Ne gece translate French
13,271 parallel translation
Bütün gece buraya değil buralarıma bakıp durdu ve heyecan verici emlakçılık kariyerimden bir saat bahsettikten sonra ne zaman avukat olduğum sordu!
Et évidemment, il a passé la soirée a regarder ceux-là au lieu de regarder ça, et après avoir passé une heure à lui parler de mon excitante carrière dans l'immobilier, il m'a demandé depuis combien de temps j'étais avocate!
- Buraya geldiği gece ne oldu?
Et la nuit où il est venu ici?
Wallis'ın seninle yüzleştiği gece ne oldu?
Que s'est-il passé la nuit où Wallis est venu vous confronter?
Hayır, düzeltmene çoktan teşekkür ettim şimdi bütün gece konuyu açıp durmadığın için ediyorum.
Non, je t'ai remercié d'avoir arrangé les choses. Là je te remercie de ne pas en avoir parlé de la soirée.
Tüm gece senin pisliğini koklamak zorunda değiliz.
On ne veut pas sentir ta merde toute la nuit.
Karımı gece yarısına kadar kurtaramayacaksanız onu kaybetme riskine girmeyeceğim.
Sauf si vous me garantissiez sauver ma femme avant minuit, je ne risquerai pas de la perdre.
- Ne dedin? - Bu gece.
Qu'avez-vous dit?
Shakespeare'i çok seviyorum, gerçekten. Ama Shakespeare, gece yarısı kız kardeşimin bezini değiştirmiyor.
J'adore Shakespeare, vraiment, mais Shakespeare ne change pas les couches de ma petite soeur en plein milieu de la nuit,
Francis gece yanına gelmiyormuş.
Que Francis ne vient plus dans vos appartements.
İki gece önce kocamın karşısına çıkıp, seks hayatımızdan ne denli hoşnutsuz olduğumu söylemeye karar verdim.
Donc, il y a deux nuits, j'ai décidé que j'allais affronter mon mari à propos mon insatisfaction sexuelle.
Ayrıca neden gece kursuna gittiğini bana söylemediğini de anlamıyorum.
Je ne comprend pas Pourquoi elle ne m'a pas dit qu'elle Prenait des cours du soir?
Bu gece sen de oraya gitsen nasıl olur?
Pourquoi ne pas y retourner ce soir?
Bu gece burada kalamazsın.
Tu ne peux pas rester ici cette nuit.
Kendini kurban ettin ve bahse girerim her gece biraz daha onun yüzünü unutup "bana bunu neden yaptı" diye merak ediyorsundur.
Vous vous êtes sacrfié. Et je parie qu'il n'y a pas une seule nuit où vous ne voyez pas son visage en vous demandant : " comment a-t-il pu faire ça?
Dün gece ki Hollywood yüksek doz davasının toksikoloji raporunu en çabuk ne zaman elime ulaştırabilirsiniz?
Quand pourrais-je avoir le rapport de toxicologie de l'overdose d'Hollywood d'hier soir?
Evet, Paige'in bu gece eve gelmeyeceğinden haberimiz yoktu da...
Oui, mais nous ne savions pas que Paige découchait, donc... - J'ai laissé un mot.
Bu, Henry'nin doğduğu gece hastanedeyken senin resmin.
C'est toi à l'hôpital la nuit durant laquelle Henry est né.
Bana senin nerde olduğunu sormasını istemiyorum. Ya da dün gece nerde olduğunu sormasını ya da en son nerde gördüğümü sormasını
Je ne veux pas qu'il me demande où tu étais ou quand je t'ai vu.
Dün gece nerde olduğunu teyit edemezsin, biliyorum.
Tu ne peux pas savoir où j'étais hier soir.
Bunun beni gece uyutmadığını mı düşünüyorsunuz?
Vous imaginez que ça ne m'empêche pas de dormir?
Sabah uyandığın andan gece kendini... ilaçlarla uyutana kadar hissettiğin... tek şeyin nefret olması nasıl birşey bilir misin?
Vous savez ce que ça fait, de ne penser dès le matin, au réveil, jusqu'au moment où vous prenez vos médocs pour dormir, à la haine?
Burada bir iki gece kalmam gerekiyordu ama...
Je ne devais rester ici qu'une nuit ou deux, alors...
Bu gece bu videoyu yolluyorum çünkü uyuyamıyorum.
et je poste cette vidéo ce soir parce que je ne peux pas dormir.
Sonra bir gece beni öptü ve- - Ben aptal değilim.
Puis, un soir il m'a embrassée, et... je ne suis pas stupide.
Gece neden dışarıya çıkmıyoruz, sadece ikimiz?
Pourquoi on ne sortirait pas ce soir, juste tous les deux?
Dün gece geldğini duymadım.
Je ne t'ai pas entendu rentrer hier.
Bu gece başka bir Bart daha olmayacak...
♪ On ne fera pas un autre Bart ce soir ♪
Sakıncası yoksa dün gece depo odasında ne yaptığını söyler misin?
Que faisiez-vous dans l'entrepôt la nuit dernière?
Peki ya sen? Dün gece ne yaptın?
Et toi, t'as fait quoi hier soir?
Her üniversitede olduğu gibi, beş profesörümüzden biri, gece yarısı taşınır veya transfer olup bir daha geri dönmez.
Dans chaque université, un professeur sur cinq déménage ou est transféré du jour au lendemain. Et on ne le revoit jamais.
Gece buraya gelip ayılmaya çalışanlara böyle diyorum.
C'est le nom que je donne aux couche-tard qui viennent pour dessoûler ou juste ne pas être seuls.
İşte daktiloyla yazdığım belgeleri okusan gece uyuyamazdın.
Si tu lisais les documents que je tape, tu ne dormirais plus la nuit.
Dün gece bir Sovyet haber programı 31 ağustos gecesi boyunca Batı uçaklarının Sovyet hava sahasında ne kadar ileride dolaştığına dair resimli bir harita gösterdi.
- SEPTEMBRE 1983 Un communiqué Soviétique diffusé hier soir a montré la progression d'aéronefs de l'Ouest au sein de l'espace aérien Soviétique durant la nuit du 31 août.
Maria kaybolduğu gece nerdeydin? Ne?
Tu crois que c'était moi?
Bahsetmeyeceğim çünkü dün gece bir şey olmadı. Neden?
Je ne vais pas en parler car il ne s'est rien passé la nuit dernière.
Diğer iki Afgan askeri bu sabahki eğitme gelmediler. Dün gece saat 19 : 00'dan beri onları gören olmadı.
Les deux autres soldats ANA, ils ne se sont pas montrés à l'entrainement ce matin, et personne ne les a vu depuis 7 : 00 la nuit dernière.
Tanıştığımız ilk gece berduş gibi ortalıkta dolaşan adam "Hiç kimse değişmez" diyor.
Personne ne change, dites-vous. Vous étiez pourtant un clochard la première fois que je l'ai vu.
Bütün gece dayanmazlar.
Elles ne vont pas durer toute la nuit.
Bir yılbaşı, gece yarısı merdivenlerden aşağı indi ve tüm hediyeleri açtı ama sonraki sabah hiç birşey hatırlamıyordu.
Une fois, à Noël, il est descendu au milieu de la nuit et a ouvert tous les cadeaux, mais le lendemain matin, il ne s'en rappelait pas.
Gece çöker ve şimdi benim Duff nöbetim başlar.
La nuit commence et voilà que ma garde Duff commence. Elle ne prendra fin qu'à ma mort.
Oh, bu romantik bir gece. Her yere gitmeye ne dersin?
Et maintenant, où allons-nous monsieur?
Gündüz ya da gece söyleyemem.
Je ne sais plus si c'est le jour ou la nuit.
Ne yani, Dennis'in bu gece tesadüfen benimle aynı kulübe geldiğine falan mı inanayım?
Comme si j'allais croire que Dennis était par hasard dans la même boîte que moi ce soir.
Biz asla öyle bir şey... İki gece önce demiştiniz, değil mi?
Jamais nous ne...
Şef, bana bu gece için izin verme olasılığınız var mı? Ne?
Chef, une chance que je puisse m'absenter ce soir?
Ama kocanız bu gece eve gelemeyecek.
Votre mari ne rentrera à la maison ce soir.
Gece matinelerine, yemek partilerine veya salonlara katılmayı arzu etmiyorum.
Je ne veux pas me rendre aux soirées, aux réceptions ou aux salons.
Dün gece akşam saat 11 civarında neredeydin?
Pourquoi ne nous diriez-vous pas où vous étiez hier soir vers 23h?
Şimdi, o çirkin, sarı elbiseleri yalnızca burada giymek zorundasınız. Her gece.
Vous ne porterez d'horribles robes jaunes qu'ici, tous les soirs.
♪ Sarhoş olmayacağım bu gece ♪
♪ Je ne serai pas bourré ce soir ♪
Hatırlattığın için teşekkür ederim anne ama "All in the Family" filmindeki Edith gibi gevezelik etmen bile bu gece erken çıkmamı engelleyemez.
Merci pour ça, mère poule. Mais même en bavardant comme Edith dans All in the family tu ne m'arrêteras pas ce soir.
ne gece ama 42
ne geceydi ama 33
ne geceydi 17
gece 187
geceler 19
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
ne geceydi ama 33
ne geceydi 17
gece 187
geceler 19
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
geçebilirsiniz 29
gece vakti 17
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçerli 17
geceyarısı 22
geçen gün 73
gece ve gündüz 94
geceleri uyuyamıyorum 17
geceleyin 36
gece vakti 17
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçerli 17
geceyarısı 22
geçen gün 73
gece ve gündüz 94
geceleri uyuyamıyorum 17
geceleyin 36
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
geçen ay 47
geçen hafta 131
geçen gece 110
geçen sene 56
geçenlerde 27
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
gece kuşu 17
geçen ay 47
geçen hafta 131
geçen gece 110
geçen sene 56
geçenlerde 27