English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ P ] / Pis

Pis translate French

13,159 parallel translation
Pis sahtekar!
Tricheuse.
Pis amca.
Mauvais oncle.
Çocuğun ulaşabileceği seviyede pis bir bıçak vardı.
Il y avait un couteau sale à la portée de l'enfant.
"Yaşlı Simon etraftayken cüzdanlarınıza dikkat edin yoksa o pis elleriyle yürütebildiği her şeyi yürütür."
Gare à vos poches quand le vieux Simon rôde... Il pique tout ce qui tombe sous ses sales paluches?
Pis sıçan.
Petit rat.
Çok pis abayı yakmıştı Andy'ye.
Elle avait vraiment flashé sur lui.
Çok pis vurulmuşsun.
Mec, ça ne va pas.
Pis Harry Potter.
Pervers Harry Potter
Öncelikle Pasta Yüzlü ve Puding Dudaklı pis bir gölde seni yakalayan bir şeye benziyor.
Tout d'abord, Pustule et Bouton de fièvre sont des choses que tu attrapes quand tu nages dans un lac dégeu.
Bu çok cömertçe, üstelik senin tembel, pis.. ... kahvelerinin tadının da çamur gibi olduğu düşünülürse.
- C'est très généreux, vu que tu es fainéant, arrogant, et que ton café a le goût de pneu brûlé.
- Bu çok pis bir şey.
- C'est immonde.
Git o pis köpeği getir.
Va récupérer cette sale fille.
O çöp senin değil. Ve pis kokuyorsun.
C'est pas à toi ce qu'il y a là-dedans!
Gitmek istemiyorum. Havuzu aşırı pis.
- Non, la piscine est dégueu.
Seni dışarı atıyorum, pis ruh düşmanın bütün şeytani gücüyle birlikte cehennemden her hayaletle birlikte ve senle birlikte olan bütün arkadaşlarınla birlikte Lord İsa Mesih adına.
Je vous rejetterai loin, esprit impur, avec chaque puissance satanique de l'ennemi, chaque spectre de l'enfer... et tous vos compagnons abattre... dans le nom du Seigneur Jésus-Christ.
Gördüklerimden, insanlara ne kadar temiz olduğunu söylerken aldıkların pis oynuyorsun.
D'après mon expérience, pour avoir ce que tu veux, tout en passant pour quelqu'un de noble, tu fais des coups bas.
- Hayır, o iş çok pis.
Ce serait trop le bordel.
- Sevdin mi bunu pis orospu?
T'aimes ça, sale catin?
* Sen sadece pis bir Yahudi faresisin!
T'es qu'un sale rat juif!
- Kes sesini pis Yahudi!
Ta gueule, Juif!
İşte bu kadar iğrençsin, seni pis fahişe.
Tu me donnes la nausée. T'es qu'une traînée répugnante.
- Çek şu pis ellerini bağrımdan.
Enlà ¨ ve ta main de mon sternum! S'il te plaà ® t!
Evet, sen boşalmadın ama ben senin pis kıçına dokunmak zorunda kaldım.
- Tu n'as pas joui, mais j'ai quand même dû toucher tes sales couilles.
- Pis. - Gel buraya.
Connard Viens la
Neyse ne.
Tant pis
Evet, sizi pis hergeleler!
Allez, misérables lèche-bottes!
Fakirliğin ve sefilliğin pis kokusudur o.
C'est la puanteur des pauvres et de la plèbe.
Çok berbat, kötü, pis kokulu...
Terribles, méchants, puants...
Parkların sokakların pis kenarlarında ne öğrenmiş olabilirsin?
Qu'est-ce que tu as bien pu apprendre dans les mauvaises rues de Parks...
Sonra Scientific American'a pis kokulu parfümlü kartlardan dergiye koymadıkları için şükranlarımı sundum.
{ \ pos ( 192,225 ) } Puis je les ai remerciés de ne pas mettre de cartes parfumées { \ pos ( 192,225 ) } dans leur magazine.
Tamam ama bu işten çürük balık gibi pis kokular geliyor ve deniz hayvanları üzerine çalışıyorsun diye de demiyorum.
D'accord, mais il y a une odeur de poisson. Et pas simplement parce que tu travailles avec animaux marins.
Matt'i o şekilde öldüren her kimse, bize göre... Yani şu an en iyi teorimiz, Hoffman ve Fensky'nin bir şeye bulaşmış olabileceği. Pis bir işe bulaştılar ve Matt de o yüzden öldü.
Comme l'assassin de Matt court encore, on pense, c'est notre théorie, que Hoffman et Fensky étaient mêlés à une sale affaire.
- Onlara... - Matt'in pis işlere bulaştığını mı?
- Qu'il était corrompu?
Umurumda değil ki. Pis işlere bulaşsın bulaşmasın bana ne.
Bon flic, flic pourri, je m'en fiche.
- Matt pis işlere bulaşmamıştı.
- Matt n'était pas corrompu.
Pis işlere bulaşmamıştı!
Il n'était pas corrompu!
Oğlum pis işlere bulaşmamıştı!
Mon fils n'était pas corrompu!
Matt pis işlere bulaşmamıştı.
Matt n'était pas corrompu.
Sonra birkaç çocuğun pis pis güldüğünü gördüm.
Jusqu'à ce que quelques uns des garçons commencent à ricaner.
Kardesimin pis bir hücreye kapatilmasina dayanamiyorum.
Je ne peux pas supporter l'idée que mon frère est verrouillé dans certains cellule crasseuse.
Bu akşam ayrı bir pis kokuyorsun.
Tu sens particulièrement bon ce soir.
Halkın adamıymış... Anca Cersei'nin pis işlerini yap.
Un homme du peuple qui fait le sale travail de Cersei pour elle.
Pis işleri her zaman halk yapar.
Le peuple fait toujours le sale travail.
Çekin o pis ellerinizi üzerimden!
Enlevez vos sales pattes de moi!
Temiz bir kiz istiyorsun ama sana pis bir am lazim.
Tu veux une gentille fille. Mais tu as besoin d'une chatte sauvage.
Yaptığın pis bir numaraydı.
Quel sale tour.
Evet, narenciyeleri pis bir penisi tatlandırmak için kullanıyorlar.
Quoi? Ouais, les agrumes masquent le goût d'un pénis sale.
Boş ver ya, unut gitsin.
Tu sais quoi? Tant pis.
En çok da ben varım.
- Tant pis, ce sera pour moi.
Piş, piş, piş...
♪ Ronronne ♪ ♪ Ronronne, ronronne. ♪
- Siktir edin onu.
Oh, tant pis pour lui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]