English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ P ] / Peki ala

Peki ala translate French

375 parallel translation
Peki ala, başardın.
Ne crie pas.
Peki ala, Madem Çılgın Silah Kristal Adamda işe yaramıyor.
Oui, c'est bon. Ça suffit. Si je ne suis pas prêt à affronter Nekron, je ne le serai jamais.
Peki ala?
Alors!
Beni okuldan atacaklarsa n'olmuş. Peki ala,
J'ai combattu l'homme le plus méchant, le plus costaud du monde.
Peki ala, evet.
Très bien.
Peki ala, sanırım sizinim.
Eh bien, dans ce cas, je suis à vous.
Peki ala, bazıları bunu duyacaktır.
On va m'entendre.
Peki ala Bay Kim, yeni bir Operasyon Subayının yapması gereken iyi bir iş olmalı.
Le nouvel officier des opérations aurait en effet intérêt.
Peki ala, seni daha fazla rahatsız etmeyeceğim.
Très bien. Je ne t'embêterai pas plus longtemps.
Peki ala, bir süre birlikte çalışabiliriz, Doktor.
Il se peut qu'on doive se contenter de vous.
Peki ala. Hiç kimse mısırlar ile ilgilenmediğine göre programa başlamalıyız.
Très bien, puisque personne n'a envie de maïïïs, il va falloir agir plus tôt que prévu.
Oh, peki ala, şu anda iki ayaklı bir tür için fazlasıyla kavgacısınız.
Vous voilà bien présomptueuse pour une espèce bipède mineure!
Peki ala, yüzlerce.
Disons, des centaines de fois.
Peki ala, akla yatkın bir anlaşma gibi geliyor.
Voilà un marché qui me paraît tout à fait raisonnable.
Peki ala... aptalın yardıma ihtiyacı var.
C'est de la folie, mais bon...
Şu anda seni kurtarabilecek tek kişinin, ben olduğumu kabul et, yoksa öleceksin. Peki ala.
Vous préférez mourir plutôt que d'être secouru par moi?
Peki ala... inadınız olmasa, siz hiçbir şeysiniz.
Eh bien, on peut dire que vous ne renoncez pas facilement.
Peki ala, bu iş sanki biraz daha zor olacak gibi.
Ceci ne va rien arranger.
Peki ala.
Très bien.
Bende bunun sadece bir önlem olarak kalmasını umut ediyorum. Peki ala.
J'espère qu'il ne s'agit que d'une précaution.
Peki ala... asıl soru, bu çiftin arzularını tatmin etmekte biraz daha, sağ duyulu davranabilirlerdi ama Yıldız filosu, kişilerin hayatını, kontrol etme konusunda, hep gönülsüz olmuştur.
Eh bien... On pourrait leur intimer d'être plus discrets, mais Starfleet ne se mêle jamais de la vie de l'équipage.
Peki ala, dürüst olmak gerekirse... bu konuya asla fazla zaman ayırmadım.
Pour être honnête, je n'y ai pas beaucoup réfléchi.
Peki ala... evet.
Euh... oui.
Peki ala, aslında, bu güne için öğle yemeği yapamadım.
En fait, il n'y en a pas aujourd'hui.
Peki ala, olur.
Très bien, cela ira.
Peki ala, bir çok sorumluluk var, öyle değil mi?
Je veux dire... c'est beaucoup de responsabilités, non?
Peki ala, bize karşı yapılan bu davranış büyük yaratığa yapılanlar ile aynı. Bizi potansiyel çiftleşme olarak görmekte hata yapmış olmaları olası.
C'est possible qu'ils nous aient pris pour un partenaire éventuel.
Peki ala, aylardır deniyorduk.
Nous essayions depuis des mois.
Peki ala, öyleyse. Teşekkür ederim.
Très bien, alors.
Peki ala?
Alors?
Peki ala.
Entendu.
Peki ala, sana ne yaptıysalar da buna rağmen hiç şaşırmadım.
Après ce qu'ils vous ont fait, ce n'est pas étonnant.
Peki ala... şimdi bekleyeceğiz.
Bon, maintenant il faut attendre.
Peki ala... savaştığın...
Eh bien, il y a votre bataille contre...
Peki ala, bir zamanlar Parinisti kızmağını salgın hastalık haline gelmeden önce durdurmuştum.
Une fois, j'ai réussi à endiguer une épidémie de rougeole de Parinisti avant qu'elle ne prenne trop d'ampleur.
Peki ala... bana kalırsa bu yaşadıkların, son olmayacak gibi geliyor.
Quelque chose me dit que ce ne sera pas la dernière.
Peki ala, eğer böyle hissediyorsanız, ama...
Si vous insistez, mais...
Peki ala, uçuş planına göre kendisi çok uzak değil.
D'après son plan de vol, il n'est pas loin.
Peki ala.
Eh bien?
Peki ala, hayatımı kurtarmışsın gibi görünüyor.
On dirait que tu m'as sauvé la vie.
Peki ala, bütün bu olanların içinde güzel bir şey de var.
Tout ceci aura au moins un avantage.
Peki ala, belki açıklayabileceğim bir şeyler olduğunu düşünmüştüm...
- J'ai pensé pouvoir expliquer... Quoi?
Peki ala...
Eh bien...
- Pek ala. Peki eğer ortada yeterince ışık yoksa, gördüğünüzün tam olarak müvekkilim olduğuna nasıl inanabiliriz?
Sergent Chan, la visibilité étant si mauvaise, comment être sûr que votre suspect était mon client?
- Kapa çeneni. - Peki. Pek ala, Bayan Paley?
Cet éternel contradicteur qui disait que c'était sans issue va découvrir la clé pour accéder
Peki ala, bana çok küçük bir şey önerebilirsiniz.
Vous n'avez pas grand-chose à m'offrir.
Peki ala, biz başka bir galaksiden gelen kaşifleriz.
Nous sommes des explorateurs venus d'une autre galaxie.
Oh, Peki ala, ah... elli saat.
50 heures?
Tamam, tamam, peki ala.
D'accord.
Peki ala... tebrik ederim, Teğmen.
Félicitations, enseigne.
Peki ala.
Ordinateur, annulation de la commande 1

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]