Sadece bir soru translate French
557 parallel translation
Sadece bir soru daha sormak istiyorum.
Une dernière question.
Pekala, Tek soru. Ama unutma, sadece bir soru.
D'accord, une question, mais une seule!
Sadece bir soru.
J'aimerais vous poser quelques questions.
Sadece bir soru daha.
C'est le premier homme que vous avez tué?
Sadece bir soru sordum.
C'était juste une question.
- Sadece bir soru sordum.
- C'est toi qui me demande.
Sadece bir soru...
J'ai seulement une question.
- Ama sadece bir soru soracağım.
- Je n'ai qu'une question.
Sadece bir soru.
Juste une seule :
Sadece bir soru sormak istiyorum.
J'ai une question à vous poser.
Sadece bir soru.
Une seule question.
Problemi çözebilecek sadece bir soru mevcut.
Mais il y a la possibilité... d'une question unique.
Sana sadece bir soru sordum, dostum.
Je t'ai posé une question.
Sadece bir soru sorarım. Kaç para?
Il y a toujours une question Combien?
Size sadece bir soru sorabilir miyim?
Je peux vous poser une question?
Sana oğlun hakkında sadece bir soru sormak istiyorum.
Seulement quelques questions sur votre fils...
Sana bir soru sormak istiyorum sadece.
Je voulais juste vous poser une question.
Fakat onun da senin gibi çok fazla soru sorma huyu vardı ve şimdi ise ondan geriye sadece bir tek bot kaldı.
Tout ce qu'il reste de lui, c'est une botte.
- Sadece uygarca bir soru sordum.
- Ce n'était qu'une question de courtoisie.
Size sadece bir kaç soru soracağız.
On veut juste vous poser quelques questions.
Sadece bir kaç soru, doktor. Rahatsız edilmeden nerede konuşabiliriz? Burada, dolap odasında.
Dites-moi... quand vous opérez, vous portez toujours un masque?
Sadece bana bir sürü soru sormak istedin.
Vous vouliez juste me poser un tas de questions.
- Hayır, sadece birkaç soru soracağım. - Ciddi bir şeyse de söylemez zaten.
- L'inspecteur te le dirait pas.
Sana sadece bir kaç soru sormak istiyorum.
Je vous poserai juste quelques questions.
Sadece basit bir soru sordum.
Je demandais, c'est tout.
Sadece, bana bir kaç soru sormak istemişler.
On voulaitjuste me poser quelques questions.
O kadar mühim değildi. Sadece aptalca bir soru.
C'était pour une simple question.
Sadece bir kaç soru sordum.
Je posais seulement quelques questions.
Bu sadece iki cevabı olan bir soru.
Simplement une question qui a 2 réponses.
Şey, bu sadece sıradan bir soru.
Je n'arrive pas à dénouer mon tablier. Aide-moi.
Dünya adı verilen küçücük bir yerden gelen küçücük ve sadece hayal edilebilen bir evrenin sonsuzluğundan ışıldayarak onları çağıran soru işaretlerine doğru devasa bir adım atmış olan yaratıklar.
De minuscules êtres venant d'une minuscule planète appelée Reef... Ayant fait un pas de géant dans la conquête de l'univers afin de savoir jusqu'a quel point celui-ci est complexe, mystérieux, vaste. et inimaginable.
Sadece birkaç soru soruyorlardı, başka bir şey yok.
Elles posaient juste quelques questions, rien de plus.
Belkide üzerime vazife değil..... böyle bir soru sormak..... heleki sadece üç tedavi uygularken tanışmık olsakta.
Je ne suis qu'un simple masseur, mais vous m'avez fait venir trois fois déjà. - Je voulais savoir...
- Sadece tek bir soru sormak istiyorum.
- Dis-moi seulement une chose.
Sadece bir kaç olağan soru. O kadar.
- J'ai quelques questions de routine.
hiç bir soru sormadan. Sadece cesaret gerekir şikayet etmeden ölmek için Ölüm kapılarında 600 adamla. Mermi yağmurunda Engellendi cesaret.
Sans réplique sans raison sacrifiant leur vie dans la vallée de la mort se ruèrent les six cents assaillis à coups de fusils... ils foncèrent tout droit dans les mâchoires de la mort dans la gueule de l'enfer foncèrent les six cents les lames de leurs sabres étincelaient alors qu'ils les brandissaient chargeant toute une armée et tout cela pourquoi?
Oma sadece basit bir soru sordum.
Je te posais seulement une question.
Sadece King George hakkında bir kaç soru soracağım.
Je veux juste te poser des questions sur King George.
Çok daha iyi. Uh, Bayan Stacey, size sadece bir tek soru sormak istiyoruım, sakıncası yoksa.
Je peux vous poser une question?
Aklımda soru işareti bırakan sadece bir konu var, Sayın Başkan.
Il y a une chose - qui me préoccupe, M. le Président.
- Sadece masum bir soru.
- Question innocente...
Beni ilgilendiren bir şey değildi ama sadece etraftakilere onunla ilgili bir kaç soru sordum ve...
C'est pas mes affaires, je sais, mais j'ai posé quelques questions.
Sadece kendim ve diğerleri adına birkaç soru sormak için geldim ve sana bir bakmaya.
Je ne suis ici que pour vous poser quelques questions pour moi-même et les autres... et aussi pour te voir en vrai.
Ama sadece sızın cevap verebileceğiniz bir soru var.
Toutefois, il y a une question à laquelle seul vous pouvez répondre.
Sadece bir tek soru.
Une seule question.
Sadece bir kaç soru soracağım. Bu türlü davalarda çok olağandır.
Les questions habituelles dans ce type d'affaire.
Eğer şirketinizin yönetim kurulu başkanı şirketinizi Washington'un şirketlerimizi yönettiği gibi yönetiyorsa ona bir sürü soru sorar ve zaten bildiğiniz bir gerçeği öğrenirsiniz. Sadece para ile çözülmeyecek problemlerimiz var.
Si le président du conseil d'administration de votre société avait géré vos affaires comme Washington gère les nôtres vous vous poseriez un tas de questions et vous découvririez ce que vous savez déjà, à savoir qu'on a des problèmes que l'argent seul ne pourra pas résoudre.
Sadece ona bir kaç soru sormak istiyorum.
Je veux lui poser quelques questions.
Sadece buradan geçiyordum ve size bir iki soru sormayı düşündüm.
Je passais par là et j'ai voulu vous poser une question.
Ve sana sadece tek bir soru soracaklar : tesisinizin tümden güvenli olduğunu garanti edebilirmisiniz?
Je ne vous demande qu'une chose, pouvez-vous garantir que votre centrale est totalement sûre?
Parçacıkaltı tanımlamasında bir soru bu sadece. Evet evet, öyle tahmin ediyorum.
- Juste une question d'identification pratique.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24