Ona söylemelisin translate French
454 parallel translation
O seni seviyor, Mary. Ona söylemelisin.
Il vous aime vous, Mary, et il faut lui dire.
- Belki de ona söylemelisin.
- Tu devrais lui dire.
Bunu ona söylemelisin.
C'est à lui qu'il faut le dire. Je lui ai dit.
Bunu yapmamasını ona söylemelisin.
Tu dois lui dire de ne pas faire cela.
Gidip ona söylemelisin.
Tu dois le prévenir?
Seni ona dönmeye zorlayamam,... ama bir canavarın yolundan gitmeyi düşünüyorsan önce ona söylemelisin.
N'obéissez pas aveuglément à votre mari mais ne choisissez pas cette voie sans avoir une discussion avec lui.
Balmumu tedavisini denemeli. Belki de ona söylemelisin.
Je devrais lui dire d'essayer la cire.
Ona söylemelisin.
Il faut que tu lui en parles.
Adamım, ona söylemelisin, açıkça söyle!
Vous allez lui dire... Mettre les point sur les "i".
Yapacak tek bir şey var. Ona söylemelisin.
Il ne te reste qu'à lui dire.
- Ona söylemelisin.
- Tu devrais lui dire.
Annene söylemeyi kendime yediremedim,..... ve bütün gün burada takıldım. İyi ama baba ona söylemelisin. Ünlü markalar satan marketlerden alışveriş yapmaya başladı.
Nous avons une longue liste confidentielle de stars qui ont clairement exprimé leur désir de figurer dans la série.
Bunu ona söylemelisin.
Tu lui expliqueras ça.
Bence ona söylemelisin. Dik otur, lütfen.
Je pense que vous devriez lui dire.
Ben söylemeden önce, sana söylediğimi ona söylemelisin.
Mais d'abord, dites-lui ce que je vous ai dit.
Ona söylemelisin.
Il faut le lui dire.
Ona söylemelisin.
Tu devrais le lui dire.
Önceden ona söylemelisin.
Non, il faut lui dire avant.
Bunu ona söylemelisin.
Vous devez le lui dire.
Hadi Phil, ona söylemelisin.
Tu dois lui dire.
David, ona söylemelisin!
David, tu dois lui dire!
Sen onu sevmiyorsan, ona söylemelisin.
Si toi, tu ne l'aimes pas, il faut le lui dire.
Eğer Carter hakkında böyle düşünüyorsan, ona söylemelisin.
Si c'est ce que vous pensez de Carter, vous devriez le lui dire.
Ona söylemelisin.
Alors, il faut le lui dire.
Bence ona söylemelisin.
Il faut lui dire.
Ona söylemelisin.
Faut que tu lui dises.
Eğer bu kadından hoşlanıyorsan, bunu ona söylemelisin. - Söyleyemem.
Si vous êtes attiré par elle, il faut le lui dire.
- Ona söylemelisin.
- Il faut lui dire.
Ona, isteklerimi yerine getirmesini söylemelisin, A Hi. Yoksa... bilirsin!
"Tu dois faire en sorte qu'elle m'obéisse, A Hi, ou alors - - tu sais quoi!"
Ona da söylemelisin.
Allez le lui dire.
Ona bunu söylemelisin Brad yoksa seni affetmez.
Allez le lui dire, sinon elle vous en voudra à jamais.
O çocuğu gerçekten seviyorsan... ona gerçeği söylemek zorundasın. Bir yetimhaneye gitmek zorunda olduğunu söylemelisin.
Si tu tiens vraiment à ce garçon tu dois lui dire la vérité, qu'il ira dans un orphelinat ici.
" Ona söylemelisin.
" Dites-le-lui.
Seni örnek almasını söylemelisin ona.
Elle devrait prendre exemple sur toi.
- Bunu ona söylemelisin.
Tu ferais mieux de lui en parler.
Karen, Eddy hakkında bu kadar kötü düşünüyorsan ona ilgilenmediğini söylemelisin.
Si tu te sens si mal à propos d'Eddy, dis-lui simplement qu'il ne t'intéresse pas.
Bence ona gerçeği söylemelisin.
Tu devrais lui dire la vérité.
Yemek yemesi gerektiğini söylemelisin ona.
Dites-lui de recommencer à manger.
Şimdi, içten olmasa bile, ona güzel bir şeyler söylemelisin.
Dis-lui quelque chose de gentil, même si tu ne le penses pas.
Ona gerçeği söylemelisin. Gerçekleri saklamak ölümcül olabilir.
Il faut tout lui dire et demander à nouveau son aide.
Ona zekanın saklanması gereken bir şey olmadığını söylemelisin.
Dis-lui qu'il ne faut pas cacher ton intelligence.
Ona yaptığı şeyi söylemelisin.
Il faut lui dire qu'il fait des conneries.
Ona vurmak istersen, önce bana söylemelisin. Juxian!
Je vous en prie.
- Ona insanları izlememesini söylemelisin.
Ils sont tellement odieux.
Ama bunu ona programın gösterileceği zamandan önce söylemelisin.
Mais il faut lui dire avant.
- Belki de ona üzgün olduğunu söylemelisin.
- Tu devrais peut-être t'excuser.
Evet. Ama iyi bir şeyse, ona şimdi söylemelisin.
Sinon, il faut lui dire.
Ona bunu söylemelisin.
Tu devrais lui dire.
- Ona hemen söylemelisin.
- Dis-lui maintenant.
O zaman ona gitmesini söylemelisin.
Alors, il te faudra lui dire de partir.
Ona ne olduğunu bana söylemelisin!
- Alors, dis-moi. Que lui est-il arrivé?
ona sor 138
ona sordum 39
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87
ona söyleme 26
ona şüphe yok 27
ona söyledin mi 58
ona sordum 39
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87
ona söyleme 26
ona şüphe yok 27
ona söyledin mi 58