Sadece bir rüya translate French
330 parallel translation
Tüm bunlar sadece bir rüya.
C'est juste un rêve.
Sabah olunca ve gelecek yıllarda bunu sadece bir rüya olarak hatırlayacaksın.
Dans les années à venir, c'est d'un rêve que vous vous souviendrez.
Bu sadece bir rüya. Korkacak hiçbir şey yok.
Ce n'est qu'un rêve sans danger.
Sana gördüğüm rüyayı anlatmıştım ama sanırım bu sadece bir rüya değil.
Je t'ai raconté mon rêve, mais est-ce bien un rêve?
Sadece bir rüya mı?
Est-ce seulement un rêve?
Bu sadece bir rüya.
- C'est un rêve.
Sadece bir rüya.
C'estjuste un rêve.
Kütükten yapılmış yüksek duvarları ve karanlık girişi gördüğümde rüyadayken bile bunun sadece bir rüya olduğunu anlıyorum.
Et quand je reconnais les murs de rondins, l'entrée plongée dans l'obscurité, je sais déjà que ce n'est qu'un rêve.
Ama anlarsınız ya, o sadece küçük bir kız. Bu da sadece bir rüya.
Mais ce n'est qu'une petite fille, voyez-vous, et ce n'est qu'un rêve.
Sadece bir rüya, sevgilim.
C'était juste un rêve, ça va.
Tabii bu sadece bir rüya.
Ce n'est qu'un rêve, bien sûr.
Bu gerçek olamaz. Sadece bir rüya...
Des faits similaires eurent lieu plus tard, qui firent trembler de peur les Shogûns au pouvoir.
Samimiyetle ilgili bütün iş sadece bir rüya.
Ce fameux besoin d'être proche n'est qu'un rêve.
Bu sadece bir rüya.
Ce n'est rien, va... ce n'est qu'un rêve.
Çok etkilenmiş olmalısın, ama bu sadece bir rüya.
Ça a dû te faire de l'effet, mais ce n'était qu'un cauchemar.
Sadece bir rüya, anne.
J'ai fait un cauchemar.
Tabii. Bir dahaki sefere kendi kendine... bunun sadece bir rüya olduğunu söyle. Öyle yaparsan hemen uyanırsın.
Quand ça arrive, dis-toi que t'es en train de rêver et tu te réveilleras.
Bu sadece bir rüya!
C'est un cauchemar!
Bu sadece bir rüya, gerçek değil.
C'est un cauchemar, tout ça n'existe pas.
Tüm bunlar sadece bir rüya.
Toute cette histoire n'est qu'un rêve.
Peki "bu sadece bir rüya, kafana takma" ya ne oldu?
Que fais-tu du : "Ce n'est qu'un rêve, ne t'inquiète pas"?
Güneşin altındaki yaşam... sadece bir rüya mı?
La vie sous le soleil n'est-elle pas qu'un rêve?
Güneşin altındaki bu hayat, sadece bir rüya mı yoksa...
La vie sous le soleil n'est-elle pas qu'un rêve?
Ama sadece bir rüya mı yoksa gerçek mi olduğuna karar veremiyorum.
Mais je n'arrive pas à déterminer si c'est juste un rêve... ou le souvenir d'un événement qui s'est réellement passé.
Sadece kötü bir rüya gördün.
Tu as fa " un cauchemar.
Sadece kötü bir rüya, biliyorum,
C'est forcément un cauchemar.
Rüya adamımdan bir iki güzel cümle avlamaya çalışıyorum sadece.
J'espérais que l'homme de mes rêves aurait réagi.
Onu buradan hiç ayrılmadığına ve... cinayetin sadece kötü bir rüya olduğuna bile inandırmış.
Il a même réussi à le convaincre qu'il n'était jamais parti et que cette histoire de meurtre n'était qu'un mauvais rêve.
Kötü bir rüya görüyorsun sadece.
Vous avez fait un cauchemar.
Hayatın sadece boş bir rüya olduğunu anlamak için 31 uzun sene çalıştım.
Et c'est le fruit de 31 ans de travail! Toute une vie d'employé.
Balığı görebiliyordu. Bunun bir rüya değil de, gerçek olduğuna inanmak için sadece ellerine bakması ve sırtındaki ağrıyı hissetmesi bile yeterliydi.
Il voyait le poisson et il n'avait qu'à regarder ses mains et sentir son dos pour voir que tout ceci était arrivé et n'était pas un rêve.
Sadece bir rüya.
Ce n'est qu'un rêve.
Bu sadece bir rüya.
Ce n'est qu'un rêve.
Sadece büyük, kötü bir rüya.
Un horrible cauchemar.
Hayır, mucize değil... bana sadece farenin gerçek olduğunu, ve şu an yaşadığımın bir rüya olduğunu söyle.
Non, dites-moi que le rat est vrai, et que je suis un rêve.
Giderim ama bana sadece bir şey söyle... sen ve ben burada gerçekten bulunuyor muyuz, yoksa bu da mı bir rüya?
Je m'en vais, mais dites-moi... si nous sommes vraiment ici, vous et moi. Ou si je rêve?
Sadece kahrolası bir rüya!
Ce n'est qu'un rêve!
Sadece bir rüya.
Et en plus, ce n'est qu'un rêve.
Sadece kötü bir rüya olmalı.
FIN
- Sadece kötü bir rüya gördün.
- Tu as fait un mauvais rêve.
Sadece kötü bir rüya.
Nous ne sommes pas ici. C'est un cauchemar.
- Sadece bir rüya.
- Ce n'est qu'un rêve.
Sadece kötü bir rüya gördün.
Ce n'était qu'un mauvais rêve.
Ama sonra yine rüya değil. Küçük bir çocuğum sadece.
c'est pas un rêve d'ailleurs, j'suis tout gosse.
Sadece kötü bir rüya.
Juste un mauvais rêve.
Sadece derin bir rüya.
C'est un rêve très réel.
Senin ile onun aşkın hakkındaki megolomanlıkların sadece güzel bir rüya başka bir şey değil.
C'est rien d'autre que des fantasmes érotiques.
Sadece kötü bir rüya görüyor.
Il a fait un mauvais rêve.
Bir şey yok, rüya gördüm sadece.
Rien, j'ai rêvé.
Yokbirşey, sadece aptal bir rüya.
Rien, juste un rêve idiot.
Sadece kötü bir rüya gördüm.
J'ai fait un rêve affreux.
sadece bir rüyaydı 20
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane mi 18
sadece bir tane 124
sadece bir kez 77
sadece bir yudum 20