Pardon ama translate French
2,471 parallel translation
Pardon ama ne demek istediniz?
- Qu'y a-t-il? - Les citations. C'est interdit.
Pardon ama gördüğün gibi kızımla kahve içiyorum.
Pardon, je prends le café avec ma fille.
Pardon ama bu şehirdeki insanlar lanetlere inanıyor mu?
Désolé, mais vous y croyez tous vraiment?
Hiç de değil. Pardon ama tüm bu şeyi biraz tuhaf buluyorum.
Je trouve tout ça bizarre.
Pardon ama, o yılan çukuru benim hayatımdı.
Excuse-moi, mais c'était ma vie.
Pardon ama bu olmayacak.
Désolé, c'est impossible.
Kanka pardon ama... kapıdan anadan doğma geleceğini bilemezdik.
On n'imaginait pas que t'allais surgir à poil. Je sais.
Pardon ama bazılarımız porno izlemeye çalışıyoruz!
Pardon, mais on essaie de mater ce porno!
- Pardon ama sen kimsin? - Sugar Motta.
♪ Crazy for you, baby ♪
Pardon ama bu tam olarak ne anlama geliyor?
Ça veut dire quoi, exactement?
Pardon ama köpekler ve tazyikli su ile müdahalede asla ılımlıktan bahsedemeyiz.
Il n'y a rien de modéré dans l'envoi de chiens et de lances à incendie.
Pardon ama korktum ne yapayım.
Désolé, c'est flippant.
Pardon ama kendini "The Bash" olarak mı tanıtıyorsun?
Excuses-moi, tu te nommes toi-même comme "Le Bash" maintenant?
Pardon ama Dr. Carlisle, siz hangi işleri yapıyorsunuz?
Je suis désolé. Mais, Dr Carlisle, c'est quoi exactement vos tâches?
- Pardon ama ona tam olarak ne verdiniz?
Que lui donniez-vous?
Pardon ama ne zaman öyle söylediler?
Désolé, ils ont dit ça quand?
- Pardon ama bu bizim anahtarlığımız değil.
- Ce ne sont pas nos clés. - Ce sont ses clés.
Peki ve bunu sormak istemezdim ama sormam lazım anlarsınız.
Pardon de demander ça, mais... C'est bon.
Pardon, ama bunun kafanı dağıtacağını düşünmüştüm.
OK, je suis désolé. Je pensais que ça pourrait être une bonne façon de te le sortir de l'esprit.
Efendim, yani Hank bir tarzınızın olmasını takdir ediyorum ama benim de var.
Monsieur, pardon, Hank. J'apprécie votre façon de faire, mais j'ai la mienne.
- Ama ben onu ciddiye almadım.
Je ne le prenais pas au sérieux. Pardon.
Kusura bakmayın ama Derek nasıl vefat etti?
Pardon, mais comment est mort Derek?
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama gerçekten çok önemli.
Pardon de vous importuner, c'est vraiment important.
- Kusura bakmayın ama bir frizbiden biberli hindi mi yiyorsunuz?
- Pardon. Vous mangez un chili à la dinde dans un frisbee?
Ve affını hak etmediğimi biliyorum, ama buna ihtiyacım var.
Je sais que je ne mérite pas ton pardon mais... J'en ai besoin.
Pardon.. Ama...
Je pense qu'il y a une erreur...
- Pardon, benden ücret mi alacaksın? - Evet, ama...
Il doit avoir des défauts, mais il a être fondée sur l'humanité.
Bak, kabalık etmek istemem, ama bir toplantıya yetişmem lazım o yüzden izin verirsen...
Je ne veux pas être impoli, mais je suis en retard. Pardon.
Affedersin ama Honey bu yeri dans kariyeri için kurdu.
Pardon? Honey a ouvert ce studio grâce à sa carrière de danseuse.
Pardon ama yanlış bir şey mi yaptım?
Je...
- Pardon ama nereden emekli oldu?
Pardon? Retraité de quoi?
- Affedersiniz ama arada fark var.
Pardon, il y a une différence.
Afedersin, aptalca ama, bilgisayarda yazmayı sevmediğini biliyorum?
Pardon, çà semble stupide mais.. j'ai lu que tu n'utilisais pas d'ordinateurs?
Samimiyetimi mazur görün ama size şantaj yapabilir.
Pardon mais elle peut vous faire chanter.
Pardon anne ama uyurken bile Fox News izliyor.
Excuse-moi, mais il mate Fox News en dormant.
Efendim saygısızlık etmek istemem ama, bu delilik.
Je vous demande pardon, mais ça n'a pas de sens.
Belki "şanslı" kelimesi yanlış bir tercih oldu ama seni iyileştireceğim. Pardon.
Il n'est pas verni.
Biraz öyle oldu, ama... Özür dilerim.
Je te demande pardon.
Kusura bakma! Hadi ama kardeş.
Je te demande pardon.
Affedersin ama ne demek bu?
Quoi? Pardon, que voulez-vous dire?
Ama hıyar gibi davranıyorsun.
- Pardon. Mais tu fais l'idiot.
Pardon, ama siz kimsiniz?
Je suis désole... Je ne veux pas être impoli, mais je vous connais?
Üzgünüm ama bir Aydınlık Fae'nin olması biraz Fae potu kırmak olur.
Pardon. Inviter un Fae de la Lumière serait un Fae faux-pas.
Evet ama geri gelmeyecek.
- Il ne reviendra pas. - Morris. - Pardon.
Orada gördüğümüzün Mongolyalı kurt olduğunu söylemiyorum ama bir şey devemizi yedi. Pardon.
Ecoutez, je ne dis pas que ce que nous avons vu là dehors était le ver mongolien de la mort, mais quelque chose a mangé notre chameau.
Pardon ama ne zaman motor uzmanı oldun sen?
Depuis quand tu t'y connais en moteurs?
Adamlar judocu ama güvenlik firmaları var.
Mais ce sont des criminels! Ex. Pardon?
Bölüyorum ama... Ben de tam aynısını soracaktım?
Pardon de vous interrompre, mais j'avais exactement la même question.
Affedersin ama -
Pardon, vous n'avez...
Pardon, Bayan Kinney? Size rahatsızlık vermek istemem ama benim adım Lois Griffin.
Je me suis même réveillée nue avec trois Iraniens s'en topant cinq en sortant de ma chambre.
Kusura bakmayın ama bugün Tomoko-san yok o yüzden de eve erkenden varmam gerekiyor.
Pardon, Tomoko n'est pas là. Je dois rentrer tôt.
amazon 38
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
amalia 33
aman 633
amanda 248
amar 39
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
aman be 76
ama bu 445
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
aman be 76
ama bu 445
aman anne 20
ama biliyorum 27
ama orada 22
aman allahım 373
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39
ama o 292
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32
ama biliyorum 27
ama orada 22
aman allahım 373
aman ya 22
ama neden ben 22
ama olsun 39
ama o 292
ama bilmiyorum 49
ama ne zaman 32