Sen bir doktorsun translate French
252 parallel translation
Sen bir doktorsun, değil mi?
Vous n'êtes pas médecin?
Jake sen bir doktorsun. İnsanları çok iyi tanırsın.
Jake, vous êtes médecin, vous devriez connaître les gens.
Lütfen. Unutma sen bir doktorsun.
S'il te plaît, rappelle toi que tu es Docteur en Philosophie.
Sen bir doktorsun doğal haldeki adama bak, ceset gibi olmuş.
Et tu es médecin. Pour toi, un homme, c'est un corps à disséquer.
Sen bir doktorsun, şifa dağıtan birisin.
Tu es médecin, tu es un guérisseur.
Sen bir doktorsun. İlgiliymiş gibi davran.
George, tu es docteur.
Sen bir doktorsun.
Vous êtes médecin.
- Bones, sen bir doktorsun. Acıların sihirli asaları sallayarak dindirilemeyeceğini bilirsin.
Tu es médecin, tu sais que ce genre de souffrance ne se guérit pas.
Sen bir doktorsun.Zekisin.Harikuladesin. Tuvaletler ise aptaldır.
Vous êtes médecin, intelligent, brillant. Les toilettes sont stupides.
Sen bir doktorsun.
Tu es médecin.
Ve bunu yapmaya hakkın yok. Çünkü sen bir doktorsun.
Et vous n'avez pas le droit, en tant que médecin.
Sen bir doktorsun. Bir bilim adamısın.
Vous êtes un médecin, un esprit scientifique.
Sen bir doktorsun, rekabeti seversin.
Tu es médecin, tu l'aimes aussi.
Sen bir doktorsun. Onlara yardım edebilirsin.
- Tu peux les aider.
Sen bir doktorsun.
Vous êtes docteur!
Her neyse, demek sen bir doktorsun.
Vous êtes médecin.
Senin de bir sanat eserin var mı bilmiyorum ama işinin ne olduğunu biliyorum. Sen bir doktorsun.
Je ne sais s'il y a une oeuvre d'art en toi, mais je sais ce qu'est ton boulot.
Sen bir doktorsun.
allez, t'es médecin.
Sen acı çeken bir kadına sabır ve merhametle yaklaşan türden bir doktorsun.
Votre rôle, à vous... est de sauver ces filles des épreuves et du malheur.
Sen iyi bir doktorsun.
Tu ferais un sacré docteur.
Sonuçta sen de benim gibi becerikli bir doktorsun.
Vous êtes aussi bon médecin que moi.
- Sen çok iyi bir doktorsun.
- Trés bon docteur.
Sen doktorsun, bir yolunu bulursun.
Vous êtes médecin, vous en avez les moyens.
Çünkü sen iyi bir doktorsun.
Parce que tu es un excellent médecin.
Sen bir doktorsun. Saatine 50 dolar ödüyorum.
50 dollars de l'heure et je décide?
Sen New Yorklu saygıdeğer, itibarlı bir doktorsun.
Tu es fou! Tu es un docteur, new-yorkais établi et respecté!
Demek ki sen doktorların bile hayatlarını emanet ettikleri türden bir doktorsun
Vous êtes le genre de médecin que d'autres docteurs choisissent.
Sen Federasyon gemisinde bir doktorsun.
Vous êtes médecin sur un vaisseau de la Fédération.
Ross, sen iyi bir doktorsun.
Ross, tu es un bon médecin.
Sen doktorsun, bir şeyler yap.
T'es médecin, non?
Onu hayatlarımıza soktuk. Bir kurum işletiyorum, sen tüccarsın, sense doktorsun.
Je dirige une fondation, vous vendez de l'art, vous êtes médecin.
Yani üstüne alınma ama, sen nasıl bir doktorsun böyle?
Mais p * * * n - je peux dire p * * * n ici? je suppose que vous pouvez.
Unut gitsin. Sen iyi bir doktorsun.
Tu es un bon médecin.
Sen iyi bir doktorsun.
Tu es un bon médecin.
Bana sorarsan, sen bir sahte doktorsun.
Pour moi, vous êtes un charlatan.
Steroit alımında sen ortaya çıkana kadar Rooker onu dolandırdığımı sanıyordu. Bir doktorsun sen! Bir şifacısın!
Rooker pensait que je le doublais, et vous arrivez juste au bon moment.
Sen ne tür bir doktorsun?
Vous êtes quoi comme docteur?
Sen genç bir doktorsun.
Vous êtes un jeune médecin.
Sen gerçek bir doktorsun değil mi?
Vous êtes médecin, non?
Sen hayat kurtaran bir doktorsun, ben ise sadece bir komedyenim.
Tu es un médecin qui sauve des vies, et moi un comique.
- Sen harika bir doktorsun.
- Tu es un excellent médecin.
Ama haklı olsan bile, sen sıradan bir doktorsun.
Mais justifiée ou non, vous êtes interne.
Sen ne biçim bir doktorsun? Hasta sınıflandırmasında ki birinci kural, kritik yaralanmaları birinci sıraya koymaktır.
La règle veut qu'on s'occupe d'abord des grands blessés.
- Sen de bir doktorsun, Homer. Sen eter gibi kokmuyorsun.
Pas toi, et t'es médecin.
Luka, Greene ve Weaver ne düşünürse düşünsün. Sen iyi bir doktorsun.
Luka, quoi que Greene et Weaver pensent, vous êtes un bon médecin.
Sen iyi bir doktorsun. Ama David Ravell değilsin.
Tu es bon, mais tu n'es pas David Ravell.
Benim içinse, yaşam destek ünitelerini iyi durumda tutan, kabiliyetli bir doktorsun ve sen gemiye ne zaman binsen Su Bitkileri deli gibi büyüyor.
Quant à moi... bien, tu es un médecin doué, Tu entretien les système de survie au top et depuis que tu es à bord, les jardins hydroponiques poussent comme des fous.
Ama sen iyi bir doktorsun.
Mais tu es un bon docteur.
- Sen hâla bir doktorsun, Peter.
Tu es un excellent médecin, Peter.
- Merhaba Bayan Newberry - Nasıl bir doktorsun sen?
- Quel genre de médecin êtes-vous?
- Mark. Dur. Testlerde çuvallasan da sen harika bir doktorsun.
Tu es un médecin brillant, peu importe si tu mets une pièce ronde dans un trou carré.
sen bir tanesin 30
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17