Sadece bir kişi translate French
893 parallel translation
Komançi narası şeklinda işareti sadece bir kişi gönderebilir.
La sorte qui me donne ce cri de Comanche comme signal.
Sadece bir kişi veya zümrenin değil, bütün insanların. Senin de.
Non pas un, ou un groupe, en tous les hommes!
Ama sadece bir kişi biliyordu.
- Le Corbeau a dit juste. Rolande a bien volé de l'argent. Mais une seule personne l'a su.
Sadece bir kişi Chris.
Un seul, Chris.
Gerçeği sadece bir kişi biliyor. Ben biliyorum.
Un seul type la connaît : moi.
Dikkatinizi çekerim, aranızdan sadece bir kişi düzgün kılıkla buraya geldi.
Un seul d'entre vous s'est présenté avec une tenue correcte.
Sadece bir kişi.
Juste une seule.
Sadece bir kişi, öyle değil mi?
Seul l'avis d'une personne compte, non?
Evet, ama o sadece bir kişi.
Oui, mais s'il est seul.
- Ne bu heyecan? Sadece bir kişi.
- Mais il est tout seul.
- Sadece bir kişi zindana ulaşabilir.
Seul, il pourra parvenir au cachot du Roi.
Şimdi geride sadece Jakob Zouk kaldı. Sadece bir kişi.
Il ne reste plus que Jakob Zouk.
Sadece bir kişi seni görürse ölürüz.
Qu'une seule personne vous voie, c'est la catastrophe.
Sadece bir kişi kurtuldu, yanımda oturan Albay Calder.
Il y avait un survivant : le Colonel Calder, assis à côté de moi.
Üzgünüm, anne. Şu anda gerçekten konuşmak istediğim sadece bir kişi var.
Il n'y a qu'une seule personne à laquelle j'aie envie d'en parler.
O, sadece bir kişi.
Il n'y a que lui.
Sadece bir kişi.
Ce n'est qu'un seul homme.
Önümde sadece bir kişi vardı. Saniye farkıyla.
Un type m'a devancé d'un quart de seconde.
Şatoda meydana gelen bu esrarengiz olaylara sadece bir kişi sebep olabilir.
Une seule personne a pu causer tous ces événements inexplicables.
Şimdi sadece bir kişi var, hayatım.
Il n'y en a plus qu'un seul, maintenant.
Bu olaya sadece bir kişi karışmış.
Un seul homme est impliqué.
Eğer ortada büyük bir kazanç varsa, sadece bir kişi lider olabilir.
S'il doit y avoir un meurtre, il faut un seul chef.
"Eğer ortada büyük bir kazanç varsa, sadece bir kişi lider olabilir."
" "S'il doit y avoir un meurtre, il faut un seul chef."
Bu sorunla ilgili sadece bir kişi var. Wolseley.
Il n'y en a qu'une qui compte :
Bu katliama sadece bir kişi engel olabilirdi.
Un homme a tiré profit de ce massacre.
- Sadece bir kişi.
Un seul.
Yakında her şey daha kötü olacak, ve sadece bir kişi yaşayacak, biliyorsunuz.
Tout le monde doit vivre.
Kazanan kişi bir ödül alır, sadece gerçekte bir ödül yoktur. Kazanmanın onuru yetiyor. Para hayır amacıyla kullanılıyor.
Le vainqueur gagne un prix, mais il n'y a pas de prix, c'est pour l'honneur, car tout va aux œuvres.
Sadece bir kaç kişi biliyor, onlar da söylemez
Quelques personnes seulement le savent, et elles ne le diront pas.
Bu dünyada biri oraya götürebilecek sadece tek bir kişi var.
Une seule personne saura qu'on est là-bas, une seule.
Siz sadece ölü bir adam ve onu taşıyan üç kişi gördünüz.
Un mort transporté par trois hommes...
Gerçekten çok üzgünüm tatlım fakat o an, o elbiseyi gördüm ve biliyordum ki yeryüzünde sadece bir tek kişi onu giyebilirdi ;
Quand j'ai vu cette robe, j'ai su pour qui elle était.
Bayan Wilberforce'un, planım için sadece ufak bir parça olmadığını onun çekirdeğindeki kişi olduğunu anlayamıyor musun?
Mrs Wilberforce n'est pas un accessoire de mon plan. Elle en est la base même!
Hıristiyanlık öncesi zamanlarda, Tanrı'ya inanan sadece bir kaç kişi vardı.
Avant la chrétienté, peu de gens croyaient en un seul dieu.
Beni geçen sadece bir kişi var.
- Et alors? - Un seul élève m'a surpassé.
"Mütevazı bir akşam yemeği, sadece seçkinlerden 40 ya da 50 kişi."
"Un souper dans l'intimité! 50 personnes du meilleur monde!"
... sadece Levazım Deposunda bir teğmen olduğu ortaya çıkan kişi sinemada yakalanmış.
... qui était seulement un lieutenant du corps de réserve, et a été arrêté dans un cinéma.
Pekala. Ya bir kişi sadece manevi bir birlik olduğunu söylüyorsa,
Qu'est-ce que l'Eglise a à objecter si quelqu'un considère le mariage seulement comme une union spirituelle?
- Sadece bir kişi.
Mme Snow.
Ev değil sadece tek bir kişi tarafından yapıldı. - Mısır. - Şurada biraz tuz var.
MAÏAS GRILLE
Üç çatallı kargı karşısında, Trakya kılıcıyla... herhangi bir şansa sahip olan sadece tek bir kişi var okulda.
Il n'y a qu'un homme dans toute l'école... qui peut tenir son bout avec l'épée thrace contre le trident.
Her şeyden öte uğraştığımız kişi sadece kör bir adam.
Après tout, nous nous chargeons seulement d'un aveugle.
Başka bir deyişle, hiç bağırsak deşme işlemi yapılmaz ve işin doğrusu, kişi bazı durumlarda kısa bir kılıç değil sadece açılıp kapanır bir yelpaze tutar.
À peine la lame ouvre le ventre que le coup de grâce est administré.
Bu adam bir hırsız, geçen gece elinde kılıçla bir konağı bastı sadece tek o değil, üç kişi daha vardı.
Cet homme est un voleur qui est venu piller une auberge hier soir avec un poignard. Et il n'était pas tout seul, il y en avait 3 autres.
Bu adam bir hırsız, geçen gece elinde kılıçla bir konağı bastı sadece tek o değil, üç kişi daha vardı.
Cet homme est un voleur qui est venu piller une auberge hier soir, un sabre à la main. Et il n'était pas tout seul, il y en avait 3 autres.
Çok garip ekselansları, sizi, sadece zevklerinin peşinde koşmayı düşünen bir kişi olarak düşünmüştüm her zaman.
Etrange, j'ai toujours pris Votre Altesse, pour un éternel adolescent qui ne s'inquiétait que de ses seuls plaisirs.
- Sadece bahsetmiş olduğum bir kişi.
Ah! Oui!
Bu sadece iki kişi rasındaki nişan gibi bir şeydir.
Ça, ça m'occupe entre deux engagements.
"Star Trek" te normalde küçük bir sanat departmanımız olur. Bazen sadece iki kişi. Ama sanırım, hepsi, yaptıkları işten zevk aldı.
Il n'est pas aussi stéréotypé que d'autres personnages que j'ai joués dans ce genre de séries.
Kuzeyliler, kasa taşıyan bir bölüğü tuzağa düşürmüşler, sadece üç kişi kurtulmuş.
Des soldats convoyant de l'or tombent dans une embuscade yankee.
Sadece özel bir gözlük takan kişi tarafından okunabilir.
Visibles à travers des lunettes spéciales.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24