Siz de öyle translate French
651 parallel translation
Kaçıranın o olup olmadığını henüz bilmiyorum, siz de öyle.
Je ne sais s'il en est un, alors vous encore moins!
Siz de öyle düşünmüyor musunuz, Pres?
Qu'en pensez-vous?
Siz de öyle, Baron. Kahyanızı sormaya gelmiştim.
Je suis venu voir ce qu'il en était de votre valet.
- Çok hoş hediyeler var. Siz de öyle düşünmüyor musunuz, Bay Connor?
Je vois que mes cadeaux vous plaisent, M. Connor.
Niye olmasın ki? - Siz de öyle. - Ben mi?
Vous aussi.
Siz de öyle.
Vous non plus.
Siz de öyle tabii?
Et toi aussi?
Asla nazik olmayacak, kesin. siz de öyle.
Il ne sera jamais gentil, c'est sûr.
Çok anlayışlısınız. Siz de öyle.
Vous êtes si compréhensif, et vous aussi...
Dogru, hayatımda bir tek dürüst iş yok, haklısınız, ama siz de öyle.
Effectivement, je n'ai jamais travaillé, mais vous non plus.
Siz de öyle.
Vous aussi.
Siz de öyle, hanımefendi.
Pareil pour vous, M'dame!
Hiç umumrsamıyorum, siz de öyle.
Je m'en fiche et toi aussi.
Siz de öyle.
Vous, si.
Biz buna inatçılık diyoruz. Birkaç hafta sonra siz de öyle dersiniz.
On appelle ça de l'entêtement, Vous verrez, dans quelques semaines,
Yazım ve telaffuz kusursuz, siz de öyle düşünmüyor musunuz?
C'est bon comme écriture et orthographe, hein?
- Siz de öyle efendim.
- Comme vous, sire.
- Tamamen öyle. Siz daha önce hiç böyle bir lahana gördünüz mü?
- As-tu déjà vu une telle salade de chou?
Öyle ise siz yolunuza gidin. Bizde yolumuza.
Vous nous avez parlé de 4500 livres.
O beklentiyi siz oluşturdunuz. Hepinizin de çok iyi bildiği gibi ben asla öyle bir ümit vermedim.
Vous les avez nourris de cet espoir, alors que vous saviez que je n'en avais pas l'intention.
- Siz de öyle düşünmüyor musunuz Bayan Barker?
N'est-ce pas madame?
Siz de mızıka çalarmışsınız. Tony öyle söyledi.
Vous y jouiez aussi, Tony me l'a dit.
Belki öyle, belki de siz.
Peut-être que j'ai tort, peut-être que c'est vous.
Siz de dün öyle çağırmamış mıydınız?
Vous l'avez appelé hier.
Siz de öyle olmalısınız.
Vous devez l'être aussi.
Ah, siz de beni geceyarısı terk ediyorsunuz öyle mi?
T'es pas gêné de me laisser seule.
- Siz de öyle.
- Moi aussi.
Ama siz de öyle!
Pas exactement.
Siz de geldiniz ama, öyle değil mi?
Et vous êtes venu, n'est-ce pas?
Evet... siz de öyle.
Vous aussi.
Yani, siz, Bayan Anselmi'nin evine giren üç adamı tanımadığınızı ifade ediyorsunuz öyle mi?
- Donc, comme vous l'avez dit, vou ne conaissez pas les trois hommes qui sont rentrés dans l'appartement de Mme Donati Anselmi, Exact?
Kızınız da hemen hemen aynı tipte. Bunu da miras aldığı sağlığa borçlu, hem fiziksel hem de ruhsal ikisi birlikte öyle ki siz bunu kızınıza cömertçe aktarmışsınız.
Votre fille est pareille, grâce à sa bonne santé physique et spirituelle que vous et votre mari lui avez si généreusement transmis.
Siz de hiç öyle değilsiniz. Yani göründüğünüz gibi biri değilsiniz.
Vous n'êtes pas ce que vous semblez.
Siz.. Siz kadınlar duygu sömürürsünüz, öyle değil mi?
Vous les femmes êtes des ventouses de sentimentalité, en vérité!
Öyle olsun. Şimdi beyler, bu cesur asker gelmiş geçmiş en iyi süravi birliğinin eski üyesi siz Yankilere nasıl ata binileceğini gösterecek.
Ce membre de la meilleure cavalerie qui ait jamais existé... va vous apprendre à monter, Yankees!
Öyle olsa bile, yine de siz beş parasızsınız.
Même si elle ne l'était pas, vous restez sans le sou.
Siz de OWI'deydiniz, değil mi Bay Richards? "Kim Kimdir" de öyle yazıyor.
Vous étiez au Bureau d'informations des armées, c'est ce que dit le Who's Who.
- Serseriye benzemiyorsun. - Siz de öyle Baş komiser.
Vous non plus, capitaine.
Öyle söylendiğini biliyorum, efendim, ama düşündüm de belki siz...
Je sais, mais... je pensais que vous pourriez...
Siz öyle diyorsunuz Başkan Yardımcısı ama ben de şöyle düşünüyorum.
C'est ce que je crois.
- Siz de mi öyle düşünüyorsunuz, efendim?
C'est aussi votre avis?
Öyle, siz de hoş bir bayansınız.
Oui, et vous êtes belle femme.
Siz de mi öyle yapmaya karar verdiniz, Majesteleri?
C'est ce que vous avez décidé de faire?
- Biz de öyle düşünüyoruz. Bu yüzden buradaki herkes gelecek Birleşik Devletler Başkanının siz olmasını istiyor.
C'est pourquoi nous voulons tous que vous soyez le prochain Président des Etats-Unis.
Yine de ben arabayı alıyorum, siz canınız nasıl istersen öyle yapın.
Je prends l'auto et vous faites comme vous l'entendez.
Siz öyle söyleyince, bu şeyler üzerime bir kabus gibi gelmeye başladı.
Le filet se resserre autour de moi, c'est un cauchemar.
Çok yaygın bir isimdir ama siz hiç Max diye birini tanımıyorsunuz, öyle mi?
C'est un nom banal, vous n'avez jamais connu de Max?
- Sihirli seanslardan siz sorumlusunuz, öyle mi?
Vous procédez à des séances de magie?
Siz de mi öyle düşünüyorsunuz peder? Güneş gözlükleri ne iş?
Qui l'aurait cru?
Siz bu dünyayla, karınız ise öteki dünyayla ilgileniyor, öyle mi?
Vous vous souciez d'ici-bas, et elle, de l'au-delà. C'est ça?
Siz de durmayın öyle üstünüzü değişin!
Et vous, remuez-vous!
siz de 205
siz devam edin 102
siz de kimsiniz 130
siz de gelin 26
siz de mi 32
siz delisiniz 52
siz de ister misiniz 18
siz değil 50
siz değilsiniz 19
siz delirmişsiniz 20
siz devam edin 102
siz de kimsiniz 130
siz de gelin 26
siz de mi 32
siz delisiniz 52
siz de ister misiniz 18
siz değil 50
siz değilsiniz 19
siz delirmişsiniz 20
siz delirdiniz mi 20
de öyle 26
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
de öyle 26
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle 4799
öyleyse 1938
öyleydi 571
öylesine 89
öylemi 130
öyleyim 490
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyleyim 490
öyleymiş 51
öylesin 305
öyle mi dersin 362
öyle olsun 692
öyledir 296
öyleyiz 77
öyle bir şey değil 75
öyle bir şey yok 92
öyle işte 113
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle mi diyorsun 87
öyle oldu 102
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öylece 26
öyle görünüyor 500
öyle deme 154