le fait que tu ne peux pas trouver la section Shakespeare sans pouvoir psychique, et que l'étagère de la collection hachette te tombe dessus quand on rentre, c'est totalement justifié
Arkadaşı Sally'nin işe genelde 22.00'da başladığını söyledi ama dün gece gelmemiş.
Selon une amie, Sally commençait à travailler vers 22 h. Mais on ne l'a pas vue hier soir.
Ama boş değilim. Bu gece.
- Mais je ne suis pas libre.
Görüyorum ki benim sana karşı hissettiklerimi sen bana karşı hiç hissetmeyeceksin ama gece bitmeden önce senden masum bir öpücük rica edebilir miyim?
Très bien. Tu ne ressentiras jamais pour me ce que je ressens pour you. Mais avant la fin de la soirée, peux-tu me faire un bécot innocent sur la joue?
Dün gece film seyretmek istemedim, ama Keith her zamanki gibi seyretmek istedi.
Je ne voulais même pas voir de film, mais Keith a gagné comme d'habitude.
- Kayıtları kontrol ederim. Ama o gece olan büyük çaplı bir soygun hatırlamıyorum.
- Bon, je vérifierai, mais je ne crois pas qu'il y ait eu de gros braquages ce soir-là.
Dün gece oraya pizza götürüyordum ve orada yaşayan adam, sanki içeriyi göremiyim diye kapıyı sıkıştırıyordu ama sonra, pizzasını düşürdü yere eğildi ve boom.
J'ai livré une pizza ici, hier soir, et le type qui vit dedans s'est pressé contre la porte pour que je ne voie pas. Mais sa pizza lui a échappé et quand il l'a ramassée, j'ai tout vu :
Senin emekliliğinden... bir dakika bile çalmak istemezdim ama bu davada... o gece orada olan başka birisinden de... görüş almam gerekiyordu.
Je ne veux pas t'empêcher de profiter de ta retraite, mais j'ai besoin de ton avis dans cette affaire. Tu étais là.
Ama yapmayacağımız tek şey gece yarısı odasına sefil bir fare gibi süzülüp onu uykusunda öldürmek.
Mais il y a une chose que nous ne ferons pas... nous glisser dans sa chambre en pleine nuit, comme des malfrats, pour l'assassiner dans son sommeil.
.. ve geçerken uğramış. Ama, gördüğün gibi bu gece ters giden hiçbirşey yok.
Mais, enfin tu vois, il ne s'est rien passé de terrible ce soir.
Aslında... bir şey söylemeyin ; ama ona, bu gece büyükannesinde teklif edeceğim.
actuellement... ne dis rien, je dois la demander en mariage, ce soir, chez sa grand-mere.
Diğer erkekleri bilmem, ama yemin ederim fırsatım olsaydı sana gece gündüz, gündüz gece hem saygı duyar, hem de çekemezdim.
Je ne sais pas pour les autres, mais, moi, si je pouvais... je vous respecterais et vous jalouserais de haut, de loin, et tout!
Ama bu davayı ne kadar çok kazanmak istesem de, ki öyle 35 yıI bu mesleği yaptıktan sonra bence asıI önemlisi gece rahat uyuyabilmek.
Mais même si je suis déterminé à gagner... ce qui est le cas... après 35 ans de métier... je préfère dormir sur mes deux oreilles.
bu gece para kazanmam gerekiyordu ama tam tersine zarlar benim elimde eridi.
Tu devais le démotiver au point qu'il ne soit plus qu'un glaçon, mais au lieu de ça, je suis en train de le voir fondre dans mes mains.
- Ama ne? - Bu gece çıkmayı planlamıyordum.
- J'avais prévu autre chose ce soir.
Kırmızı mercanlar yüzünden öyle deniyor. Ama şimdi gece olduğu için hiçbir şey göremiyoruz.
Il l'appelle rouge parce qu'à certains endroits il y a du corail rouge, mais là c'est la nuit et on ne voit ni la terre, ni la mer.
Ama bu gece, bilemiyorum...
Mais ce soir, je ne sais pas...
Dün gece için üzgünüm ama sürekli bana güvenemezsin.
Je suis désolée pour la nuit dernière, mais tu ne peux pas compter sur moi tout le temps
Ama ne kadar şirin olduğunu bilselerdi, bu gece burada olurlardı.
Mais s'ils avaient su comme vous êtes jolie, ils seraient sûrement venus.
Ama gece üçe kadar bekleyip seks kanalında bir daha izlemezsem ölürüm.
J'ai dû voir ça une centaine de fois, mais je serai damné si je ne restais pas debout jusqu'à 3 heures du matin pour regarder ça sur skinemax.
Ama diğer yandan, sen gidersen eve nasıl dönerim bilmiyorum. Murray'i gece burada bırakmak istemem.
D'un autre côté si vous partez maintenant, je sais pas comment je vais rentrer et je ne veux pas laisser Mary ici toute la nuit.
Öldüğü gece sana telefon etmeye çalıştı ama sen onu aramadın.
Elle a essayé de vous appeler la nuit où elle est morte, mais vous ne l'avez jamais rappelée.
Johnny, böyle olmasını istemezdim ama geçen gece konuşabilme şansımız olsaydı...
Je ne voulais pas que ça se passe ainsi, mais si nous avions pu parler l'autre soir...
Debbie, Raymond, teklifiniz için teşekkür ederim Ama bu gece sizinle kalmayacağım.
Debbie, Raymond, merci de votre générosité, mais je ne resterai pas ici ce soir.
- Ama bu demek ki, bu gece de...
Donc, on ne peut pas... Je sais.
ne gece 18
ne geceydi ama 33
ne geceydi 17
amazon 38
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ne geceydi ama 33
ne geceydi 17
amazon 38
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman be 76
aman anne 20
ama biliyorum 27
ama orada 22
aman allahım 373
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39
ama bu 445
aman be 76
aman anne 20
ama biliyorum 27
ama orada 22
aman allahım 373
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39