Sen bir hayvansın translate French
122 parallel translation
Sen bir hayvansın!
Tu es un animal!
Sen bir hayvansın. Ben de senden hoşlanmıyorum. Hayvanlar yaşamak için öldürürler, sen de öyle yapıyorsun.
Comme vous dites, pensons au Président d'abord, nous ne comptons pas...
Sen bir hayvansın.
Tu n'es qu'un animal.
Sen bir hayvansın. Bir hayvanın olması gereken yer kafestir
On met les animaux en cage.
Sen bir hayvansın Murray.
Tu n'es qu'un animal, Murray.
Sen bir hayvansın.
Tu es un pur animal.
- Sen bir hayvansın.
Un animal!
Sen bir hayvansın.
Sale brute!
"Hadi yap, Sheldon." "Sen bir hayvansın, Sheldon." "Üstüme bin, koca Sheldon."
"Prends-moi, Sheldon." "T'es une bête, Sheldon." "Encore, mon Sheldon."
Sen bir hayvansın.
Tu es une bête.
Tanrılar adına, sen bir hayvansın!
Vous êtes un vrai animal.
- Sen bir hayvansın. - Lanet olası arabaya bin.
- Tu es une brute, tu le sais ça?
Sen bir hayvansın! Lanet bir manyak!
Tu es bestial, un vrai cinglé.
- Sen bir hayvansın.
T'es complètement débile.
Sen bir hayvansın!
Bête sauvage!
Ama sen bir hayvansın.
Mais toi, t'es qu'un...
Sen bir hayvansın.
Tu es un animal.
Sen bir hayvansın.
un vrai animal.
Çoktan senaryo yazmayı öğrendi ve aklını başından alacak birkaç kız buluverdi. - Sen bir hayvansın! - Çok naziksin.
Sitôt appris à écrire, il trouve une nana pour lui chatouiller les orteils!
Larry, sen bir hayvansın!
Larry, t'es un chacal!
Sen bir hayvansın.
T'es qu'un animal.
Sen bir hayvansın.
Espèce de racaille!
Sen bir hayvansın Jerry.
T'es un salaud, Jerry. Ça recommence!
Hayır! Sen bir hayvansın!
Vous êtes une bête.
Sen bir hayvansın.
Je sais mordre!
Bir daha ki sefer Homer, "Sen ne tür bir hayvansın?" dediğinde...
Et quand Homer te demandera :
Sen ne tür bir hayvansın? Silahsız bir adamı vurmalarına izin verdin.
Quelle sorte d'animal êtes-vous, les laisser tuer un homme sans défense?
Sen ne biçim bir hayvansın?
Quel animal es-tu?
Sen bir insan değil bir hayvansın.
Tu es pas un homme, tu es une bête.
Sen nasıl bir hayvansın?
Quel genre d'animal es-tu?
Çünkü sen güzel bir hayvansın ve ben de zayıfım.
Parce que tu es un bel animal et que je suis faible.
Max, sen gerçekten bir hayvansın.
Max, vous êtes un animal.
Sen pis aşağılık bir hayvansın.
Tu es une brute, un animal.
Saatimi çıkarmalıyım. Sen bir hayvansın.
J'enlève ma montre, tigresse!
Sen, aptal, kalın kafalı, kaba bir hayvansın.
Vous n'êtes qu'une brute épaisse!
Sen çirkin bir hayvansın.
Sale brute.
Jerome, sen gerçekten bir hayvansın.
Jerome, vous êtes un animal.
Sen bir hayvansın. İlim asıl senin gibi yaratıkları izlemeli.
Vous êtes une bête, pas un homme!
Sen ufak bir hayvansın. Hapse atıImak istiyorsun!
T'es qu'un animal, qu'il faudrait faire enfermer!
- Sen, muhteşem, kâfir bir hayvansın.
Vous êtes un splendide monstre païen!
Sen bir hayvansın!
Vous êtes une brute.
Sen bir hayvansın.
Tu es un animal!
Sen sersem bir hayvansın, Churchill.
Tu es trop bête, Churchill.
Sen bir hayvansın!
Vous êtes un animal.
Milo, sen dönüştüğüm herşeyden daha kötü bir hayvansın.
Milo, tu es une bête pire que celle que je deviens.
Sen insan suretinde bir hayvansın.
Tu es un monstre!
- Ah, özür dilerim Terk. - Ne tür bir hayvansın sen?
T'es quoi, comme animal?
! Sen lanet bir hayvansın.
TU es un putain d'animal.
Sen hayvansın, Akıl fikir yok sende. Hiç bir şeyden anlamıyorsun.
Vous êtes des bêtes, incapables de raisonner.
Sen bir robot değil, bir hayvansın!
Tu n'es pas un robot, tu es une bête!
Hayvansın sen! Bir canavar!
Même pas un être humain!
sen bir tanesin 30
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17
sen bir 32
sen bir meleksin 58
sen bir dahisin 132
sen bir pisliksin 43
sen bir erkeksin 31
sen bir harikasın 29
sen bir aptalsın 74
sen bir kadınsın 24
sen bir kızsın 17