English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Ona soralım

Ona soralım translate French

125 parallel translation
O biliyordur. - Ona soralım.
Demandons à Bugs.
Ona soralım.
D'accord, demandons-lui.
Ona soralım. O bilir.
Il doit le savoir.
Ona soralım. Hiçbir şey yapmış değilim, yine de yorgunum.
Je n'ai rien fait, mais vrai, je suis fatigué!
Gidip ona soralım.
Allons le lui demander.
- Gidip ona soralım. - Bir dakika.
Posons-lui la question.
Haydi gel, ona soralım tatlım.
Allez, on lui demande, chérie.
- Tamam, işte Teğmen burada, ona soralım.
- Voilà le lieutenant. Demande-lui.
Hadi ona soralım.
Demandons-lui aussi.
Evet, ona soralım.
Oui, il faut le lui demander.
Hadi ona soralım.
Tu veux, on le lui demande.
Gidip kapıyı nasıl açacağımızı ona soralım!
- Demandons-lui comment ouvrir les portes.
İyi fikir, hadi ona soralım.
J'ai une idée : on va lui demander conseil.
Hadi, gidip ona soralım mı?
Et si on allait lui demander.
Ona soralım mı?
Oserons-nous l'en prier?
Ona soralım.
On va lui demander.
Bayan McGee orada. Ona soralım.
Mme McGee?
En iyisi rüyayı ilk kimin gördüğünü ona soralım.
On devrait peut-être lui demander qui a priorité sur le rêve.
Güzel bir soru. Gidip ona soralım.
Posons-lui la question.
Ona soralım.
Elle dit quoi?
- Haydi ona soralım. - Hayır!
- On va lui demander.
İşte hemşire Harper. Ona soralım.
Demandez-lui.
O zaman gidip ona soralım.
Nous irons lui demander.
Hayır hayır. Ona soralım. Hey.
Non, demandons-lui.
Hadi ona soralım.
Si on lui demandait?
O zaman ona soralım.
On va lui demander son avis.
Hadi gidip ona soralım.
Allons lui demander.
Gidip ona soralım.
Vas-y, demande-lui.
- Ona soralım.
Oh, demandons-lui.
Gidip bu durumu ona soralım.
Allons lui demander si c'est bizarre.
Hadi ona soralım.
Demandons-lui.
Bu bokkafayı bekleyelim, sonra gidip ona soralım.
on attend que ce con se pointe et on lui demande.
Bu karışıklıktan nasıl kurtulacağımızı birde ona soralım.
On lui demandera comment sortir de ce pétrin.
- Ona soralım.
On n'a qu'à lui demander.
Bu arada, ona soralım, ne dersiniz?
Il y a quelques autres anomalies étranges. Mais en attendant, pourquoi ne pas lui demander?
Hadi Bay Rowe'u bulup ona soralım.
Allons trouver M. Rowe pour le lui demander.
Ona soralım.
Demandons-lui.
Ona şimdi soralım mı?
Lui demande-t-on maintenant?
Dur o zaman ona bir soralım.
Demandons-lui, alors. Hein?
Ona başka bir soru soralım mı? Güzel.
On lui repose une question?
O zaman geri dönelim ve ona tekrar soralım.
Demi-tour. Retournons la cuisiner.
Ona soralım.
Nous lui demanderons.
- Ona nereye sakladığını soralım mı? - Hayır.
On lui demande où il l'a caché?
Joe, ona ağaçları soralım mı? Ağaçlar mı?
Demande-lui pour les arbres.
Ona vampirlerle ilgili birkaç soru soralım.
Pose-lui des questions de vampires.
Evet, haydi ona bir soru soralım :
Interrogeons-le : " M. le chien de M. notre maire,
Tamam. Mevzunun ne olduğunu gidip soralım ona.
O.K. Allons lui demander de quoi il s'agit.
Ona soralım.
Renseignons-nous là-bas.
Şef, bence Groucho Marx denen adamı izlemeliyiz. Ona birkaç soru soralım. Belki bir ilgisi vardır.
Chef, j'ai l'impression qu'on devrait retrouver ce Groucho Marx et l'interroger, il est peut-être impliqué.
Bak, bir polis var. Ona soralım.
Va par là, y a un flic, on va demander
O halde hadi ona soralım.
Alors j'interrogerai d'abord Naina.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]