Sizi tanıyorum translate French
703 parallel translation
Ben sizi tanıyorum.
Moi, je vous connais!
Sizi tanıyorum.
Mais je vous connais!
Sizi tanıyorum, yani kim olduğunuzu biliyorum.
Je vous connais, enfin... je sais qui vous ètes.
- Önemi yok. Ben sizi tanıyorum. Bütün Paris sizi tanıyor.
Si cette petite somme peut vous être utile, je vous l'offre.
Sizi tanıyorum.
Je vous connais.
Babamı kendinize inandırdınız, ama ben sizi tanıyorum.
Vous avez pu l'abuser, mais je vous connais.
Sizi tanıyorum.
Jerry Mulligan.
- Sizi tanıyorum peder.
Si, je vous reconnais.
Ama ben sizi tanıyorum.
Vous ne m'êtes pas inconnue.
Sizi tanıyorum Bayan Lester.
Je vous reconnais, Mlle Lester.
- Evet, sizi tanıyorum.
- Oui, Je vous ai reconnu.
Sizi tanıyorum!
Je vous reconnais.
Bak, sizi çok iyi tanımıyorum ama bana göre denememe gibi bir şeyi seçmişsiniz gibi duruyor.
Je ne vous connais pas très bien, mais de mon point de vue, on dirait que vous avez fait le choix de ne pas essayer.
Sizi tanımıyorum. Kötü bir hafızanız var madam.
- Cette femme... et son valet!
Muhasebe defterlerinizi tuttum, sizi çok iyi tanıyorum.
Je tiens vos livres!
Mösyö sizi tanımıyorum.
Monsieur, je ne vous connais pas.
Adem'den bu yana sizi tanımıyorum ki!
Je ne vous connais ni d'Éve ni d'Adam.
- Sizi tanımıyorum beyler.
- Il bâtit un autre théâtre.
Bay Case, sizi hiç tanımıyorum.
M. Case, je ne vous connais pas du tout.
Sizi uyarıyorum, bu büyük bir risk taşıyor fakat tanıdığım kadarıyla sizin gibi bir kadının hayatının kalanını kuşku ve ölüm gölgesi altında geçirmektense, her şeyi göze alacağını düşünüyorum.
Je vous préviens, c'est très risqué, mais celle que vous me semblez être préférera tout risquer que de vivre sa vie dans l'ombre du doute et de la mort.
Kaba olmak istemem ama sizi tanımıyorum.
Excusez-moi, mais je ne vous connais pas...
Sizi zaman kaybından kurtarabilirim. Mallarımızı çok iyi tanıyorum.
Je connais bien nos articles.
Sizi gazetelerdeki fotoğraflarınızdan tanıyorum.
Je vous ai reconnu d'après les photos.
Bay Davies, sizi bu işle bir alakanız olmayacağını bilecek kadar iyi tanıyorum.
M.Davies, je suis sûr que vous n'êtes pour rien là-dedans.
- Ama... - Sizi tanımıyorum bile.
Je ne vous connais même pas.
Demek sizi oradan tanıyorum.
Oh, je vous reconnais à présent.
Sizi tanımıyorum.
Je ne vous connais pas.
- Sizi tanımıyorum bile.
Donc, partageons.
Lütfen, Bayan Cramer, çok meşgulüm ve sizi de tanımıyorum.
Mlle Cramer, je suis occupé et je ne vous connais pas.
- Sizi tanımıyorum.
Je ne vous connais pas.
- Ben onu tanımıyorum. - Oyun oynama benimle. Sizi hapse sokarım, kuru ekmek ve su yersiniz.
Faites pas les malins avec moi ou vous allez en baver.
Bana ihtiyaç duyar ve konuşmak isterseniz buradayım. - Sizi tanıyorum ve sizden nefret ediyorum.
Je la hais.
Sizinle tanışmamıştım, ama şimdi sizi görünce anlıyorum ki... özünüzü tam anlamıyla yakalamışım.
Et je vois maintenant que je vous ai traduits a la perfection.
- Bakın bayan, sizi tanımıyorum bile.
Je vous connais à peine.
Şimdi dostlarım, sizi çok eski zamanlardan bu yana tanıyorum...
On le sais depuis longtemps,
Sizi tanımıyorum genç adam ama davranışınızı Sir Kenneth'e bildireceğim.
Je ne vous connais pas mais je ferai mon rapport!
Yabancı olduğunuz ve kimse sizi tanımadığı için bahsinizi beşe bir yapıyorum.
Comme vous êtes un étranger... et que personne ne sait rien de vous... je vais vous donner une cote de cinq contre un.
- Sizi tanımıyorum bile.
- Un inconnu...
Sizi tanımıyorum!
Je ne vous connais pas.
Gerçekten tanıyorum sizi. Gerçekten...
"On s'est déjà vus quelque part?" On s'est rencontrés...
Sizi çok iyi tanıyorum, efendim.
Je vous connais bien.
- Ama sizi tanımıyorum. - İzninizle.
Je ne vous connais pas...
Sizi hiç tanımıyorum.
Vous, parfait étranger en plus.
Kanıt yok, tanık yok, sadece sonuç var. Sizi kıskanıyorum.
Pas de preuves, pas de témoins, juste des résultats, je vous envie.
Sizi tanımıyorum!
Je ne vous connais pas!
Elizabeth, sizi pek tanımıyorum, ama benim için bir şey yapmanızı rica ediyorum.
Je vous connais bien peu, mais écoutez-moi!
Ben ise, çok sevimli olmanız dışında sizi tanımıyorum.
Si ce n'est que vous êtes délicieuse.
Bakın, sizi tanımıyorum.
Je ne vous connais pas.
Ben de sizi tanımıyorum.
Moi non plus.
Bırakın onu, sizi bile tanımıyorum.
Je ne sais même pas qui vous êtes.
Sevimli birisiniz ama, sizi iyi tanımıyorum.
Vous êtes beau gosse, mais je vous connais trop peu.
tanıyorum 129
tanıyorum onu 21
sizi seviyorum 160
sizi bekliyorum 28
sizi bekliyor 61
sizi bekliyoruz 27
sizi dinliyorum 52
sizi anlamıyorum 42
sizi özleyeceğim 33
sizi ilgilendirmez 39
tanıyorum onu 21
sizi seviyorum 160
sizi bekliyorum 28
sizi bekliyor 61
sizi bekliyoruz 27
sizi dinliyorum 52
sizi anlamıyorum 42
sizi özleyeceğim 33
sizi ilgilendirmez 39
sizi karı koca ilan ediyorum 41
sizi tanıyor muyum 69
sizi tanımıyorum 61
sizi temin ederim ki 103
sizi seviyorum çocuklar 20
sizi ararım 37
sizi temin ederim 232
sizi görmek güzel 94
sizi tanıştırayım 46
sizi gördüğüme sevindim 190
sizi tanıyor muyum 69
sizi tanımıyorum 61
sizi temin ederim ki 103
sizi seviyorum çocuklar 20
sizi ararım 37
sizi temin ederim 232
sizi görmek güzel 94
sizi tanıştırayım 46
sizi gördüğüme sevindim 190