English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bırakın gelsin

Bırakın gelsin translate French

107 parallel translation
Bırakın gelsin!
Qu'il vienne!
Hey, bırakın gelsin.
Laissez-le entrer.
Bırakın gelsin.
Laissez-la entrer.
Bırakın birisi gelip bizi, Franz'ı ısırmaya çalışsın. Bırakın gelsin.
Qu'ils viennent essayer de mordre Franz!
Oh, bırakın gelsin.
Laissez-la.
Bırakın gelsin.
Laissez-le entrer.
Tamam çavuş, bırakın gelsin!
Ouvrez-lui!
- Bay Ness! - Pardon, bırakın gelsin.
Ça va, laissez-le passer.
Bırakın gelsin.
Laissez-le venir ici.
Bırakın gelsin! "
Qu'elle vienne donc! "
- Bırakın gelsin.
Laissez-le passer.
Bırakın gelsin.
Laissez-le venir.
Tamam. Bırakın gelsin.
Laissez-le passer.
Ama bırakın gelsin.
Mais qu'il vienne!
Bırakın gelsin.
Laissez-le monter.
Bırakın gelsin.
Laissez-le venir à moi.
Bırakın gelsin.
Qu'il vienne!
Bırakın gelsin.
Faites entrer Mlle Shu Lien.
Bırakın onu! Bırakın gelsin!
- Je vous en supplie!
- Bırakın gelsin.
- Qu'il vienne.
- Evet, bırakın gelsin!
- Bien sûr, laissez-le venir.
Bırakın gelsin.
- Qu'il entre. Il est en bas.
Zebra 4. Yerinizde kalıyorsunuz, bırakın gelsin.
Zébra 4, vous le laissez arriver.
Güzelmiş. Bırakın gelsin.
Laissez-la entrer.
Bırakın gelsin.
Laisse-le entrer.
"Bırakın, bırakın gelsin bugünden sonra."
"Laissons donc ce courant nous porter..."
- Bırakın gelsin.
Laissez-la.
Bırakın gelsin.
Laissez-le passer.
Bırakın önce o gelsin.
Il est riche.
Bırak da Dixon'ın madenlerinde aklı başına gelsin. Ona harcayacak para yok.
Qu'il aille se calmer dans les mines de Dixon!
Onunla bir işim var. Bırakın gelsin.
C'est un ami à moi.
bırakın da gelsin.
Laisse la.
Bırakın kendine gelsin.
Ça lui rafraîchira les idées.
Onu bir yerin 100 mil civarına bırakın o yere yürüyerek gelsin.
Lâchez-le à 150 km de la station et il la retrouvera.
Lütfen, bırakın evine gelsin.
Mais elle est malade. Libérez-la.
Bırakın gelsin.
- J'ai à vous parler. Laissez-le descendre.
Bırakın benimle Atılgan'a gelsin. Ona sığınma hakkı veririz.
Laissez-moi lui donner asile sur l'Enterprise.
Bırakın aşağı gelsin, Bayan Caldwell.
Laissez-le descendre, Mlle Caldwell. Ne compliquez pas les choses.
Bırak gelsin de kendi anlatsın!
Laissez le entrer et s'expliquer!
Bırakın gelsin.
Laisse-le.
- Bırak gelsin. Saçını keseceğim. - Tabii keseceksin.
Je dois lui couper les cheveux.
- Evet adetini zorlamamalısın Stan.Bırak da kendisi gelsin
Te force pas à avoir tes règles. Laisse faire la nature.
Şoförümü tam yanımda istiyorum. Bırakın da gelsin!
Je veux mon chauffeur près de moi.
Geri çekilin, Bırakın onlar bize gelsin.
Battez en retraite! Laissez-les venir à nous.
- Hayır, bırak biraz nefes alsın. Rahatlasın. Bırak bir kez de o sana gelsin.
Laisse-la respirer, laisse-la se détendre, laisse-la venir vers toi pour changer.
Bırak kaçak avcılar buraya gelsin bu hayvanları halletsin. Bırak rehberler, lanet turistlerini ve onların lanet kameralarını buraya getirsinler.
Y a qu'à laisser les braconniers venir ici, les gens de la pub venir avec leurs caméras, et les touristes.
"Durun," dedi General Sezar. "Bırakın aşağılık herifler gelsin!"
"Tenez bon," dit le général César, "laissez ces salauds approcher!"
Bırakın gelsin!
Angela.
Bırakın kalbinizden gelsin.
Que ça vienne du cœur, de l'intérieur.
İtibarını zedelememek için bırak o da benle gelsin.
Pour préserver l'honneur de son père, libérez-la.
- Lütfen. - Bırakın taksi gelsin.
Laissez passer ce taxi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]