Ona sorarım translate French
196 parallel translation
Eve döndüğünde, ona sorarım ve bana herşeyi olduğu gibi anlatıp itiraf edecektir. - Ha, ha, ha.
À son retour, je lui demanderai et il me racontera tout.
Ona sorarım.
Je vais lui demander.
Detayları boş verin. Krause kendine gelince ona sorarım.
Klaus m'expliquera quand il aura tous ses esprits.
- Yarın sabah ona sorarım. - Hayır.
- Je lui demanderai demain.
Tabii, ona sorarım Artie.
Bien sûr, je lui demanderai.
Ona sorarım dedim.
Je dois te demander.
Eğer borcunu ödemezse ona sorarım ben.
Et elle a intérêt à me payer.
Ona sorarım, bilmiyorum. - Peki tamam.
Si c'est le bon McDonald.
- Ona sorarım. - Evet ona sorun.
- Ecoutez, je vais lui demander.
Ben de ona sorarım, böylece iyi olduğunu anlayabilirsiniz.
Je lui demanderai, comme ça, vous saurez qu'il va bien.
Florida'da oturan annesini ararım ve ona sorarım.
Je téléphonerai à sa mère en Floride.
Kalktığında ona sorarım.
Je le lui demanderai quand il se sera levé.
Ona sorarım.
Je lui demanderai pour toi.
Ona sorarım.
Je demanderai.
Onu bilirsin. Bu akşam eve gelip sizinle birlikte olacak, yoksa ben ona sorarım.
Je lui conseille d'être là ce soir ou il aura affaire à moi.
Ona sorarım.
Je vais lui en parler.
- İyi, ona sorarım. Hanımefendi!
Je lui demande?
- Aşağı indiğimizde ona sorarım.
- Je lui demanderai en bas.
- Ona sorarım!
Il m'en parlera!
- Evet, ama şerif biliyor. - Ona sorarım.
Le shérif le sait, je vais lui demander.
İyi. Ona sorarım ben de!
- Je vais demander à Griffith.
Belki ona sorarım.
- Je vais lui demander moi-même.
Annemle ilgili bilmek istediklerimi ona sorarım.
Si je le veux, je lui demanderai.
Ona sorarım.
Je lui demanderai.
Öyle olmalı. Bunu ona sorarım dedim.
Faut que je lui demande.
Kadınların teklif etmesine pek alışık değildir ama ona sorarım.
Il n'a pas l'habitude qu'une femme prenne l'initiative... mais je vais voir...
Gelecek sefer otobüste ona sorarım.
Je Lui demanderai quand je prendrai le bus.
Majestelerine bir kez daha... -... ona görmeme izin verip vermeyeceğini sorar mısın?
Je réitère ma demande d'audience à Son Altesse.
Ona sorar mısın?
Tu peux lui demander?
Evet, ona sorarım.
Je vais lui dire.
Yarın ona sorarım.
Je lui demanderai demain.
Lütfen ona neden benimle güreşmek istediğini sorar mısınız?
Pouvez-vous lui demander, pourquoi moi?
Ona sorar mısın acaba beni tanıştırma şansı olabilir mi diye?
Est-ce que tu pourrais lui demander de me présenter?
Ona ben sorarım.
Je m'en charge.
Vay moruk vay. Sorarım ben ona.
Le vieil abruti!
Sorarım ona.
Je le lui demanderai.
Ona neden son anda sepetleri değiştirdiğini sorar mısınız?
Mais pourquoi a-t-il interverti?
- Peki, ona sorayım mı? - Hayır. Hayır, ben sorarım.
Laissez-moi faire.
Biraz daha iyi olunca ona sorarım.
Je le lui demanderai.
Bir başka deyişle, ona bu bezin ne olduğunu sorar sormaz hemen ona dokundu, ve temizleme bezi olduğunu söyledi.
Je lui ai demandé ce qu'était ce tissu et il m'a tout de suite dit que c'était le chiffon du canon.
Ona sorar mısınız, imparatorun Madame de Lionne'la yaptıklarının neresi onurluymuş?
Demandez-lui ce qu'a à voir l'honneur de l'Empereur avec Mme de Lionne.
Ona, nasıl bir tecrübe yaşayacağımı sorar mısın?
A quoi je dois m'attendre?
7'de Mocca Fi'ye gelebilir miymiş, sorarsın ona. - Sorarım.
Dis-lui d'être à 7 heures au Mokka-fix, d'accord?
- Bunu ona nasıl sorarım?
- Comment poser ces questions?
Yakaladığımızda ona sorarız.
On lui demandera, quand on l'aura attrapé.
Ona ben kendim sorarım.
Je vais lui poser la question.
Benim için ona soru sorar mısın?
Tu peux le bousculer un peu.
- Onunla bir daha görüşürsen benim için ona sorar mısın, en güçlü Power Ranger hangisiymiş?
- La prochaine fois... demande-lui quel est le Power Ranger le plus fort.
- Ona ben sorarım.
Je le lui demanderai.
- Bir daha konuştuğunuzda ona laf arasında, Ling'in benden hoşlanıp hoşlanmadığını sorar mısın?
Quand tu lui parleras... pourrais-tu lui demander discrètement si Ling... m'aime?
Ona dava açarsam, cennete gittiğimde belki yanıma gelip, "neydi bütün o olup biten" diye sorar ve ben de ona birkaç soru sorarım diye düşündüm.
Si je L'attaque, quand Il me verra au Ciel... Il dira "C'est quoi, tout ça?" et je Lui poserai des questions. Quel genre de questions?
sorarım 34
sorarım size 22
ona sor 138
ona sordum 39
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87
sorarım size 22
ona sor 138
ona sordum 39
ona söylemelisin 22
ona söyle 131
ona sordun mu 17
ona söylemedin mi 18
ona sorun 49
ona söyledim 87