Orada kalın translate French
688 parallel translation
Orada kalın.
Reculez.
- Orada kalın Profesör Oddly.
Venez ici, professeur Oddly.
Arabanıza binip Tobacco Road'a gidin ve orada kalın.
Retournez à la Route du Tabac et restez-y.
Orada kalın. İki kişi gönderiyorum.
Je vous envoie 2 inspecteurs.
Güvertede yere yatın ve orada kalın.
Allongez-vous sur le pont.
Orada kalın, dinlenin.
Restez là, reposez-vous.
Orada kalın. Hemen geliyoruz.
On arrive tout de suite.
Tamam, orada kalın. Ben hemen geliyorum.
Restez - y. Je vous y rejoins.
Orada kalın.
Bougez pas.
Orada kalın. Telgrafla yeri ve zamanı bildireceğim.
Restez-y jusqu'à ce que je vous disent où venir.
Emrim bu. Orada kalın!
Et ne bougez plus!
Orada kalın. Burada yer var.
Prenez ma place.
Nakavt halinde, en uzak tarafsız köşeye gidin ve orada kalın.
En cas de knock-down reculez dans le coin le plus éloigné.
Bu yüzden lütfen evlerinize dönün ve orada kalın.
Veuillez rentrer chez vous et restez-y!
Orada kalın.
Arrêtez!
Bu yüzden iyi bir yer seçin... ve o gelene kadar orada kalın.
Choisissez un bon emplacement et restez-y jusqu'à son arrivée.
İki gün orada kalın.
On sera là dans 2 jours.
Orada kalın. Benim için hiçbir şeyi düzeltmeye kalkmayın.
N'aplanissez plus rien pour moi.
Siz de kızlar. Orada kalın.
Vous aussi, mesdames.
Tamam, tamam. Orada kalın.
Bon, restez uù vous êtes.
Bu arada Milchester'a dönün ve orada kalın lütfen.
En attendant, rentrez à Milchester et restez s'y.
Ben dönene kadar orada kalın.
Restes-y jusqu'à mon retour.
Orada kalın ve tatlınızı yiyin!
Reste donc. Et attends ce que tu mérites.
Şimdi yoğunlaşın, orada kalın ve hatırlamaya çalışın.
Concentrez-vous. Entrez et essayez de vous souvenir.
Girin şu kulübeye ve orada kalın.
Allez dans le corps de garde et restez-y.
Siz de orada kalın ve bırakın da bu işi ben yapayım.
Vous autres, abritez-vous et laissez-moi faire.
Bayan Grange orada kalın.
Mme Grange... vous n'en bougez pas.
Orada kalın.
Ne bougez pas.
Orada kalın bayan. Geliyorum.
Restez où vous êtes, j'arrive.
- Evet, eğer orada kalırsa ama elimizde istediği bir şey var.
Il n'y restera pas. Nous savons ce qui l'attire.
Sıcaktır.Kışın orada kalıyoruz.
Il y fait chaud. On y reste pendant l'hiver.
Orada kalıyorum. Orada yeni bir ceset bulacaksınız.
Vous trouverez un cadavre encore chaud.
Orada kalın.
Recule!
Benden haber alana kadar orada kalın.
Attends que je te prévienne.
Orada biraz daha kalıp bir iki yavru goril yakalamaya çalışacağım. Gezinin parasını çıkartayım en azından. - Burada kalmaya ne dersin?
Ecoute... je reste pour capturer quelques gorilles.
Orada kalın.
Un moment.
Bunu ona sen yaptın. - Orada kalıp ölmesi daha iyi olurdu. - Judith!
C'est vous qui lui avez fait ça, il aurait mieux valu qu'il meure.
Yumruklarsa ve canın acırsa, yere yat ve orada kal.
Dès qu'il t'aura touché durement, tombe.
Senin orada biraz önce söylediklerin... hoşça kalın gibi geldi.
Ce que vous disiez tout à l'heure... ça sonnait comme un au revoir.
Ben de orada kalıyorum. Gel seni kışla revirine götüreyim. - Oranın yemekleri daha iyidir.
Je vais te faire entrer à l'infirmerie.
Maeschen, Orada ağacın gerisinde kal!
Je l'ai eu! Baissez-vous!
Lütfen, ben çağırana kadar da orada kalın.
Veuillez y rester jusqu'à nouvel ordre.
Orada kal!
N'entrez pas!
Onsuz olmanın daha iyi olduğunu anlamayan kız hüzün içinde orada kalır.
Notre héroïïne, bouleversée, ne sait pas encore que le destin lui réserve bien mieux.
O bulutların arkasına geç ve orada kal.
Remontez dans les nuages et restez-y.
Orada Naip ve Komutan Riker'ın kavga ettiklerini görüyorsunuz. Jefferies tüpünün içinin genişletilmiş versiyonu. Herman Zimmerman ismin kalıcı olmasını sağladı.
Lorsqu'on a une personne comme lui à la tête des autres, personne ne peut vraiment se comporter autrement.
Orada en fazla iki üç gün kalır.
Il n'y restera que quelques jours.
Kalın orada.
Restez où vous êtes.
Başka bir yerdense orada kalıp, Tarih Bölümü yönetimini çok daha kolay alırsın.
Vous prendrez la section d'Histoire à partir de là.
Hayır, yalnızca orada kalıp Georgie'nin tek taraflı laflarını dinle.
Non, laissez Georges vous raconter son point de vue.
Sizi babanızın oteline götüreceğim. Hartmann da orada kalıyor.
Direction l'hôtel de votre père où Hartmann passera la nuit.
kalın 63
kalın kafalı 19
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
kalın kafalı 19
orada 2281
oradaki 168
oradaydım 213
orada mısın 598
oradayım 18
oradaydı 145
oradasın 44
oradan 69
orada kimse yok 63
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada duruyor 22
orada dur 223
orada biri var 50
orada ne var 123
oradadır 18
orada olacağım 346
orada neler oluyor 224
orada ne yapıyorsun 161
orada bekleyin 25
orada duruyor 22
orada biri mi var 55
orada mı 137
orada olurum 25
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18
orada mı 137
orada olurum 25
orada kal 348
orada mısınız 104
oradan uzak dur 20
oradaki kim 37
orada olduğunu biliyorum 100
orada durun 51
oradan çık 18